Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Borçlunun Ödeme Şartını İhlali”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Borçlunun ödeme şartını ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin verilen kararın hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Taahhüt tutanağında toplam borç miktarı, işleyen ve işleyecek faiz, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerekirken, taahhütnamede işleyen ve işleyecek faiz, vekalet ücreti ve icra harç masraflarının açıkça gösterilmemesi nedeniyle borçlu tarafından verilen taahhüdün geçerli olmadığı ve sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkemenin kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Borçlunun aynı alacaklıya karşı farklı tarihlerde ödenmek üzere verdiği bonolar nedeniyle düzenlenen taahhütnamelerin ihlali halinde, her bir taahhütname için ayrı ayrı tazyik hapsi cezası verilip verilemeyeceği ve taahhütnamelerde faiz belirtilmemesi halinde taahhüdün geçerli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Aynı alacaklıya karşı birden fazla bono düzenlenmesi halinde, her bir bono için ayrı icra takibi başlatılsa ve ayrı taahhütname düzenlense dahi, borç ilişkisinin tek bir borç olarak değerlendirilmesi ve tazyik hapsinin toplamda 3 ayı geçemeyeceği, ayrıca taahhütnamelerde işleyecek faizin belirtilmemesi halinde taahhüdün geçersiz olacağı gözetilerek yerel mahkemenin mahkûmiyet kararları bozulmuş ve sanığın beraatine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Borçlunun ödeme şartını ihlal suçundan sanıkların tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair verilen mahkûmiyet kararına karşı yapılan itirazın reddinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Ödeme taahhüdünde toplam borç miktarı, işleyen ve işleyecek faiz ile vekâlet ücreti, icra harç ve giderlerinin ayrı ayrı belirtilmemesi ve taahhüt tarihinin hatalı olarak hesaplamaya esas alınması nedeniyle taahhüdün geçersiz olduğu, bu nedenle borçlunun ödeme şartını ihlal suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına ve sanıkların beraatine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Aynı borç ve aynı taahhüt kapsamında farklı taksitlerin ödenmemesi nedeniyle verilen birden fazla tazyik hapsi cezasının hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 340. maddesi ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararı uyarınca, aynı borç ilişkisi nedeniyle verilecek toplam tazyik hapsi süresinin üç ayı geçemeyeceği ve sanığın aynı taahhüdün farklı taksitlerine ilişkin daha önce tazyik hapsi cezası çekmiş olması gözetilerek, ikinci tazyik hapsi cezasının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmasına ve davanın reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Borçlunun ödeme şartını ihlal suçundan sanıklar hakkında verilen tazyik hapsi cezasına itirazın reddine dair hükmün hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Taahhüt tutanağında toplam borç miktarı, işleyen ve işleyecek faiz, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin ayrı ayrı belirtilerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerekirken, başvuru harcı, tebligat gideri ve peşin harcın ayrı ayrı rakamsal olarak gösterilmemesi ve alacaklının taahhüt tarihinden sonra işleyecek faizden feragat beyanının bulunmaması nedeniyle taahhüdün geçersiz olduğu ve bu nedenle üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına ve sanıkların beraatine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.