Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“2/B Uygulaması”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Davalı adına kayıtlı taşınmazın bir kısmının orman kadastrosu ile orman sınırları içine alınması nedeniyle tapu iptal ve tescil davasında hangi mahkemenin görevli olduğu hususunda çıkan görev uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 1947 yılındaki orman kadastrosunda orman sınırları içine alınan kısım için Asliye Hukuk Mahkemesi'nin, 2008 yılındaki çalışmada orman sınırları içine alınan kısım için ise Kadastro Mahkemesi'nin görevli olduğu, bu nedenle Serik 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılıp davanın bu mahkemede görülüp sonuçlandırılması gerektiği gözetilerek yargı yerinin Serik 2. Asliye Hukuk Mahkemesi olarak belirlenmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu tapuya tescil edilen taşınmazla ilgili beyanlar hanesindeki kullanım şerhinin değiştirilmesi istemine ilişkin davanın görevli ve yetkili mahkemesinin hangisi olduğuna dair uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 26. maddesi uyarınca kadastro mahkemesinin görevinin taşınmazla ilgili tutanağın tanzimi ile başladığı ve askı ilan süresinden sonra açılan davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği gözetilerek Bilecik 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli mahkeme olarak belirlenmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacılar murisi adına kayıtlı taşınmazın orman kadastrosu çalışmaları sonucu orman sınırları içerisinde kaldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, mahkemenin eksik inceleme yapıp hüküm kurması uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B çalışmalarına ilişkin tüm belgeleri getirterek, uzman bilirkişi kurulu marifetiyle keşif yapıp, Orman Kadastro Teknik İzahnamesi ve Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliği'ndeki esaslar gözetilerek taşınmazın orman sınırları içinde kalıp kalmadığını tespit etmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurması doğru görülmeyerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve Hazine adına tescili istemine ilişkin davada, 6292 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B ve 7. maddeleri gereğince davanın durdurulup durdurulamayacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında olduğu ve 6292 sayılı Kanun'un 7. maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle kişiler adına kayıtlı taşınmazlar hakkında açılan davalardan vazgeçilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin Hazinenin davadan vazgeçmiş sayılmasına ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Orman kadastrosu kesinleştikten sonra 2/B uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazın mülkiyetinin kime ait olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bulunduğu yerde kesinleşmiş orman kadastrosu bulunduğu ve 2/B uygulamasıyla orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin mülkiyetinin Anayasa'nın 169. ve 170. maddeleri uyarınca Hazine'ye ait olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hazine'nin 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi uygulaması uyarınca orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazın tapusunun iptali ve Hazine adına tescili istemine karşı, davalının tapu kaydına dayanarak yaptığı iyi niyetli edinme savunması üzerine yerel mahkemenin direnme kararı verip vermediği hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, ilk kararında kesin hüküm gerekçesiyle davanın reddine karar verdikten sonra, Özel Daire'nin bozma ilamı üzerine, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 45/3. maddesini ve Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının geriye yürümeyeceği ilkesini değerlendirerek önceki kararından farklı bir gerekçeyle direnme kararı vermemiş olması ve yeni bir hüküm tesis etmiş olması gözetilerek, dosyanın temyiz incelemesi için 20. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hazine'nin 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi uygulaması sonucu orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazın mülkiyetinin tapu kaydına rağmen Hazine'ye ait olduğu iddiasıyla açtığı tapu iptali ve tescil davasında, yerel mahkemenin direnme kararının Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin direnme kararında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 45/3. maddesini yeni bir gerekçe olarak değerlendirmesi ve önceki kararından farklı bir hüküm tesis etmesi nedeniyle direnme kararının niteliğinde olmadığı gözetilerek, dosyanın temyiz incelemesi için ilgili Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro tutanaklarına karşı açılan tapu iptal ve tescil davasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki hak düşürücü sürenin Devlet için de uygulanıp uygulanmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5841 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yapılan değişiklikle getirilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin, dava tarihi itibariyle yürürlükte olmasa da direnme kararı tarihinden önce yürürlüğe girmesi ve kamu düzenine ilişkin olması sebebiyle Devlet için de uygulanması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hazine'nin, 1971 yılında kesinleşen arazi kadastrosundan sonra 1995 yılında yapılan orman kadastrosu çalışmasına dayanarak açtığı tapu iptali ve tescil davasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hazine'nin dava konusu taşınmaz için, 1971 yılında kesinleşen arazi kadastrosu sonrası hukuki bir nedene dayanarak dava açmış olması, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.