Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“4822 Sayılı Yasa”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Kredi kartı borcundan dolayı açılan tespit davasında, 4822 sayılı Yasa'nın geçici 1. maddesi uyarınca temerrüt tarihinin ve borcun hesaplanma şeklinin tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: BK'nın 101. maddesi uyarınca, kredi kartı borcu gibi süreklilik arz eden sözleşmelerde temerrüt tarihinin, alacaklının ihtarının borçluya tebliğ edildiği tarih olduğu ve davacının 4822 sayılı yasaya başvuru tarihi olan 14.03.2003'e kadar %50 temerrüt faizi uygulanarak hesaplanması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kredi kartı borcu nedeniyle açılan menfi tespit davasında, tüketicinin 4822 sayılı yasanın geçici 2. maddesine göre yaptığı başvuru sonucu borcun ödendiğinin tespiti ve fazla ödenen miktarın tahsili talebinin hukuki dayanağı olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 4822 sayılı yasanın geçici 2. maddesinin amacının, kredi kartı borçlusu tüketicilerin yüksek faizli borçlarından kurtarılması olduğu ve yasanın fazla ödemelerin tahsiline imkan tanımadığı gözetilerek, mahkemenin fazla ödemelerin tahsiline karar vermesi usul ve yasaya aykırı bulunarak bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kredi kartı borcundan dolayı 4822 sayılı yasanın geçici 2. maddesi uyarınca yapılan ödeme planının hesabında temerrüt tarihinin doğru belirlenip belirlenmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Kredi kartı borçlarında temerrüt tarihinin, banka tarafından akdi ilişkinin sona erdirilip hesap kat edildikten sonra borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmiş ise bu sürenin bitiminden itibaren oluşacağı, bu durumda temerrüt tarihinin 30.06.1999 olarak belirlenmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kredi kartı borcundan dolayı 4822 sayılı yasanın geçici 1. maddesinden yararlanmak isteyen tüketicinin, yasal şartları sağlayıp sağlamadığı ve borcun nasıl hesaplanması gerektiği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının temerrüt tarihinin ve 4822 sayılı yasanın geçici 1. maddesi uyarınca hesaplanması gereken borcun doğru tespit edilmemesi, ayrıca ödemelerin mahsup işleminin hatalı yapılması nedeniyle, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kredi kartı borcunun ödenmemesi nedeniyle açılan menfi tespit davasında, 4822 sayılı yasanın geçici 1. maddesine dayalı borç tespiti isteminde, borç miktarının tespit yönteminin nasıl olması gerektiği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tebliğ edilemeyen kat ihtarının tarihinin değil, hesap ekstresindeki son ödeme tarihinin esas alınarak yapılan hesaplamanın ve delillerin değerlendirilmesinde isabetsizlik bulunmaması gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kredi kartı borcundan dolayı 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4822 sayılı Kanun ile eklenen geçici 1. maddesi uyarınca yapılan ödeme planının yasaya uygunluğu ve davacının fazla ödeme yapıp yapmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kredi kartı borçlarında temerrüt tarihinin belirlenmesi ve buna göre gecikme faizi ile diğer yasal yükümlülüklerin hesaplanmasında yasal kriterlere uygun hareket edilmemesi ve eksik incelemeyle hüküm kurulması gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.