Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“HUMK 427/2”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasında, Bölge Adliye Mahkemesi kararının değer itibariyle verildiği tarihte kesin olup olmadığı ve temyiz incelemesinin mümkün olup olmadığı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 448. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek 6. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kuruluş tarihi ile Ek 6. maddenin yürürlük tarihi arasında verilen ve o tarihte kesin olan kararlara karşı temyiz yolunun kapalı olduğu, zira kesin hükmün tamamlanmış bir usul işlemi teşkil ettiği ve usulü kazanılmış hak ilkesi gereğince bu karara karşı temyiz incelemesi yapılamayacağı gözetilerek direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi kararının verildiği tarihte dava konusu taşınmazın değeri temyiz sınırının altında kaldığı için, temyiz incelemesinin yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihi ile Kadastro Kanunu'nun ek 6. maddesinin yürürlüğe girdiği tarih arasında verilen ve değeri temyiz sınırının altında kalan kararların kesin olduğu, bu nedenle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 448. maddesi uyarınca tamamlanmış işlemlere uygulanamayan ek 6. maddenin hükmüyle temyiz incelemesi yapılamayacağı gözetilerek temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, verilen kararın değeri temyiz sınırının altında kaldığı için kesin olup olmadığı ve temyiz incelemesinin mümkün olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek 6. maddesinin, 6100 sayılı HMK'nın 448. maddesi uyarınca tamamlanmış işlemlere uygulanamayacağı ve verildiği tarihte kesin olan kararlar için temyiz incelemesinin mümkün olmadığı, ayrıca kesin hükmün lehine olan taraf bakımından usulü kazanılmış hak doğuracağı gözetilerek, çoğunluk görüşüyle hükmün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İşçinin yeni iş arama izin ücreti talebiyle açtığı davada, direnme kararının temyiz edilebilir olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Direnme kararına konu iş arama izin ücreti talebinin, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 27. maddesine dayalı bir talep olması ve talep edilen miktarın HUMK’nun 427/2. maddesinde belirlenen kesinlik sınırının altında kalması gözetilerek davalı SGK vekilinin temyiz isteminin reddine ve direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İşçinin yeni iş arama izin ücreti alacağı talebiyle açtığı davada, direnme kararının temyiz edilebilir olup olmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Direnme kararına konu yeni iş arama izin ücreti talebi ve hükmedilen miktar, temyiz istem tarihi itibariyle yürürlükte olan kesinlik sınırının altında kaldığından, HUMK'nun 427/2. maddesi uyarınca direnme kararının kesin olduğu gözetilerek, davalı SGK vekilinin temyiz isteminin reddine ilişkin verilen ek karar onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacı vekilinin, direnme kararına karşı yaptığı temyiz başvurusunun, temyiz edilebilirlik sınırının altında olması nedeniyle kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Direnme kararının verildiği tarihte yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK'nun 427/2. maddesi ve 6217 sayılı Kanun'un 30. maddesiyle 6100 sayılı HMK'ya eklenen "Geçici 3. madde" gözetilerek, direnme kararına konu miktarın temyiz edilebilirlik sınırının altında olması nedeniyle davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından haksız fiile dayalı tazminat davasında verilen direnme kararına karşı yapılan temyiz başvurusunun, miktar itibariyle temyiz edilebilirlik sınırının altında olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Direnme kararının verildiği tarihte yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK'nun 427/2. maddesi gereğince uygulanacak temyiz sınırının davalı aleyhine hükmedilen tazminat miktarından yüksek olması ve davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibariyle temyiz edilebilirlik sınırının altında kalması gözetilerek temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tüketici kredisinden kaynaklanan alacak davasında davalı tarafından verilen direnme kararına karşı yapılan temyiz başvurusunun miktar itibariyle kanun yoluna kabil olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Direnme kararının verildiği tarihte yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK'nun 427/2. maddesindeki temyiz sınırının, davalı aleyhine hükmedilen miktardan yüksek olması gözetilerek, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Haksız tutukluluk nedeniyle açılan manevi tazminat davasında Yargıtay kararına karşı yapılan temyiz başvurusunun miktar yönünden incelenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Manevi tazminat miktarının (1.500,00 TL), karar tarihi itibariyle uygulanmakta olan temyiz kesinlik sınırının (1.540,00 TL) altında kalması nedeniyle, 6217 sayılı Kanun'un 30. maddesi ile 6100 sayılı HMK'ya eklenen "Geçici Madde 3" atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı HUMK'nun 427/2. maddesi gereğince temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti davasında, yerel mahkemenin belirlediği bedelin düşük olduğu iddiasıyla davacı idare tarafından yapılan temyiz üzerine direnme kararı verilmesi nedeniyle, direnme kararının temyiz edilebilirliği.
Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesindeki "Tescil hükmü kesin olup tarafların bedele ilişkin temyiz hakları saklıdır" hükmü ile HUMK'nun 427/2. maddesinde belirlenen temyiz sınırının, direnme kararının verildiği tarihte yürürlükte olan 5219 sayılı Kanun ile bir milyar TL olarak belirlendiği ve uyuşmazlık konusu bedelin bu sınırın altında olduğu gözetilerek, direnme kararının temyizinin mümkün olmadığı ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalının basın yoluyla yaptığı açıklamaların davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmediği ve manevi tazminat gerektirip gerektirmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davaya konu edilen husumetin değeri itibariyle direnme kararının kesin olması ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427/2. maddesi uyarınca direnme kararına karşı yapılan temyiz isteminin reddinin hukuka uygun olması gözetilerek, direnme kararının temyiz isteminin reddine ilişkin ek karar onanmıştır. - Uyuşmazlık: Tasfiye halindeki Emlak Bankası'nın, icra takibi sonucu tahsil edilen avukatlık ücreti ve cezaevi harçlarının iadesi talebiyle açılan istirdat davasında, mahkemenin direnme kararına karşı yapılan temyiz isteminin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın HUMK'nun 427/2. maddesinde belirtilen değerin altında olması sebebiyle direnme kararının kesin olduğu gözetilerek davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.