Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Dayanışma Aidatı”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Davalı kurum ile davacı arasında muvazaalı alt işverenlik ilişkisi kurulup kurulmadığı, davacının davalı kurumun toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve ilave tediye alacağı dahil çeşitli alacaklarının olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, davalı kurumun asıl işvereni olduğu ve aralarındaki alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olduğu kabul edilse dahi, davacının davalı kurumun taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmesi için sendika üyeliğinin davalı kuruma bildirilmesi veya dayanışma aidatı ödenmesi gerektiği, davacı tarafından bu koşulların sağlanmadığının anlaşılması nedeniyle, davacının toplu iş sözleşmesinden doğan alacak taleplerinin reddine, ancak ilave tediye alacağına hak kazandığının belirlenmesi üzerine davanın kısmen kabulüne ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihinden sonra ancak imza tarihinden önce dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanma talebinin kabul edilip edilmeyeceği ve bu talebin kabulü halinde doğan alacakların hesaplanması uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin 6356 sayılı Kanun'un 39. maddesinin dördüncü fıkrasının dördüncü cümlesini iptal etmesi ve toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihinden sonra, imza tarihinden önce dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanma talebinde bulunan işçinin, talep tarihinden itibaren toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandırılması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihinden sonra ancak imza tarihinden önce dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanma talebinin kabul edilip edilmeyeceği ve bu talebe bağlı alacakların hesaplanması uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesinin 6356 sayılı Kanun'un 39. maddesinin 4. fıkrasının 4. cümlesini iptal etmesi ve davacının toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihinden sonra dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanma talebinde bulunması nedeniyle, talebinin toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihinden itibaren geçerli olacağı gözetilerek istinaf başvurusunun reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kurum ile davacı arasında muvazaalı alt işverenlik ilişkisi nedeniyle işçilik alacaklarının davalı kurumdan talep edildiği davada, davacının davalı kurumun taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve talep edilen alacakların miktarı uyuşmazlığa konu olmuştur.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının davalı kurumun taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmesi için sendika üyeliğinin davalı kuruma bildirilmesi veya dayanışma aidatı ödenmesi gerektiği, davacı tarafından bu koşulların yerine getirilmediğinin anlaşılması ve davacının işvereni olarak görülen alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinin davalı kurumu bağlayıcı olmaması gözetilerek, davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacak taleplerinin reddine ve ilave tediye alacağının ise hesaplanarak hükmedilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kurum ile davacı arasında muvazaalı alt işverenlik ilişkisi bulunduğu iddiasıyla açılan alacak davasında, davacının davalı kurumun toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve ilave tediye alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, davalı kurumun taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmesi için sendika üyeliğinin davalı kuruma bildirilmesi veya dayanışma aidatı ödenmesi gerektiği, davacı tarafından bu koşulların sağlanmadığının anlaşılması üzerine, davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağına, ancak muvazaalı alt işverenlik ilişkisi nedeniyle davalı kurumun işçisi sayılacağından ilave tediye alacağına hak kazandığına karar verilerek, istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kurum ile davacı arasında muvazaalı alt işverenlik ilişkisi nedeniyle davacının asıl işveren işçisi olup olmadığı, toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve ilave tediye dahil diğer işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, davalı kurum ile alt işveren arasında kurulan ilişkinin muvazaalı olduğu ve davacının asıl işveren işçisi sayılması gerektiği kabul edilmekle birlikte, davacının davalı kurumun taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmesi için gerekli olan sendika üyeliğinin davalı kuruma bildirilmemiş olması ve dayanışma aidatı ödememiş olması gözetilerek, davacının ilave tediye alacağı dışında toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan diğer alacak taleplerinin reddine, ilave tediye alacağının ise davacının ücret bordroları esas alınarak hesaplanmasına karar verilmiş olup, bu hususta usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kurum ile davacı arasında muvazaalı alt işverenlik ilişkisi nedeniyle davacının asıl işveren işçisi sayılıp sayılamayacağı, sayılırsa ilave tediye ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının yaptığı işin asıl işverenin faaliyet alanı içinde yer alması ve alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olması nedeniyle davacının asıl işveren işçisi sayıldığı, ancak sendika üyeliğinin asıl işverene bildirilmemiş olması ve dayanışma aidatı ödenmemiş olması sebebiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağına, sadece ilave tediye alacağına hak kazanacağına karar verilerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılıp davanın kısmen kabulüne karar verilmesi Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihinden sonra ancak imza tarihinden önce dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanma talebinin kabul edilip edilmeyeceği ve bu kapsamda talep ettiği alacakların ödenip ödenmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesinin 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39. maddesinin 4. fıkrasının 4. cümlesini iptal etmesi ve davacının toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihinden sonra dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanma talebinde bulunması sebebiyle, talep tarihinden itibaren toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandırılması gerektiği gözetilerek istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihinden sonra ancak imza tarihinden önce dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanma talebinin kabul edilip edilmeyeceği ve bu talebin kabulü halinde doğacak alacakların hesaplanması uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin 6356 sayılı Kanun'un 39. maddesinin 4. fıkrasının 4. cümlesini iptal etmesi ve toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihinden sonra, imza tarihinden önce dayanışma aidatı ödeyen işçinin, talep tarihinden itibaren toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandırılması gerektiği gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihinden sonra ancak imza tarihinden önce dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanma talebinin kabul edilip edilmeyeceği ve bu talebin kabulü halinde, sözleşmeden doğan alacakların kapsamı.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesinin 6356 sayılı Kanun'un 39. maddesinin 4. fıkrasının 4. cümlesini iptal etmesiyle, toplu iş sözleşmesinin imza tarihinden önce dayanışma aidatı ödeyen işçinin, talep tarihinden itibaren sözleşme hükümlerinden yararlanma hakkı bulunduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihinden sonra ancak imza tarihinden önce dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve buna bağlı olarak fark ücret, fark ilave tediye, fark ikramiye, fark fazla mesai ücreti, fark bayram ve genel tatil ücreti ile sendikal tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39. maddesinin dördüncü fıkrasının dördüncü cümlesini iptal etmesiyle, toplu iş sözleşmesinin imza tarihinden önce dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanma talebinde bulunan işçinin, talep tarihinden itibaren toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandırılması gerektiği gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihinden sonra ancak imza tarihinden önce dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanma talebinin kabul edilip edilmeyeceği ve bu talebin kabulü halinde hak kazanacağı alacakların hesaplanması.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesinin 6356 sayılı Kanun'un 39. maddesinin 4. fıkrasının 4. cümlesini iptal etmesiyle, toplu iş sözleşmesinin imza tarihinden önce işçi tarafından dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanma talebinde bulunulması halinde, talep tarihinden itibaren toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandırılması gerektiği gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.