Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında görevli ve yetkili mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi uyarınca nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarında, düzeltmesi istenen kişinin yerleşim yeri mahkemesinin kesin yetkili olması gözetilerek, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, nüfus kaydının düzeltilmesi istenen kişinin yerleşim yeri olan Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli ve yetkili mahkeme olarak belirlenmesine karar vermiştir. - Uyuşmazlık: Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında görevli ve yetkili mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi uyarınca nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarında yetkili mahkemenin, düzeltmeyi isteyen kişinin yerleşim yeri mahkemesi olduğu ve dosya kapsamından nüfus kaydının düzeltilmesi istenen kişinin yerleşim yerinin Alaca/Çorum olduğu anlaşıldığından Alaca Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli mahkeme olarak belirlenmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında görevli ve yetkili mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin yargı yeri uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi uyarınca nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarında yetkili mahkemenin, düzeltmeyi isteyen kişinin yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki asliye hukuk mahkemesi olduğu ve davada nüfus kaydı düzeltilmesi istenen kişinin Manisa'da ikamet ettiği gözetilerek yargı yerinin Manisa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi olarak belirlenmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında hangi mahkemenin görevli olduğuna ilişkin yetki uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi uyarınca nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarında, düzeltmeyi isteyen kişinin yerleşim yeri mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, nüfus kaydının düzeltilmesi istenen kişinin yerleşim yeri olan Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli mahkeme olarak belirlenmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında görevli ve yetkili mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarında yetkili mahkemenin, düzeltmeyi isteyen kişinin yerleşim yeri mahkemesi olduğu ve bunun kesin yetki kuralı olduğu gözetilerek, davalıların birinin yerleşim yeri olan ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli mahkeme olarak belirlenmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin davada aktif husumet ehliyeti bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi uyarınca, resmi dairenin talebi üzerine Cumhuriyet savcısının nüfus kaydı düzeltme davası açma yetkisinin bulunduğu ve somut olayda da bozma ilamına istinaden resmi dairenin talebi üzerine davanın Cumhuriyet savcısı tarafından açıldığının anlaşıldığı gözetilerek, aktif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine ilişkin yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yurt dışında evlenen ve boşanan Türk vatandaşlarının çocuklarının nüfus kaydının babanın kaydına taşınıp taşınamayacağı hususundaki uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yurt dışında yapılan evlilik ve boşanmanın Türk Medeni Kanunu’na uygun olması ve butlanla batıl olmayı gerektiren bir sebep bulunmaması halinde geçerli sayılacağı, davacının anne ve babasının Türk vatandaşı olup yurt dışında evlendikleri ve boşandıkları, boşanma kararında çocuğun babaya ait olduğu belirtildiğinden, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ve Yönetmeliği uyarınca davacının nüfus kaydının babasının kaydına taşınması gerektiği gözetilerek, bölge adliye mahkemesinin aksine karar veren kısmının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacılar, davalının nüfus kayıtlarında amcalarının kızı olarak görünmesine rağmen gerçekte yengelerinin kız kardeşi olduğunu iddia ederek nüfus kaydının düzeltilmesini talep etmişlerdir.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taraflar ve tanık beyanları dışında DNA testi gibi bilimsel yöntemlerle soybağının kesin olarak tespit edilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmeyerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Soyadı değişikliği davasının, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36/1-b maddesi uyarınca birden fazla açılıp açılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36/1-b maddesinin, herhangi bir ayrım yapmaksızın tüm kayıt düzeltme davalarını kapsadığı ve davacının daha önce soyadı değişikliği davası açmış olmasının, aynı konuda ikinci bir dava açmasına engel teşkil ettiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Nüfus kayıtlarında tescilli anne adının düzeltilmesi istemiyle açılan davada, Cumhuriyet Savcısının ilgili resmi dairenin (Nüfus İdaresi) lüzumu olmaksızın doğrudan davaname ile dava açıp açamayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi uyarınca Cumhuriyet Savcısının nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarını ancak ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine açabileceği, kişinin talebi veya kamu düzenine ilişkin hususlar gibi gerekçelerle doğrudan davaname ile dava açma yetkisinin bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Babanın mahkeme kararıyla soyadını değiştirmesi sonucu reşit olmayan çocuğun da soyadı değişmişken, çocuğun reşit olduktan sonra tekrar soyadı değişikliği davası açıp açamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36/b maddesinin "aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir" hükmü gereğince, babanın açtığı soyadı değişikliği davası ile çocuğun soyadı da değişmiş olduğundan, çocuğun reşit olduktan sonra aynı konuda dava açamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.