Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Sağlık Giderleri”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Murisin, davalıya ait bakım evinde kaldığı sürede yaptığı sağlık giderlerinin, davalı ile imzaladığı sözleşme uyarınca davalı tarafından karşılanması gerekirken karşılanmaması sebebiyle mirasçıları tarafından açılan alacak davası.
Gerekçe ve Sonuç: Muris ile davalı arasında yapılan sözleşme gereğince sağlık giderlerinin davalı tarafından karşılanması gerektiği, mirasçılardan birinin açtığı davaya diğer mirasçının da muvafakat etmiş olması ve alacağın terekeye ait olması gözetilerek yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kurum sigortalısı olmayan gebe hastanın sağlık giderlerini hasta tarafından sunulan sigortalı başka bir kişiye ait kimlik verileri üzerinden kuruma fatura eden sağlık hizmeti sunucusunun, taraflar arasındaki sağlık hizmeti alım sözleşmesinin cezai şart hükmü çerçevesinde sorumlu tutulup tutulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Gebe hastaların sağlık giderlerinin 5510 sayılı Kanun'un 63. ve 67. maddeleri uyarınca koşulsuz olarak Kurum tarafından karşılanması gerektiği ve bu nedenle sağlık hizmeti sunucusunun sözleşmede belirtilen "Kurum tarafından sağlık yardımları karşılanmayan kişiler" kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin davanın kabulüne dair direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından Kuruma yapılan ödemelerin mahiyetinin ne olduğu ve bu ödemelerin iadesi gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının Kuruma yaptığı ödemelerin mahiyetinin belirsiz olması ve sağlık giderlerinden kaynaklanıyor olma ihtimalinin bulunması nedeniyle, ödemelerin mahiyetinin tespit edilerek 506 sayılı Kanun'un 40. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı tespit edilen ve annesinin ölümü nedeniyle hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla ölüm aylığı alan davalıya, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan sağlık harcamalarının iadesinin talep edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının, ölüm aylığı almak için eşinden boşanmasına rağmen fiilen birlikte yaşamaya devam ederek, hak kazanmadığı halde genel sağlık sigortasından yararlanmasının ve bu durumun Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi kapsamında hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmasının 5510 sayılı Kanun'un Geçici 45. maddesindeki istisnadan yararlanmasına engel teşkil etmesi gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kurum sigortalısı olmayan gebe bir hastanın, başka bir sigortalının kimlik bilgileri kullanılarak tedavi edilmesi ve giderlerin Kuruma fatura edilmesi nedeniyle sağlık hizmeti sunucusuna sözleşme hükümlerine dayanılarak cezai şart uygulanıp uygulanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Gebelerin sağlık hizmet giderlerinin sigortalı olsun veya olmasın 5510 sayılı Kanun gereğince Kurum tarafından karşılanması gerektiği ve bu nedenle sağlık hizmeti sunucusunun, gebe hastaya ilişkin faturalandırma yapmasının taraflar arasındaki sözleşmenin cezai şart uygulanmasını gerektiren hükmüne aykırılık teşkil etmeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının, yargılama giderlerine ilişkin kısmı düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı tespit edilen davacıya, hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla yapılan sağlık harcamalarının SGK tarafından tahsil edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının tespit edilmesi ve bu durumun ölüm aylığı almaya engel teşkil etmesi nedeniyle yapılan sağlık giderlerinin 5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesi ve dürüstlük kuralı gözetilerek tahsil edilebileceğine, davacı vekilinin temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine, davalı Kurum vekilinin temyiz isteminin ise miktar itibariyle temyiz edilebilirlik sınırının altında kalması nedeniyle reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı tespit edildikten sonra, hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla aldığı ölüm aylığı kesilen davacıya yapılan sağlık harcamalarının tahsil edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşamaya devam ederek, hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla haksız yere genel sağlık sigortasından yararlandığı ve bu durumun Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinde düzenlenen hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı olduğu gözetilerek, 5510 sayılı Kanun'un Geçici 45. maddesinden yararlanamayacağı ve 31.01.2012 tarihinden sonraki sağlık giderlerini ödemesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı Kurum'un 2918 sayılı Kanun'un 98. maddesi gereğince sigorta şirketlerinden tahsil edeceği alacağın amme alacağı niteliğinde olup olmadığı ve bu alacaktan dolayı şirketin yönetim kurulu üyesinin sorumlu tutulup tutulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 2918 sayılı Kanun'un 98. maddesiyle sigorta şirketlerinden SGK'ya aktarılacak primlerin, genel sağlık sigortalılarının trafik kazalarından doğan sağlık giderlerinin karşılanması için kaynak oluşturduğu ve bu nedenle kamu alacağı niteliğinde olduğu; dolayısıyla şirket yönetim kurulu üyesinin de bu primlerin aktarılmamasından 5510 sayılı Kanun'un 88. maddesi uyarınca şirketle birlikte müteselsilen sorumlu olduğu gözetilerek istinaf kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.