Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Belediye Başkanı”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Belediye başkanlığına yapılan icra takibinde, ödeme emrinin belediye başkanına veya yetkili kişilere tebliğ edilmeden doğrudan evrak memuruna tebliğ edilmesinin usulsüz olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5393 sayılı Belediyeler Kanunu ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun ilgili hükümleri uyarınca belediye başkanlığının tüzel kişiliğini belediye başkanının temsil etmesi, tebligatın öncelikle başkana, olmadığı takdirde yetkili kişilere, onların da bulunmaması halinde tebliğ mazbatasına gerekçesi yazılmak suretiyle diğer memurlara yapılması gerektiği, bu usule uyulmadan yapılan tebliğin usulsüz olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Belediyenin, ortağı olduğu şirket tarafından satışı yapılan devre mülkün teslim edilmemesi nedeniyle oluşan zarardan sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Belediyenin, devre mülk projesinin reklam ve tanıtımında aktif rol alması, şirkete yetki belgesi vermesi, şirket muhasebecisini görevlendirmesi ve arsayı şirkete devretmesi gibi eylemleriyle alıcılarda haklı bir güven oluşturarak zararın doğmasına sebebiyet verdiği, ayrıca belediye başkanının eylem ve işlemlerinin belediyeyi bağladığı ve belediye başkanının görevi kötüye kullanma suçundan mahkum edilmiş olmasının belediyenin sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Belediye meclisi tarafından seçilen belediye başkanının, 5510 sayılı Kanun'un Geçici 4/11. maddesi uyarınca belediye başkanlığına göre emekli aylığı intibakı talebinin, "seçimle gelmemiş olması" gerekçesiyle reddedilmesi üzerine açılan kurum işleminin iptali davasında, belediye meclisi seçimiyle göreve gelen başkanın "seçimler neticesinde" başkan olarak görev yapmış sayılıp sayılmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un Geçici 4/11. maddesindeki "seçimler neticesinde" ifadesinin, atama yoluyla göreve gelenleri kapsamayıp halk iradesini yansıtan her türlü seçimi kapsadığı, belediye meclisi tarafından yapılan başkanlık seçiminin de halkın seçtiği temsilcilerce gerçekleştirildiğinden demokratik ilkelere ve halk iradesine uygun olduğu ve dolayısıyla "seçimler neticesinde" görev yapma koşulunu sağladığı gözetilerek mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak intibak için gerekli diğer şartların da incelenmesi için dosya Özel Daire'ye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Belediyenin işçilik alacakları davasında davalı belediyenin temyizden feragati için belediye meclisi kararı gerekip gerekmediği hususu.
Gerekçe ve Sonuç: 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 18. ve 38. maddeleri birlikte değerlendirilerek, 5000 TL üzerindeki uyuşmazlıklarda belediye başkanının temyizden feragati için belediye meclisi kararı gerektiği gözetilerek dosyanın eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Belediyenin işçilik alacakları davasında davalı belediyenin temyizden feragati için belediye meclisi kararı gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 18. ve 38. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, miktarı beş bin Türk Lirasını aşan belediye uyuşmazlıklarında belediye başkanının belediye meclisi kararı olmaksızın temyizden feragat edemeyeceği gözetilerek, dosyanın eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı belediyenin mali hizmetler müdür vekili tarafından düzenlenen belgenin borç ikrarı niteliğinde olup olmadığı ve davalı belediyeyi bağlayıp bağlamadığı, dolayısıyla işçilik alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Belediye tüzel kişiliğini temsil yetkisinin belediye başkanına ait olduğu ve yetki devrinin sadece yöneticilik sıfatı bulunan belediye görevlilerine yapılabileceği, bu nedenle mali hizmetler müdür vekilinin düzenlediği belgenin davalı belediyeyi bağlayıcı bir borç ikrarı niteliği taşıyıp taşımadığının araştırılması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İcra takibine yapılan itirazda, itiraz eden kişinin takip borçlusunu temsil yetkisinin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Belediye başkanının kanundan doğan temsil yetkisini, takip işlemleri gibi adli işlemler bakımından, ancak baroya kayıtlı bir avukata devredebileceği, belediye başkanının bu yetkisini idari görevliye devredemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcra takibine yapılan itirazda, itiraz edenin takip borçlusunu temsil yetkisinin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Belediye başkanının kanundan doğan temsil yetkisini, takip işlemi adli işlem niteliğinde olduğundan, ancak baroya kayıtlı bir avukata devredebileceği, belediye başkanının bu yetkisini su ve kanalizasyon işleri müdürüne devredemeyeceği gözetilerek, itiraz edenin temsil yetkisinin olmadığı ve itirazın geçersiz olduğu gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcra takibine yapılan itirazda, itiraz eden kişinin takip borçlusunu temsil yetkisinin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Belediye başkanının, belediyeyi temsil yetkisini, kanun hükmü saklı kalmak kaydıyla, ancak baroda kayıtlı bir avukata devredebileceği, belediye başkanının bu yetkisini idari bir görevlendirmeyle su ve kanalizasyon işleri müdürüne devredemeyeceği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcra takibine yapılan itirazda, itiraz eden kişinin takip borçlusunu temsil yetkisinin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Belediye Başkanının kanundan doğan temsil yetkisini, herhangi bir sözleşme veya yönetmelikle Su ve Kanalizasyon İşleri Müdürüne devredemeyeceği ve takip işleminin adli işlem niteliği taşıması sebebiyle vekilin baroda kayıtlı bir avukat olması gerektiği gözetilerek, itiraz edenin temsil yetkisi olmadığı ve itirazın geçersiz olduğu gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcra takibine belediye başkanını temsil yetkisi bulunmayan kişi tarafından yapılan itirazın geçerli olup olmadığı ve icra müdürlüğünün takibi durdurma kararının hukuka uygunluğuna ilişkin şikayetin reddi.
Gerekçe ve Sonuç: Belediye başkanının, icra takibi gibi adli işlemlerde ancak kanunen veya vekaletname ile yetkili bir avukat tarafından temsil edilebileceği, belediye başkanının bu yetkisini belediye su ve kanalizasyon işletmesi müdürüne devredemeyeceği ve bu nedenle takibe yapılan itirazın geçersiz olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.