Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Bölge Adliye Mahkemeleri”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Davalı şirketlerin, davacının bir başka şirkette geçen çalışmalarından kaynaklı alacaklarından, organik bağ teorisi kapsamında sorumlu olup olmadıkları ve davalı şirketlere husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Benzer bir uyuşmazlık için Yargıtay 9. Hukuk Dairesince daha önce karar verilmiş ve davalı şirketlerin organik bağ teorisi kapsamında sorumlu tutulamayacağı, davalılara husumet yöneltilemeyeceği ve davanın husumet yönünden reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerektiği yönünde görüş belirtilmiş olması gözetilerek, mevcut uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı şirketlerin, davacının bir başka şirkette geçen çalışmalarından kaynaklı alacaklarından, organik bağ kabulünden yola çıkılarak sorumlu tutulup tutulamayacağı ve davalı şirketlerin pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'nun aynı konuya ilişkin daha önce yaptığı başvuru üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesince karar verilmiş ve uyuşmazlığın giderilmiş olması gözetilerek, mevcut başvuru yönünden uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yerel mahkemenin direnme kararına karşı Hukuk Genel Kurulu'nun görevli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6352 sayılı Kanun'un 40. maddesiyle 5521 sayılı Kanun'a eklenen geçici 2. madde uyarınca, bölge adliye mahkemeleri kurulana kadar Yargıtay dairelerinin direnme kararlarını öncelikle inceleyip, yerinde görmezlerse dosyayı Hukuk Genel Kurulu'na göndermeleri gerektiği gözetilerek, dosyanın Yargıtay 21. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, yargısal faaliyet nedeniyle açılan tazminat davasında verdiği onama kararına karşı yapılan karar düzeltme talebinin kabul edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlamasından sonra Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun temyiz incelemesi sonucu verdiği kararlara karşı HMK’da karar düzeltme yolu öngörülmediği gözetilerek, davacının karar düzeltme dilekçesinin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yargıtay ilgili dairesinin hâkimin hukuki sorumluluğuna ilişkin davada ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği ve davanın reddine ilişkin kararın temyizi üzerine, HMK’nın 362. maddesindeki temyiz kesinlik sınırının uygulanıp uygulanmayacağı noktasında ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay ilgili dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararlara karşı HMK m. 47/1’de temyiz yolu öngörülmekle birlikte, temyiz kesinlik sınırına dair bir düzenleme yer almaması ve bölge adliye mahkemeleri için getirilen kesinlik sınırının Yargıtay daireleri için de uygulanması gerektiği gerekçesiyle, HMK’nın 362. maddesinde belirtilen parasal sınırın esas alınması gerektiği gözetilerek temyiz isteminin miktar itibariyle reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, bölge adliye mahkemeleri faaliyete başladıktan sonra ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği bir karara karşı karar düzeltme yoluna başvurulup başvurulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (HMK), bölge adliye mahkemeleri faaliyete başladıktan sonra Yargıtay'ın ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararlar için karar düzeltme yolunun öngörülmediği, 6100 sayılı HMK'da istinaf ve temyiz yollarının düzenlendiği ve karar düzeltme yoluna yer verilmediği gözetilerek davacının karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kuruluşundan sonra Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından verilen bir karara karşı karar düzeltme yoluna başvurulup başvurulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (HMK), Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kuruluşundan sonra Yargıtay'ın temyiz incelemesi sonucu verdiği kararlara karşı karar düzeltme yolunun öngörülmemesi ve karar düzeltme yoluna ilişkin 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulanamaz hale gelmesi gözetilerek, davacının karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık müdafiinin temyiz isteminin süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemelerinin kuruluşundan önce verilmiş kararlara ilişkin temyiz incelemelerinde CMUK hükümlerinin uygulanacağı, bu kapsamda temyiz süresinin bir hafta olduğu ve sanık müdafiinin temyiz isteminin bu süreden sonra yapıldığı gözetilerek Yargıtay 6. Ceza Dairesinin onama kararı kaldırılmış ve temyiz istemi reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Duruşmalara katılmayan Cumhuriyet savcısının asliye ceza mahkemesince verilen hükme karşı yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilmiş kararlar bakımından 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanacağı, bu kapsamda Cumhuriyet savcısının duruşmalara katılmadığı asliye ceza mahkemesi kararlarına karşı temyiz süresinin 1412 sayılı CMUK'nın 310/3. maddesi kıyasen uygulanarak tefhim tarihinden itibaren bir ay olduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının kabulüne ve Özel Daire kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kuruluşundan önce verilen bir hükmün bozulması üzerine, bozma sonrası verilen ve yüzüne karşı tefhim edilen hükme karşı yapılan temyiz başvurusunun süresinin hesabında, 1412 sayılı CMUK mu yoksa 7035 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK mı uygulanacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kuruluşundan önce verilen hükümlerin kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanacağı, 7035 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 291. maddesindeki 15 günlük temyiz süresinin ise bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih ve sonrasında verilen kararlar hakkında uygulanacağı, bu nedenle somut olayda 1412 sayılı CMUK'nın 310. maddesi uyarınca temyiz süresinin bir hafta olduğu gözetilerek, sanığın temyiz isteminin süresinden sonra yapıldığı gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının kabulüne ve Özel Daire onama kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın temyiz isteminin süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemeleri kurulmadan önce verilmiş kararlara karşı yapılan temyiz başvurularında CMUK hükümlerinin uygulanacağı, bu kapsamda temyiz süresinin bir hafta olduğu ve sanığın temyiz isteminin bu sürenin dışında yapıldığı gözetilerek Yargıtay 6. Ceza Dairesinin onama kararı kaldırılarak sanığın temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yargıtay'ın içtihat değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine, davacı vekilinin yargılama giderlerine hükmedilmesine ilişkin Yargıtay kararında maddi hata olduğunu ileri sürerek karar düzeltme talebinde bulunması.
Gerekçe ve Sonuç: 7036 sayılı Bölge Adliye Mahkemeleri Kanunu'nun 7. maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemeleri kararları ile ilgili Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltme yolunun öngörülmemesi ve davacı vekilinin ileri sürdüğü hususun maddi hata değil, hukuki değerlendirmeye ilişkin olması gözetilerek, maddi hatanın düzeltilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.