Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Nafaka Artışı”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen yoksulluk nafakasına ilişkin artış hükmünün icrasında tereddüt yaratması nedeniyle yapılan tavzih talebinin reddine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Yoksulluk nafakasına her yılın başından itibaren ÜFE oranında artış yapılmasına karar verilmesine rağmen, hükmün hangi tarihten itibaren uygulanacağı açık olmadığı ve bu nedenle icrada tereddüt yarattığı gözetilerek, tavzih talebinin reddine ilişkin ek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yardım nafakasının artırılması davasında verilen kararın temyiz edilebilir olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Nafaka artış miktarının yıllık toplamının, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan temyiz kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362/1-a ve 366. maddeleri uyarınca temyiz edilemeyeceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz dilekçesinin reddine ilişkin ek kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında, ağır kusurlu bulunan erkek aleyhine hükmedilen maddi ve manevi tazminatlar ile yoksulluk nafakası miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı ve kadın tarafından süresinde ileri sürülmeyen nafaka artış talebine ilişkin istem hakkında verilen kararın hukuka uygunluğunun denetimi.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin bozmaya uygun inceleme ve araştırma yaptığı, kararda ve gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında ve delillerin takdirinde isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş hususlara ve bozmaya uyularak karşı taraf lehine oluşan haklara ilişkin temyiz itirazlarının incelenemeyeceği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İştirak nafakasının artırılması talebiyle açılan davada, Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz edilebilir olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin hüküm altına aldığı yıllık nafaka artış miktarının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca belirlenen temyiz kesinlik sınırının altında kalması gözetilerek, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine ilişkin ek karar onanmıştır. - Uyuşmazlık: Bozma ilamına uyularak verilen kararda, nafaka artışına ilişkin istinaf başvurusunun kapsamına girip girmediği noktasında ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin bozma kararına uygun hüküm verdiği ve hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakalarına yıllık artış oranı belirlenip belirlenmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yoksulluk ve iştirak nafakalarına hükmedilirken talep halinde ÜFE oranında yıllık artış belirlenmesi gerektiği, davacı kadının bu yöndeki talebinin olmasına rağmen mahkemece artışa hükmedilmemesinin hatalı olduğu gözetilerek, mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında yoksulluk ve iştirak nafakalarına yıllık artış oranı uygulanıp uygulanmayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay, talep halinde hüküm altına alınan yoksulluk ve iştirak nafakalarına ÜFE oranları üzerinden yıllık artış oranı belirlenmesi gerektiği, ancak bu hususun eksikliği dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir yanlışlık bulunduğu gözetilerek, 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca eksikliğin tamamlanması suretiyle karar düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan nafaka artış hükmünün mahkeme kararıyla onaylanmamış olması nedeniyle, geçmişe dönük nafaka farkı alacağı istenebileceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Boşanma protokolünde nafaka artış hükmü bulunmasına ve protokolün mahkemece onaylanmasına rağmen, mahkeme kararında bu hususa yer verilmemiş olsa dahi, protokolün onaylanmış olması ve tarafların protokoldeki hükümlere uygun davranma yükümlülüğü altında olması gözetilerek, ilk derece mahkemesinin nafaka farkına hükmetmesi doğru bulunmuş ve karar onanmıştır. - Uyuşmazlık: Yoksulluk nafakasının miktarı, nafakanın başlangıç tarihi, artış oranı ve vekâlet ücreti hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece verilen bozma kararlarına rağmen, daha önce kesinleşen "nafakanın kararın kesinleşmesinden sonra 1 yıl aynen devamına" hükmünün karara eklenmemesi usul ve kanuna aykırı bulunmuş ancak bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusurun belirlenmesi, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddi manevi tazminat miktarlarının uygunluğu ile yoksulluk nafakasına TÜFE oranında artış uygulanmasının doğru olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanacak hukuk kuralları değerlendirilerek, davacı-karşı davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.