Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kamu Görevlisi Sorumluluğu”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Davalının, sahte belgelerle aldığı konut kredisinin geri ödenmesi ve diğer davalı kamu görevlilerinin sorumluluğunun belirlenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının konut kredisi almaya hak kazanmasına rağmen, krediyi farklı amaçla ve sahte belgelerle kullandığı ve kredi sözleşmesinde gecikme faizi öngörüldüğü gözetilerek, yerel mahkeme kararının yasal faiz yerine %5 gecikme faizi uygulanacak şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Gerçeğe aykırı düzenlendiği iddia edilen sicil raporları nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davasında, idari yargıda idare aleyhine dava açılmadan, adli yargıda kamu görevlileri aleyhine dava açılıp açılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa'nın 129/5. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken verdikleri zararlardan dolayı açılacak davaların hizmet kusuruna dayanması ve idare aleyhine açılması gerektiği, davalıların eylemlerinin kişisel kusur iddiasına dayandığının belirtilmesi ve bu hususun öncelikle araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kamu görevlilerinin göreviyle ilgili eylemleri nedeniyle açılan tazminat davasında pasif husumetin kamu görevlisinde mi yoksa idarede mi olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kamu görevlisinin göreviyle ilgili eylemlerinden kaynaklanan zararlardan dolayı açılacak tazminat davalarında, eylemin hizmet kusurundan kaynaklanması ve idari işlem/eylem niteliğinde olması halinde pasif husumetin idarede olduğu, ancak eylemin görevlisinin salt kişisel kusurundan kaynaklanan haksız fiil niteliğinde olması halinde pasif husumetin kamu görevlisinde olacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının yeni bir hüküm niteliğinde olduğu ve bu nedenle dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerektiğine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kamu görevlisi doktorun ihmali nedeniyle açılan tazminat davasında husumetin doktora yöneltilip yöneltilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa'nın 40/3, 125/son ve 129/5. maddeleri ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 13. maddesi uyarınca, memurların yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının rücu edilmek kaydıyla idare aleyhine açılması gerektiği, doktorun ihmali iddiası içeren eylemin de görev sırasında ve yetkisini kullanırken meydana geldiğinden, husumetin idareye yöneltilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Üniversite hastanesinde görevli akademisyenlerin, görevleri sırasında verdikleri kararlar nedeniyle açılan manevi tazminat davasında husumetin kamu görevlisine mi yoksa idareye mi yöneltilmesi gerektiği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa'nın 40/3, 125/son ve 129/5. maddeleri ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 13. maddesi uyarınca, kamu görevlilerinin görevlerini yaparken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının idare aleyhine açılması gerektiği, davalıların eylemlerinin hizmet kusuru niteliğinde olduğu ve davacının iddiasının kamu görevlilerinin görevi dışında kalan kişisel kusurlarına dayanmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde görevli doktorun ameliyat sırasında yaptığı iddia edilen kusurlu işlem nedeniyle açılan tazminat davasında husumetin doktora yöneltilip yöneltilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Doktorun ameliyat sırasındaki eyleminin kamu görevlisi sıfatıyla ve yetkisini kullanırken yaptığı bir işlem olarak hizmet kusuru kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, dolayısıyla Anayasa'nın 40. ve 129. maddeleri ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 13. maddesi uyarınca husumetin idareye yöneltilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Belediyede işçi olarak çalışan davalının, çöp kamyonu kullanırken yaptığı trafik kazası nedeniyle açılan tazminat davasında husumetin davalı işçiye yöneltilip yöneltilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa’nın 40/3, 125/son ve 129/5. maddeleri ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 13. maddesi uyarınca, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının rücu edilmek kaydıyla idareye karşı açılması gerektiği, davalı işçinin eyleminin de görev sırasında ve göreviyle ilgili bir kusur olması nedeniyle husumetin idareye yöneltilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kamu görevlisinin görev sırasında işlediği kusurdan kaynaklanan tazminat davasının, kamu görevlisine karşı adli yargıda açılıp açılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Kamu görevlisinin görev sırasında işlediği kusurun, hizmet kusuru olarak değerlendirilmesi ve Anayasa 129/5 ve 657 sayılı Kanun'un 13. maddesi uyarınca bu tür davaların idare aleyhine açılması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kamu görevlisinin görevi sırasında sarf ettiği sözlerin kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmadığı ve bu eylemin hizmet kusuru kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kamu görevlisinin görevi sırasında sarf ettiği sözlerin hizmet kusuru kapsamında değerlendirilmesi gerektiği yönündeki Yargıtay Özel Dairesi bozma kararına rağmen, fiilin salt kişisel kusurdan kaynaklandığı ve idari yargı yerine adli yargıda dava açılabileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Kamu görevlilerinin görevlerini ifa ederken işledikleri kusurlu davranışlardan dolayı açılan tazminat davasında husumetin kamu görevlisine yöneltilip yöneltilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa'nın 40/3, 125/son ve 129/5. maddeleri ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 13. maddesi uyarınca, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının idare aleyhine açılması gerektiği, davalıların eylemlerinin görev sırasında ve görevle ilgili olduğu, hizmet kusuru niteliğinde bulunduğu ve davalıların görevi dışında kalan kişisel kusurlarına dayanılmadığı gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kamu görevlisinin görevi sırasında gerçekleştirdiği eylemden kaynaklanan tazminat davasında husumetin kamu görevlisine yöneltilip yöneltilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa'nın 40/3, 125/son ve 129/5. maddeleri ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 13. maddesi uyarınca, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının rücu edilmek kaydıyla idare aleyhine açılması gerektiği, davalı doktorun eyleminin görev sırasında ve yetkisini kullanırken işlediği hizmet kusuru niteliğinde olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kamu görevlisi doktorun doğum esnasındaki eylemlerinden dolayı açılan tazminat davasında husumetin doktora yöneltilip yöneltilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının Anayasa'nın 129/5. maddesi ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 13. maddesi gereğince idare aleyhine açılması gerektiği, davalı doktorun doğum esnasındaki eylemlerinin hizmet kusuru kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve bu nedenle husumetin idareye yöneltilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.