Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Dava Açma Ehliyeti”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Davacının, 6292 sayılı Kanun uyarınca satışı yapılmış taşınmazın mülkiyetinin vakfa ait olduğunu iddia ederek tapu kaydının iptali ve vakıf adına tescil isteminde bulunması üzerine, davacının dava açma ehliyetinin (aktif husumet) olup olmadığı hususunda uyuşmazlık çıkmıştır.
Gerekçe ve Sonuç: Vakıf malları ile ilgili davalarda dava açma yetkisinin Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde olduğu, davacının taviz bedeli hakkının bulunmasının dava açma ehliyetini vermeyeceği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacılar tarafından, Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis Heyeti ve Yönetim Kurulu kararlarının iptali talebi üzerine, davacıların dava açma ehliyetinin bulunup bulunmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, ilk derece mahkemesinin kararındaki hukuki hatayı düzeltmesine rağmen, esasa ilişkin yeni bir hüküm kurmayıp davacıların istinaf başvurusunu esastan reddetmesinin usule aykırı olması gözetilerek, temyiz edilen karar usulden bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Site yönetiminin, site ortak alanlarındaki eksik ve ayıplı işlerin giderilmesi için yaptığı masrafları yükleniciden talep edebilmesi için dava açma ehliyetinin olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Site yönetiminin, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 34. ve 35. maddeleri uyarınca, ortak alanların korunması ve bakımıyla ilgili hususlarda kat malikleri adına hareket etme yetkisinin bulunduğu ve bu kapsamda, ortak alanlardaki eksik ve ayıplı işlerin giderilmesi için yapılan harcamaların rücuen tahsili için dava açma ehliyetine de sahip olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, babasının ehliyetsizliği ve muris muvazaası iddiasıyla açtığı tapu iptali ve tescil davasının, davacının dava açma ehliyetinin bulunmaması nedeniyle reddedilmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın değerinin, temyiz edilebilirlik sınırının tespiti için yargılama aşamasında keşfen belirlenmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İdari yargıda açılan davada vekil olarak yer alan avukatların, idari kararın uygulanmaması sebebiyle manevi tazminat davası açıp açamayacakları ve Başbakan ile Bayındırlık Bakanı'nın imar planı değişikliği yapmalarının idari kararın uygulanmamasını sağlayıp sağlamadığı ve bu sebeple tazminat sorumluluğu doğup doğmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: İdari yargıda vekil olarak görev yapan avukatın, idari kararın uygulanmaması nedeniyle şahsi manevi tazminat davası açma hakkı bulunmadığı ve Başbakan ile Bayındırlık Bakanı'nın imar planlarında değişiklik yapma yetkisinin bulunması sebebiyle bu değişikliklerin idari kararı ihlal olarak değerlendirilemeyeceği ve bu nedenle tazminat sorumluluğu doğmayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı, davalı Başbakan ve Bayındırlık Bakanı yönünden bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Organize Sanayi Bölgesi'nin (OSB) kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davası açma ehliyetinin bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu'nun 5. maddesi uyarınca OSB'lerin kamu yararı gerekçesiyle adına kamulaştırma yapılabilen özel hukuk tüzel kişileri olduğu ve Bakanlıkça verilen kamu yararı kararından sonra kamulaştırma işlemlerini tekemmül ettiren OSB'nin dava açma ehliyetinin bulunduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacıların, Hazine adına tescilli taşınmazların köy merasına ait olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescil talebinde bulundukları davada, davacıların dava açma ehliyetinin olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 442 sayılı Köy Kanunu'nun 37/7. maddesi uyarınca köy tüzel kişiliği adına dava açma yetkisinin köy muhtarına ait olduğu, davacıların köy tüzel kişiliğini temsil etme yetkisi bulunmadığı ve mera iddiasına dayalı uyuşmazlıklarda dava açma hakkının Hazine ve yararlanma hakkı olan köy tüzel kişiliği ile belediyelerde olduğu gözetilerek, davacıların aktif husumet yokluğundan davanın reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının orman kadastrosuna yaptığı itirazda dava açma ehliyetinin bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 11. maddesi kapsamında orman kadastrosuna itiraz edebilecek hak sahibi olmadığı ve dava açma ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Site sakinlerinin, site içerisinde yer alan ve müteahhit şirket adına kayıtlı spor sahalarının ortak kullanım alanı olarak tespitini, tapu kaydının iptalini ve kat irtifakı sahiplerine arsa payı oranında kullanım hakkı verilecek şekilde tapu kaydının tescilini istemeleri üzerine açılan tapu iptal ve tescil davasında, site yönetiminin dava açma ehliyetinin bulunup bulunmadığı ve davanın husumet yönünden reddinin gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Site yönetiminin, tüm kat malikleri adına tapu iptal ve tescil davası açma yetkisinin bulunmadığı, dava açma ehliyetinin 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 35. maddesinde belirtilen temsil görevi ile sınırlı olduğu ve yerel mahkemenin bu hususta verdiği kararın usul ve hukuka uygun olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı şahısların, davalı şirketin gizli ortakları olduğunun tespiti davasında davacının dava açma ehliyetinin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, vergi alacaklarının tahsili için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un 17 ve 18. maddelerindeki yetkileri kullanabileceği ve gizli ortaklık tespiti davası açmaksızın vergi tahakkuku işlemlerini yapabileceği gözetilerek davacının dava açma ehliyetinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.