Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Bankacılık Kanunu”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Davalının, finans koordinatörü olarak görev yaptığı şirketlerde usulsüz işlemler nedeniyle oluşan zarardan sorumlu olup olmadığına ilişkin alacak davası.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 142. maddesine aykırı olarak, resmi kurum ve kuruluşlarda görev yapan uzman bilirkişiler yerine özel sektörden bilirkişi ataması ve davalının birinci derece imza yetkisine sahip olması nedeniyle denetimden sorumlu tutulabileceği hususunu göz ardı etmesi nedeniyle bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Bankanın eski çalışanlarına açtığı alacak davasında icra inkar tazminatına hükmedilip hükmedilemeyeceği ve avukatlık ücretinin miktarı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Alacağın miktarının davalı tarafından belirlenemeyecek nitelikte olması ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 133. maddesi gereğince bankacılık davalarında maktu vekalet ücreti ödenmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Varlık yönetim şirketinin icra takibinin yenilenmesi işleminde, icra yenileme harcından istisna olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 143. maddesi uyarınca, varlık yönetim şirketlerinin kuruluşlarını takip eden beş yıl süreyle yaptıkları işlemlerin 492 sayılı Harçlar Kanunu'na göre ödenecek harçlardan istisna olduğu, bu istisnanın yargı harçlarını da kapsadığı ve icra takibinin yenilenmesi işleminin de bu kapsamda olduğu gözetilerek, icra müdürlüğünün yenileme harcı tahsil işleminin hukuka aykırı olduğu ve şikayetin kabulü gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Şikayetçi bankanın, icra takibinde ipotekli taşınmazı satın alması nedeniyle ödenmesi gereken icra tahsil harcından muaf olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 123/son maddesindeki istisnanın bankaların genel kredi sözleşmeleri ile müşterilerine kullandırdıkları kredilerin ödenmemesi nedeniyle açtıkları icra takiplerinde ödenmesi gereken yargı harçlarını kapsamadığı, ancak 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun Geçici 13. maddesi kapsamındaki bankaların 26.12.2003 tarihinden önce doğmuş belirli kredi alacakları için icra tahsil harcından muaf tutulabileceği gözetilerek, takip konusu kredi alacağının hangi tarihte doğduğunun tespiti için dosyanın esas icra takibinin yapıldığı icra müdürlüğünden getirtilerek incelenmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı bankanın, davacı adına yatırılan paranın davacı tarafından çekildiğini iddia etmesi, ancak ilgili dekontları on yıllık süre geçmesi nedeniyle imha ettiğini belirtmesi karşısında ispat yükünün hangi tarafta olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı bankanın, mevduat hesabına para girişini kabul etmesi ancak paranın çekildiğini iddia etmesi halinde ispat yükünün davalı bankada olduğu, bankaların mevduat sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren on yıllık belge saklama yükümlülüğü bulunduğu, bu yükümlülüğün banka tarafından ileri sürülen imha gerekçesiyle bertaraf edilemeyeceği ve bankanın kendi düzenlediği bilgisayar kayıtlarının tek başına ispat vasıtası olarak yeterli olmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: TMSF'nin iştiraki olan bir varlık yönetim şirketinin, fondan devraldığı alacaklar için başlattığı icra takibinde, borçlunun asıl alacağı ödeyip faize itiraz etmesi üzerine icra müdürlüğünün hacizleri kaldırmasının doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bankacılık Kanunu'nun 143. maddesinde, fonun en az %20 hissedarı olduğu varlık yönetim şirketlerinin, fondan devraldıkları alacaklarla ilgili olarak 132/8 ve 138/5. maddelerindeki fonun hak ve yetkilerini kullanabileceği belirtilmiş olup, 138/4. maddedeki "Fonun alacaklı olduğu takiplerde borçlunun itirazı satış dışındaki takip işlemlerini durdurmaz" hükmüne atıf yapılmadığı, bu hükmün fona özgü bir ayrıcalık olduğu ve alacağın devri ile varlık yönetim şirketine geçmediği, borçlunun asıl alacağı ödemesiyle ihtiyati haczin kapsamı dışında bir durum kalmadığı ve İİK m.91 gereğince haczin miktarla sınırlı olduğu gözetilerek, icra müdürlüğünün hacizleri kaldırmasının doğru olduğu ve mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vakıflar Bankası tarafından çeke dayalı olarak başlatılan icra takibine karşı borçlunun zamanaşımı def'i ile yaptığı şikayetin kabulü üzerine, banka tarafından yapılan temyiz üzerine, Özel Daire'nin bozma ilamına karşı direnme kararı verilmesi üzerine, uygulanacak zamanaşımı süresinin belirlenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun, 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun ilgili hükümlerini yürürlükten kaldırmasına rağmen, fon ve hazine alacakları hakkındaki hükümlerin uygulanmasına devam edilmesini öngörmesi ve Vakıflar Bankası'nın alacağının da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca 5411 sayılı Kanun'un geçici 16. maddesi ile fon lehine getirilen zamanaşımı hükümlerinin geçmişe etkili olduğunun belirtilmesi ve bu kapsamda takip konusu çekin keşide tarihinden itibaren 20 yıllık zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Çeke dayalı takipte uygulanacak zamanaşımı süresinin takip dosyasındaki son işlem tarihinden itibaren 6 ay mı yoksa Bankacılık Kanunu hükümleri gereğince çekin keşide tarihinden itibaren 20 yıl mı olduğu hususunda yaşanan hukuki anlaşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun, 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun bazı hükümlerini yürürlükte bıraktığı, Türkiye Vakıflar Bankası A.Ş.'nin bu kapsamda olduğu, fon ve hazine alacaklarına ilişkin 20 yıllık zamanaşımı süresinin bu banka alacağı için de geçerli olduğu, ayrıca 5411 sayılı Kanun'un geçici 16. maddesi ile bu hükmün geçmişe etkili olduğunun açıkça belirtildiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.