Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Fiili Kesinti”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Sanığın farklı tarihlerde gerçekleştirdiği uyuşturucu madde verme ve satma eylemlerinin zincirleme suç teşkil edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın alıcı konumundaki görevlilere uyuşturucu madde verme eylemleri ile 27.05.2014 tarihli uyuşturucu madde satma eylemi arasında 5 ay 22 günlük uzun bir süre bulunması, eylemlerin farklı yerlerde ve farklı nitelikte uyuşturucu maddelerle gerçekleştirilmesi, sanığın eylem tarzını değiştirmesi ve beyanlar birlikte değerlendirildiğinde suç işleme kararının yenilendiğinin anlaşılması gözetilerek, eylemlerin zincirleme suç oluşturmadığı ve sanığın ayrı ayrı cezalandırılması gerektiği kabul edilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilmiş ve yerel mahkeme kararının bozulmasına dair Yargıtay 20. Ceza Dairesinin kararı kaldırılmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın 13.03.2006 ve 17.05.2006 tarihlerinde gerçekleştirdiği sahte para tedavüle koyma eylemlerinin tek bir suç işleme kararı kapsamında işlenip işlenmediği ve buna bağlı olarak ikinci eylem için açılan davanın mükerrer olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın her iki eylemi arasında iki aydan fazla zaman aralığı bulunması, eylemlerde kullanılan sahte paraların farklı değerlerde olması, eylem tarzlarının farklılaşması ve coğrafi farklılık gibi hususlar gözetilerek, eylemlerin farklı suç işleme kararları ile gerçekleştirildiği, aralarında fiili kesintinin bulunduğu ve bu nedenle ikinci davanın mükerrer olmadığı kanaatine varılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında aynı suçtan dolayı açılan iki ayrı davanın, sanığın yakalanması nedeniyle temadiin kesintiye uğrayıp uğramadığı ve ikinci davanın mükerrer olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın sahte parayı tedavüle koyma eyleminin yakalanmasıyla kesintiye uğradığı ve bu tarihten sonraki eyleminin yeni bir suç teşkil ettiği gözetilerek, ikinci davanın mükerrer olmadığına ve ayrıca sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğine karar verilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hukuki ve fiili kesintiden sonra gerçekleşen eylemlerin, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ikinci kez cezalandırılmayı gerektirecek nitelikte olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların fiili kesinti sonrası eylemlerinin, ilk davalar dikkate alınmaksızın değerlendirildiğinde, örgüt üyeliği suçunun unsurlarını taşıdığı, benzer dosyalardaki diğer sanıkların hukuki durumlarının sanıklarla birebir örtüşmediği ve bu nedenle söz konusu kararların sanıklar hakkında uygulanmasının mümkün olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin mahkûmiyet hükmünün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın mağdura yönelik cinsel istismar eylemlerinin zincirleme suç hükümleri uyarınca tek bir suç olarak mı yoksa iki ayrı suç olarak mı değerlendirilmesi gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın öz kız kardeşine yönelik eylemlerinin mağdurun yurda yerleştirilmesiyle fiilen kesintiye uğramış olsa dahi, sanığın eylemlere başlarken ortaya koyduğu genel niyet ve plan ile mağdurun yurttan döndükten sonra eylemlerin nitelikçe ağırlaşarak devam etmesi birlikte değerlendirilerek, eylemler arasında sübjektif bağ bulunduğu ve aynı suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştiği kabul edildiğinden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilerek Özel Daire bozma kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında aynı mağdura karşı farklı tarihlerde işlenen cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından dolayı zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın ilk suçtan sonra yakalama kararı çıkmasına rağmen aradan geçen sürede yeni bir suç işleme kastıyla hareket ederek aynı mağdura karşı tekrar aynı suçları işlemesi nedeniyle suçlar arasında fiili kesintinin olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin sanığı zincirleme suçtan değil, tek tek suçlardan cezalandıran direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.