Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“5510 Sayılı Kanun'un 56/2. maddesi”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı tespit edilen davacıya bağlanan ölüm aylığının 5510 sayılı Kanun'un 56/son maddesi uyarınca kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali istemiyle açılan davanın reddine ilişkin direnme kararının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesinin Anayasaya aykırı olmadığı ve ölüm aylığından yararlanma hakkının kötüye kullanılmasını önleme amacı taşıdığı, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusunun başlama tarihinden itibaren aylığın kesilmesinin yasal dayanağı olduğu, ancak fiili birlikteliğin tespitinde Kurum yoklama memurlarının tutanağının tek başına yeterli olmadığı, davacının ikametgahı, abonelikleri, seçim kaydı gibi diğer delillerin de toplanıp değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 01.01.2008 tarihinde yetim aylığı bağlanan davacı hakkında, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun’un 56/son maddesi hükmünün uygulanıp uygulanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesinin, ölüm aylığından yararlanma hakkının kötüye kullanılmasını engellemek amacıyla düzenleme getirmesi ve Anayasa Mahkemesi tarafından da Anayasaya aykırı bulunmaması; ölüm aylığı almak için boşanıp boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşayanların, bu maddenin yürürlük tarihinden sonraki fiili birliktelikleri için ölüm aylıklarının kesilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının almakta olduğu ölüm aylığının 5510 sayılı Kanun’un 56/son maddesi hükmü uyarınca kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali istemiyle açılan davada, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı iddiasının ispatı için gerekli araştırmanın yapılıp yapılmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesinde düzenlenen "boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşama" halinin tespiti için, yerel mahkemece yeterli araştırma yapılmadan ve tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Ölüm aylığı alan davacının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı gerekçesiyle aylığının kesilmesine dair Kurum işleminin iptali istemine ilişkin yargılamada, davacının boşanma gerekçesi ile fiili birlikte yaşama olgusunun ölüm aylığının kesilmesi için yeterli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesinde düzenlenen, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların ölüm aylıklarının kesileceği hükmünün, hakkın kötüye kullanılmasını engellemek amacıyla getirildiği ve Anayasa'ya aykırı olmadığı, davacının boşanma sonrası eski eşiyle aynı adreste yaşadığının ve muhtar beyanları ile kolluk kuvveti tutanaklarıyla da bu durumun desteklendiği gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşamaya devam etmesi nedeniyle, babasından dolayı bağlanan yetim aylığının durdurulması işleminin iptali istemine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesi uyarınca, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı tespit edilenlere ölüm aylığı bağlanamayacağı ve bağlanmış olan aylığın kesilmesi gerektiği, bu hükmün Anayasa'ya aykırı olmadığı, boşanma öncesinde birliktelik olsa dahi düzenlemenin yürürlük tarihinden sonraki birlikteliğin bu kapsamda değerlendirileceği, fiili birlikteliğin nasıl kanıtlanacağına ilişkin incelemelerin ayrıntıları ve somut olayda davacı ile boşandığı eşinin fiilen birlikte yaşadıklarına dair yeterli delil bulunduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Ölüm aylığı alan davalının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının tespit edilmesi üzerine aylığının kesilmesi işleminin iptali istemiyle açtığı davada, 5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesinin, ölüm aylığı bağlanmasını engelleyen bir düzenleme olduğu ve boşanmış eşle fiilen birlikte yaşama durumunun tespiti halinde aylığın kesilmesi gerektiği, bu durumun tespiti için tüm delillerin toplanması ve dürüstlük kuralı gözetilerek değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı tespit edilen davalıya babasından bağlanan ölüm aylığının kesilmesi ve yersiz ödenen aylıkların tahsili istemiyle açılan davada, davalının fiili birlikteliğinin kanıtlanıp kanıtlanmadığı ve sosyal güvenlik denetmeni raporunun hükme esas alınıp alınamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesi uyarınca, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı tespit edilen kişilere ölüm aylığı bağlanamayacağı veya bağlanan aylığın kesileceği, sosyal güvenlik denetmeni raporunun aksi sabit oluncaya kadar geçerli sayılacağı, somut olayda davalı ile eski eşinin fiilen birlikte yaşadığına dair denetmen raporu ve diğer delillerin varlığı, davalının fiili birlikteliğinin kanıtlandığı ve bu durumun ölüm aylığının kesilmesini gerektirdiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı tespit edilen davacıya, hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla yapılan sağlık harcamalarının SGK tarafından tahsil edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının tespit edilmesi ve bu durumun ölüm aylığı almaya engel teşkil etmesi nedeniyle yapılan sağlık giderlerinin 5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesi ve dürüstlük kuralı gözetilerek tahsil edilebileceğine, davacı vekilinin temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine, davalı Kurum vekilinin temyiz isteminin ise miktar itibariyle temyiz edilebilirlik sınırının altında kalması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.