Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kanun Yolu Bildirimi”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Sanığın yokluğunda verilen hükümde yer alan kanun yolu bildiriminin eksik ve yanıltıcı olup olmadığına ve buna bağlı olarak sanığın temyiz isteminin süresinde yapılıp yapılmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hükümde kanun yolu başvurusunun sadece hükmü veren mahkemeye yapılabileceğinin belirtilmesinin, diğer mahkemelere de yapılabileceği hususunun belirtilmemesinin, başvurulacak mercii sınırlandırarak sanığı yanılttığı iddiasının, Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre kanun yolu süresinin işlemeye başlamasını engellemeyeceği ve süresinden sonra yapılan temyiz başvurusunun kabul edilemeyeceği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında TCK’nın 110. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemece katılana tefhim edilen hükümde temyiz süresinin başlangıcı yönünden yapılan kanun yolu bildiriminin yanıltıcı nitelikte olması ve bu nedenle hükmün katılana usulüne uygun tebliğ edilmemiş olması gözetilerek Yargıtay 14. Ceza Dairesinin bozma ilamı kaldırılmış ve yerel mahkeme hükmünün katılana usulünce tebliğinin sağlanması için dosya tevdi kararı verilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmüne karşı yapılan temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün tefhim edildiği tarihte başlayan temyiz süresinin, başvuru şeklinin hükümde belirtilmemiş olmasından bağımsız olarak işlemeye devam ettiği ve sanığın temyiz başvurusunun bu süre geçtikten sonra yapıldığı gözetilerek temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının kanun yolu bildiriminin yeterli olup olmadığı ve buna bağlı olarak kararın kesinleşip kesinleşmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığa usulüne uygun tebliğ edilen kararda itiraz yolu ve süresi belirtilmiş olup, sürenin başlangıcının ayrıca belirtilmemiş olsa dahi yoklukta verilen kararlarda sürenin tebliğden itibaren başlayacağının açık olması ve sanığı yanıltacak bir husus bulunmaması gözetilerek, kararın kesinleştiği ve sanığın temyiz talebinin mahkûmiyet hükmüne yönelik olduğu kabul edilerek Özel Daire iade kararının kaldırılmasına ve hükmün esasının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 10. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yerel mahkemenin sanık müdafisinin temyiz istemini reddetmesi üzerine, temyiz süresinin başlangıcına ilişkin yapılan kanun yolu bildiriminin yasal olup olmadığı ve sanığın temyizinin süresinde yapılıp yapılmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık müdafisinin, yüzüne karşı yapılan tefhimde temyiz süresinin başlangıcının hem tefhim hem de tebliğden itibaren başlayacağı şeklinde belirtilmesinin avukat açısından bir yanılgı oluşturmayacağı ve kanun yolu süresinin işlemeye başlamasını engellemeyeceği, mesleği gereği avukatın bu hususta bilgi sahibi olması gerektiği ve ayrıca sanık müdafisinin temyiz dilekçesinde bu hususta bir yanılgıya düştüğünü de ileri sürmemesi gözetilerek yerel mahkemenin temyiz isteminin reddine ilişkin kararının onanmasına, ancak görevi yaptırmamak için direnme suçuna 6352 sayılı Kanunda bir düzenleme bulunmadığından, bu suç yönünden yerel mahkemenin kararı hukuken değerden yoksun kabul edilerek Özel Dairece bu suça ilişkin ilk hükmün temyiz incelemesinin yapılması gerektiğine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcra ceza mahkemesince verilen hükümde kanun yolu bildiriminde yer alan temyiz süresi ve başlangıcıyla ilgili hatanın, eski hale getirme sebebi sayılıp sayılmayacağı ve sanık müdafiinin temyizinin süresinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'ndaki suçlara ilişkin kanun yollarının karmaşık yapısı ve avukatların dahi yanılgıya düşebilecek olması, hükmün tefhiminden itibaren işlemesi gereken temyiz süresinin, mahkemece tebliğden itibaren işleyeceği şeklinde yapılan yanıltıcı kanun yolu bildiriminin sanık müdafii için hak kaybına yol açabileceği gözetilerek Özel Daire'nin, sanık müdafiinin temyiz istemini süresinde kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Direnme kararına karşı temyiz süresini geçiren sanık müdafiinin eski hale getirme talebinde bulunmasının ardından, kanun yolu bildiriminde eksiklik bulunup bulunmadığı ve temyiz talebinin süresinde yapılıp yapılmadığı hususunda yerel mahkeme ile Yargıtay arasında uyuşmazlık çıkmıştır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık müdafiinin, kanun yolu bildiriminde başvuru şeklinin gösterilmemiş olmasını eski hale getirme nedeni olarak ileri sürmesine rağmen, avukatın kanun yollarına başvuru usulünü bildiğinin ve başvuru şeklinin gösterilmemesinin hak kaybına yol açmadığının kabulüyle, eski hale getirme talebi reddolunmuş ve kanuni süresinden sonra yapılan temyiz başvurusu da reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın yüzüne karşı tefhim edilen hükümde yer alan kanun yolu bildirimindeki ifade eksikliğinin, sanığı yanıltıp yanıltmadığı ve buna bağlı olarak temyiz isteminin süresinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemece sanığa tefhim edilen hükümde, temyiz başvuru süresinin başlangıcının “tefhim-tebliğden itibaren” şeklinde belirtilmesi, tefhim veya tebliğden hangisinin esas alınacağı konusunda tereddüde yol açtığı ve bu durumun CMK’nın 40. maddesi uyarınca eski hale getirme nedeni oluşturduğu gözetilerek Özel Dairenin ret kararının onanmasına ilişkin kararı kaldırılarak, yerel mahkemenin temyiz isteminin reddine ilişkin kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın yüzüne karşı tefhim edilen hükümde yer alan kanun yolu bildirimindeki tereddütlü ifade nedeniyle, müdafiinin temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemece sanığa tefhim edilen hükümde, temyiz süresinin başlangıcının "tebliğ-tefhimden itibaren" şeklinde belirtilmesi, CMK'nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddelerine aykırı bir belirsizlik yarattığı ve bu durumun CMK'nın 40. maddesi uyarınca eski hale getirme nedeni oluşturduğu gözetilerek, Özel Daire'nin ret kararının ve yerel mahkemenin temyiz isteminin reddi kararının kaldırılmasına ve temyiz incelemesinin yapılması için dosyanın Yargıtay 7. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın yokluğunda verilen hükümde kanun yolu bildiriminin eksik olup olmadığı ve sanık müdafiinin temyiz isteminin süresinde sayılıp sayılmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın yokluğunda verilen hükümde kanun yolu bildiriminde sürenin başlangıcının açıkça belirtilmemiş olsa da, yokluğunda verilen kararlara karşı temyiz süresinin tebliğden itibaren başlayacağı açık olduğundan ve sanık müdafiinin de bu hususta yanıltıldığına dair bir iddiada bulunmadığından, temyiz isteminin süresinden sonra yapıldığı gözetilerek Yargıtay 7. Ceza Dairesinin bozma kararının kaldırılmasına ve temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama suçundan sanığa verilen ceza ile ilgili hükmün açıklanmasının geri bırakılması, hapis cezasının paraya çevrilmesi ve temyiz yoluna ilişkin hususlarda yerel mahkeme kararının bozulması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı üzerine oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin değerlendirmenin tüm hükmü kapsadığı, hapis cezasının paraya çevrilmesinde maddi hata bulunduğu ve kısa karardaki temyiz yoluna ilişkin eksik bildirimin gerekçeli kararda düzeltilmesinin hükmü karıştırma sayılmayacağı gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilerek, Özel Daire bozma kararı kaldırılmış ve yerel mahkeme hükmü onanmıştır. - Uyuşmazlık: Nitelikli cinsel istismar suçundan sanıkların mahkumiyetine dair direnme kararına karşı yapılan temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yüze karşı verilen hükmün tefhiminden itibaren başlayan temyiz süresi içerisinde temyiz başvurusunda bulunulmadığı, kanun yolu bildirimindeki eksikliğin avukat olan müdafii yanıltmayacağı ve hak kaybına yol açmayacağı, bu nedenle süresinde yapılmayan temyiz başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.