Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kanunilik İlkesi”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Davanın açılması veya dava devam ederken harçsız ihtiyati tedbir talebinde bulunulması halinde, harcın tamamlanması için süre verilmesi ve ardından talebin incelenmesi mi yoksa harç eksikliği sebebiyle doğrudan usulden reddedilmesi mi gerekir?
Gerekçe ve Sonuç: Harçlar Kanunu'nun 32. maddesi gereğince yargı harçları ödenmeden işlemlere devam edilemeyeceği ve ihtiyati tedbir talebinin de başvuru harcına tabi olduğu, ancak kanun koyucunun amacının kişileri yasal dayanak olmaksızın yükümlülük altına sokmak olmadığı gözetilerek, harçsız ihtiyati tedbir talebinde bulunan tarafa tamamlama için süre verilmesi ve harcın ödenmesi halinde talebin esasının incelenmesi gerektiği sonucuna varılarak, harçsız talebin usulden reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bankaların genel kredi sözleşmeleriyle müşterilerine kullandırdıkları kredilerin ödenmemesi nedeniyle başlattıkları icra takiplerinde yargı harcından muaf olup olmadıkları.
Gerekçe ve Sonuç: 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 123/son maddesindeki istisnanın, bankaların yurt içi veya yurt dışı kredi kuruluşlarından temin ettikleri büyük miktarlı kredilerin kullandırılmasına ilişkin işlemleri kapsadığı, bankaların kendi öz kaynaklarından veya diğer kredi kurumlarından temin ettikleri ve genel kredi sözleşmeleriyle müşterilerine kullandırdıkları kredilerin takibi için yapılan icra işlemlerinin bu kapsamda olmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tarım ürünleri alım satımı yapan davacının, satın aldığı ürün bedellerinden prim tevkifatı yapmaması nedeniyle tahakkuk ettirilen prim borcundan sorumlu olup olmadığına ve bu talebin zamanaşımına uğrayıp uğramadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Zamanaşımının, borçlu tarafından ileri sürülebilecek kişisel bir savunma aracı olduğu, davacı vekilinin zamanaşımı def'i ileri sürmesi karşısında yerel mahkemenin öncelikle bu konuda karar vermesi gerektiği, ayrıca davacının tevkifat yükümlülüğü bulunmayan çiftçilerden ürün alıp almadığının tespiti için yeterli araştırma yapılmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı idarenin yargı harçlarından muaf olup olmadığı noktasında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı EPDK'nın genel bütçeye dahil idarelerden olmadığı ve özel kanundaki muafiyet hükmünün de yargı harçlarını kapsamadığı, dolayısıyla yargı harçlarından muaf olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davacı idare aleyhine harca hükmetmemesi yönündeki direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Haksız işgal tazminatı icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, gaip maliki adına defterdarlıkça atanan kayyımın temyiz harcından muaf olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 3561 sayılı Kanun'un kayyımlık işlemlerini vergi, resim ve harçtan muaf tutmasına rağmen, bu muafiyetin yargı harçlarını kapsamadığı, kanunilik ilkesi gereği muafiyetlerin açıkça belirtilmesi gerektiği ve HUMK 434/3 maddesi uyarınca harcın yatırılması gerektiği gözetilerek, dosyanın işlem yapılması için mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kaçak kuyu suyu kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen bedelin ödenip ödenmeyeceği hususunda ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: Belediyelere yer altı sularından ücret alma yetkisi veren kanun hükmünün iptal edilmiş olması ve yerine yeni bir düzenleme getirilmemesi nedeniyle, davalı idarenin talep ettiği bedelin hukuki dayanaktan yoksun olması gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Bir maddenin uyuşturucu veya uyarıcı madde sayılıp sayılmayacağının ve suç tarihi itibarıyla Bakanlar Kurulu listesinde yer almasa dahi TCK 188. madde kapsamında suç oluşturup oluşturmayacağının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun konusunun belirlenmesinde, ilgili maddenin uzman bilirkişi tarafından uyuşturucu veya uyarıcı etkiye sahip olduğunun tespit edilmesinin yeterli olduğu, suç tarihi itibarıyla Bakanlar Kurulu listesinde yer almasa dahi sanığın cezalandırılmasına engel teşkil etmeyeceği gözetilerek Özel Daire bozma kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların, bir dernek hesabından yetkisiz para çekmek için düzenledikleri belgenin sahteciliği ve niteliği ile sanıkların kamu görevlisi sayılıp sayılmayacağı hususunda oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Suçtan zarar görenin rızasının bulunduğunun anlaşılması ve sanıkların suç işleme kastı ile hareket etmediklerinin kabulüyle, bir sanık hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan kurulan mahkumiyet hükmü bozulmuş, diğer sanık hakkında ise ölüm nedeniyle mahallinde araştırma yapılması için hüküm bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Özelleştirilmiş elektrik dağıtım şirketinin görevlileri tarafından konulan mührün bozulması eyleminin TCK 203. maddesinde düzenlenen mühür bozma suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Özelleştirilmiş elektrik dağıtım şirketlerine, kanunla mühürleme yetkisi verilmediği ve yetkili makam emri olmadan konulan mührün bozulmasının TCK 203'te düzenlenen mühür bozma suçunun unsurlarını oluşturmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: TCK'nın 61/7 hükmü gereğince otuz yıl ile sınırlandırılan hapis cezalarında, takdiri indirim hükümlerinin (TCK 62) 30 yıl sınırının uygulanmasından önce mi yoksa sonra mı uygulanacağı hususunda ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: TCK'nın 61. maddesinin 5. fıkrasında cezaya ilişkin hükümlerin uygulanma sırasının belirlendiği, 7. fıkrasında ise sonuç cezanın 30 yılı geçemeyeceği ve 10. fıkrasında da kanunda aksine hüküm olmadıkça cezaların değiştirilemeyeceği gözetilerek, takdiri indirimin 30 yıl sınırının uygulanmasından sonra değil önce uygulanması gerektiğine ve aksi uygulamanın kanunilik ilkesine aykırı olacağına karar verilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın cezaevinde bulunduğu sırada idrarında uyuşturucu madde tespit edilmesi nedeniyle, infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmak suçundan cezalandırılıp cezalandırılmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın cezaevinde uyuşturucu kullandığını kabul etmesi, Adli Tıp Kurumu raporuna göre esrar kullanımının idrarda en fazla üç hafta içinde tespit edilebilmesi ve sanığın izin dönüşü ile test tarihi arasında uzun süre geçmiş olması, uyuşturucunun cezaevinde kullanıldığını gösterdiğinden, kullanım için dahi olsa maddenin cezaevine sokulmuş veya bulundurulmuş olması gerektiği değerlendirilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.