Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“506 Sayılı SSK Kanunu”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Davacının 21.5.1994 tarihinde geçirdiği olayın iş kazası olup olmadığı ve mevcut sağlık sorunları ile olay arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 11. maddesinde belirtilen iş kazası unsurlarının oluşmadığı, davacının olay tarihinde iş kazası geçirdiğine ve mevcut arızası ile olay arasında illiyet bağı bulunduğuna dair yeterli ve geçerli kanıt sunulamadığı, ayrıca yerel mahkemenin Adli Tıp raporunu hatalı değerlendirdiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sosyal Sigortalar Kurumu ile hizmet sözleşmesiyle çalışan bir kişinin açtığı alacak davasında görevli mahkemenin iş mahkemesi mi yoksa idari mahkeme mi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 123. maddesindeki sözleşme yapma yetkisinin, Kurumun sağlık hizmeti verebilmesi için serbest çalışanlarla yapılan sözleşmeleri kapsadığı, davacının ise yataklı tedavi kurumunda sürekli çalışan bir kişi olması sebebiyle taraflar arasındaki ilişkinin iş sözleşmesine dayandığı ve görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin görevsizlik kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sosyal Sigortalar Kurumu ile hizmet sözleşmesi imzalayan bir eczacının açtığı alacak davasında görevli mahkemenin tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 123. maddesindeki sağlık tesisi kurma ve sözleşme yapma yetkisinin sürekli çalışan sağlık personeli için değil, serbest çalışanlar için öngörüldüğü ve davacı ile davalı arasındaki ilişkinin iş sözleşmesine dayandığı gözetilerek iş mahkemesinin görevli olduğuna ve direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sosyal Sigortalar Kurumu ile hizmet sözleşmesi imzalayan bir eczacının açtığı alacak davasında görevli mahkemenin adli mi yoksa idari mi olduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 123. maddesindeki sözleşme yapma yetkisinin, Kurum'un sürekli çalışanı olmayan serbest meslek sahipleri için öngörüldüğü, davacının ise yataklı tedavi kurumunda sürekli çalışan bir eczacı olması nedeniyle taraflar arasındaki ilişkinin iş sözleşmesine dayandığı gözetilerek, adli yargının görevli olduğuna ve yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının davalı işyerinde 2003 ve 2004 yıllarında sigortalı olarak çalıştığının tespiti talebi üzerine, yerel mahkemenin telefon kayıtlarını yeterli delil sayarak hizmet tespitine karar vermesine karşın, Yargıtay'ın eksik inceleme gerekçesiyle kararı bozması üzerine oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında fiili çalışmanın varlığının tespiti için, işverenin beyanlarının yeterli olmadığı ve telefon kayıtları gibi tek başına kesin kanıt oluşturmayan deliller dışında, 4458 sayılı Gümrük Kanunu'na göre gerekli belgelerin ve yetki kayıtlarının, iş takipçiliği yaptığı şirketlerin yetkililerinin tanıklıklarının ve varsa denetim tutanaklarının incelenmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, davalı işveren nezdinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmeyen sigortalı hizmetlerinin tespiti talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, çalışma olgusunun her türlü delille ispatlanabileceği ve sigortalı hizmet tespiti davalarında kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulanması gerektiği gözetilerek, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurması usul ve yasaya aykırı bulunarak direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hizmet tespiti davasında, davacının sigorta primine esas ücretinin belirlenmesinde, yerel mahkemenin yalnızca banka kayıtlarını esas alarak karar vermesinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, gerçek ücretin tespiti için her türlü delil kabul edilebilirken, ücretin tespitinde ise HUMK 288. maddesindeki sınırlar ve yazılı delil zorunluluğu gözetilmeli, ayrıca işveren kayıtları, banka kayıtları ve işçilik alacakları dosyası birlikte değerlendirilerek ücret ve avans ödemeleri ayırt edilmeli ve tüm deliller ışığında gerçek ücrete karar verilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hizmet tespiti davasında, davacının sigorta primine esas gerçek ücretinin belirlenmesi için yerel mahkemece yapılan araştırmanın yeterliliği ve usulüne uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının gerçek ücretinin tespitinde, sadece banka kayıtlarındaki 250 TL’lik ödemelerin esas alınmasının yetersiz olduğu, işveren kayıtları ve diğer delillerle birlikte değerlendirilerek, ödemelerin ücret veya avans niteliğinin belirlenmesi ve HUMK m.288’deki yazılı delil kuralı da gözetilerek, gerçek ücretin tespiti gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, işvereni tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu'na eksik bildirildiği iddia edilen hizmet sürelerinin tespiti talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, 506 sayılı SSK Kanunu'nun 79. maddesi uyarınca, işyerinin faaliyet durumu, işveren kayıtları, tanık beyanları ve bilirkişi incelemesi gibi tüm delillerin kapsamlı bir şekilde değerlendirilerek uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği, mahkemenin bu hususları eksik incelediği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.