Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Dava Açma Süresi”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın tapusunun iptali ve tescili ile kamulaştırma bedeli farkının tazmini istemine ilişkin açılan davanın reddine dair kararın temyizi.
Gerekçe ve Sonuç: Kamulaştırma işleminin henüz kesinleşmediği ve Kamulaştırma Kanunu'nun 23. maddesinde öngörülen 5 yıllık dava açma süresinin başlamadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mera tahsis işlemine karşı açılan davada, dava açma süresinin belirlenmesi ve yetkili mahkemenin tespiti uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 21. maddesi uyarınca tahsis işleminin kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıllık dava açma süresinin gözetilmesi gerektiği, ayrıca aynı Kanun'un 7. maddesine göre kadastro işlemleriyle birlikte yapılan mera tespit ve tahdit işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda kadastro mahkemesinin yetkili olduğu, ancak bu davada kadastro işlemleriyle birlikte mera tespiti yapılmadığından genel mahkemenin yetkili olduğu değerlendirilerek direnme kararı onanmış, ancak davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Görevsizlik kararı verilen asliye hukuk mahkemesinden aile mahkemesine dosya tevdii sonrasında davanın açılmamış sayılıp sayılmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonraki 10 günlük süre içerisinde davacı tarafından usulüne uygun bir tahrik dilekçesi verilmediği ve dosyada bulunan dilekçenin de davacı vekili tarafından verilmediğinin tespit edilmesi nedeniyle, HUMK’nun 193/son maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına dair direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kiracıya gönderilen ödeme emri tebliğinden sonra dava açma süresine uyulup uyulmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Tebligat Kanunu ve ilgili tüzük hükümlerine uygun olarak yapılan tebligatın davalıya ulaştığı tarihten itibaren dava açma süresinin hesaplanması gerektiği ve yerel mahkemenin bu hususta yanılgıya düştüğü gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Haksız yakalama ve tutuklama nedeniyle açılan tazminat davasının süresinde açılıp açılmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 466 sayılı Kanun uyarınca açılan tazminat davalarında, kanunda belirtilen 3 aylık sürenin yanında, tazminat hukukunun genel prensipleri ve hakkaniyete uygunluk gözetilerek, ceza davasının kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık azami bir dava açma süresi öngörülmesi gerektiği, bu nedenle somut olayda davanın kesinleşme tarihinden 10 yıl sonra açılmış olması nedeniyle süresinde açılmadığı gerekçesiyle bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 26. maddesi uyarınca açılan kamu davasının süresinde açılıp açılmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Basın Kanunu'nun 18. maddesinde düzenlenen suçlarda, düzeltme ve cevap yazısının yayımlanmaması fiilinin Cumhuriyet savcısı tarafından takibi kanunen öngörülmediğinden ve fiilen mümkün olmadığından, dava açma süresinin suçun öğrenildiği tarihten itibaren başlayacağı, bu durumda somut olayda davanın süresinde açılmış olduğunun kabulü gerektiği gözetilerek Özel Daire bozma kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Haksız tutuklama nedeniyle açılan tazminat davasının 466 sayılı Kanun'un öngördüğü üç aylık süre içinde açılıp açılmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşen beraat kararının davacıya tebliğ edilmediği ve davacı tarafından dava tarihinden önce öğrenildiğine dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığından, tazminat davasının 466 sayılı Kanun'un 2. maddesinde belirtilen üç aylık süre içinde açıldığı kabul edilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Haksız tutuklama nedeniyle açılan tazminat davasının 466 sayılı Kanun'un 2. maddesinde öngörülen süre içinde açılıp açılmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşen beraat kararının davacıya tebliğ edilmediği ve davacının beraat kararının kesinleştiğini dava tarihinden önce öğrendiğine dair herhangi bir bilgi veya belge bulunmadığı gözetilerek tazminat davasının 466 sayılı Kanun'un 2. maddesinde belirtilen 3 aylık süre içinde açılmış kabul edilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına ve dosyanın esas incelemesi için Yargıtay 12. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 466 sayılı Kanun uyarınca açılan tazminat davasının süresinde açılıp açılmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 466 sayılı Kanun'un 2. maddesindeki üç aylık sürenin davacıya beraat kararının kesinleştiğinin tebliğinden itibaren başlayacağı, ancak kesinleşme tarihinden itibaren azami on yıllık sürenin de gözetilmesi gerektiği, bu durumda davanın süresinde açılmış olduğu değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalıya ait yurt dışı şantiyesinde çalışan davacının, iş sözleşmesinin feshi nedeniyle açtığı alacak davasında, uygulanacak hukuk, zamanaşımı ve dava açma süresine uyulup uyulmadığı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: İşçilik alacaklarına ilişkin zamanaşımı süresinin dava tarihi itibarıyla dolduğu ve davalı tarafından da zamanaşımı def'inde bulunulduğu, ayrıca hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait ifadelerin tekrar edilmemesi gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince "hak düşürücü süre" ifadesinin yer almasının hatalı olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Müfettiş raporunun iptali davasının yasal süresinde açılıp açılmadığı ve raporun iptaline ilişkin istemin hukuki dayanağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıya müfettiş raporunun usulüne uygun tebliğ tarihinin tespiti ve davanın bu tarihten itibaren yasal süresinde açılmış olması gözetilerek, davalı Bakanlık vekilinin harç konusunda yaptığı temyiz itirazı kabul edilerek, İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.