Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Aleyhe Temyiz Yasağı”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: 1416 sayılı Kanun'a aykırılık sebebiyle oluşan kurum zararının tazmini davasında, 7440 sayılı Kanun kapsamında faiz affından yararlanan asıl borçluya uygulanacak faiz başlangıç tarihinin tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin faiz başlangıç tarihiyle ilgili talebinden açıkça feragat etmediği ve aleyhine temyiz yoluyla bozma yasağı bulunduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan verilen mahkûmiyet kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin temyiz incelemesinde, kazanılmış hak hükümlerine uygulanacak kanun maddesindeki isabetsizlik ve cezanın miktarına ilişkin itirazlar.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararında kazanılmış hak uygulamasına ilişkin yer verilen kanun maddesinin hatalı, ancak düzeltilebilir nitelikte olması ve cezanın miktarına yönelik temyiz itirazının aleyhe temyiz yasağı nedeniyle incelenememesi gözetilerek, karar düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Taşınmaz üzerindeki ilave yapının yıkımı ve mülkiyetinin tespiti talepleri üzerine, yıkım kararı verilen yapının aynı davada mülkiyetinin davalıya tespit edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Çifte mülkiyet oluşturulamayacağı ve hükmün infazında tereddüt yaratmaması gerektiği, bu kuralların kamu düzenini ilgilendirdiği ve aleyhe temyiz yasağının uygulanamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Aleyhe temyiz bulunmayan davada, nitelikli dolandırıcılık suçuna teşebbüsten hapis cezasının yanında hükmedilen adli para cezasının miktarının hesaplanmasında ve uygulanmasında usul ve yasaya uygunluk olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Nitelikli dolandırıcılık suçunda, suçtan elde edilen menfaatin belli olması halinde, adli para cezasının bu menfaatin iki katından az olamayacağı ve temel cezanın gün olarak belirlenip, artırım ve indirimlerin bu gün üzerinden hesaplanması gerektiği, aksi halde hükmün infazında tereddüt oluşacağı gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Aleyhe temyiz bulunmayan nitelikli dolandırıcılık davasında, yerel mahkemece eksik hesaplanan adli para cezasının Yargıtay tarafından düzeltilerek onanmasının mümkün olup olmadığı ve sanıkların eylemlerinin tek bir suç mu yoksa zincirleme suç mu oluşturduğu hususları.
Gerekçe ve Sonuç: TCK'nın 158. maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunda, suçtan elde edilen menfaatin belli olması halinde adli para cezasının bu menfaatin iki katından az olamayacağı, yerel mahkemece bu husus gözetilmeden eksik hesaplanan adli para cezasının Yargıtay tarafından düzeltilmesinin aleyhe temyiz yasağına aykırı olacağı, ayrıca sanıkların bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı katılana karşı birden fazla nitelikli dolandırıcılık eyleminde bulunmalarının zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasını gerektireceği gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık aleyhine temyiz olmamasına rağmen yerel mahkemenin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın temyiz aşamasında ölmesi nedeniyle TCK m. 64 ve CMK m. 223 uyarınca kamu davasının düşmesi gerektiği ve yerel mahkemenin bu hususta gerekli araştırmayı yaparak sonucuna göre karar vermesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının, suç tarihinde yürürlükte olmayan eski kanun yerine yeni TCK’ya göre ertelenmesinin kazanılmış hak oluşturup oluşturmadığı ve bu hususta eleştiri ile yetinilerek onama mı yoksa kazanılmış hak gözetilerek bozma kararı mı verilmesi gerektiği hususunda oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Suç tarihi itibarıyla yürürlükte olmayan 647 sayılı Kanun uyarınca yapılan ertelemenin, ileride suç işlememesi halinde mahkumiyetin ortadan kalkması sonucunu doğurduğu, yeni TCK’nın erteleme hükmünün ise farklı koşullar ve sonuçlar öngördüğü, bu nedenle 647 sayılı Kanuna göre yapılan ertelemenin sanık lehine kazanılmış hak oluşturduğu ve aleyhe temyiz yasağı da gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulması gerektiğine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilirken, tekerrüre esas alınan ilamın kararda gösterilmesinin gerekip gerekmediği, aleyhe temyiz yasağı, infazda tekerrüre esas alınacak ceza ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması konularında Yargıtay dairesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tekerrür hükümlerinin uygulanması için tekerrüre esas alınan ilamın kararda gösterilmesinin zorunlu olmadığı, infaz aşamasında birden fazla tekerrüre esas olabilecek ilam varsa en ağır cezanın esas alınması gerektiği, şartları oluşmuşsa tekerrür hükümlerinin uygulanmamasının lehe temyizde aleyhe bozma yasağına tabi olduğu, tekerrür hükümleri uygulandığında denetimli serbestlik tedbirinin ayrıca hüküm altına alınmasının gerekmediği ve TCK’nın 53/1. maddesindeki tüm haklardan yoksun bırakılma hükmünün uygulanması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmı düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın kapıları kilitli otomobilden hırsızlık yapmaya çalışırken yakalanması eyleminin nitelikli hırsızlık suçunu oluşturup oluşturmadığı, tekerrür hükümlerinin uygulanması için tekerrüre esas alınan ilamın kararda gösterilmesinin gerekip gerekmediği ve hak yoksunluğuna ilişkin hükmün kapsamı uyuşmazlıkları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık lehine temyiz bulunan dosyada, eylemin TCK'nın 142/1-b maddesinde düzenlenen nitelikli hırsızlık suçunu oluşturduğu, tekerrür hükümlerinin uygulanması için tekerrüre esas alınan ilamın kararda gösterilmesinin zorunlu olmadığı ve infaz aşamasında tekerrüre esas olabilecek en ağır cezanın dikkate alınacağı, ayrıca TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasında hapis cezasının infazı ve koşullu salıverilme tarihleri arasındaki fark gözetilerek yerel mahkeme hükmünün kısmen düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık lehine yapılan temyiz incelemesinde, eylemin TCK'nın 82/1-e maddesinde düzenlenen nitelikli halinin uygulanması gerektiği tespit edilirse, aleyhe temyiz yasağı gereği hükmün bozulup bozulamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Yaptırım ve sonuçlarını aleyhe değiştirme yasağının yalnızca ceza miktarı ile sınırlı olup eylemin nitelendirilmesi ve suçun adının belirlenmesinde geçerli olmadığı, lehe temyiz üzerine suç vasfında yanılgı tespit edildiğinde cezanın tür ve miktarı yönünden kazanılmış hak saklı tutularak hükmün bozulabileceği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık lehine yapılan temyizde, suç vasfında yanılgı bulunması halinde aleyhe temyiz yasağı gözetilerek bozma kararı mı yoksa eleştiri yoluyla onama kararı mı verileceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık lehine yapılan temyizde, suçun niteliğinde yanılgı olsa dahi aleyhe temyiz yasağının sadece ceza miktarı ile sınırlı olup suç vasfını kapsamadığı, suç vasfındaki hatanın düzeltilmesinin kazanılmış hak ihlali oluşturmayacağı, aksi halde hukuk kurallarının ülke genelinde farklı uygulanmasına yol açarak eşitlik ilkesine aykırılık oluşturacağı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine ve yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.