Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Sosyal Güvenlik Destek Primi”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce 5434 sayılı Kanun kapsamında emekli aylığı almaya ve 1479 sayılı Kanun kapsamında çalışmaya başlayan davacının emekli aylığından sosyal güvenlik destek primi kesilmesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce emekli olanlar hakkında 5510 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edilmesi ve 1479 sayılı Kanunun Ek 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca diğer sosyal güvenlik kanunlarına göre yaşlılık aylığı bağlananlardan, belirtilen kapsamda çalışmaya başlayanların sosyal güvenlik destek primi ödeme yükümlülüğü altında olması gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 5510 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden sonra 5434 sayılı Kanun uyarınca bağlanan emekli aylığından sosyal güvenlik destek primi kesintisi yapılmasının yasal olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 4/c bendi kapsamında sigortalı iken emekli olup, sonrasında 4/b bendi kapsamında serbest avukat olarak çalışmaya başlayan davacıdan, 5510 sayılı Kanun'un Geçici 14. maddesi ve 30. maddesi uyarınca sosyal güvenlik destek primi kesilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra 5434 sayılı Kanun uyarınca bağlanan emekli aylığından sosyal güvenlik destek primi kesintisi işleminin yasal olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 4/c bendi kapsamında emekli olup, aynı Kanun'un 4/b bendi kapsamında serbest avukat olarak çalışmaya başlayan kişilerin, Geçici 14. madde ve 30. madde hükümleri uyarınca emekli aylıklarından sosyal güvenlik destek primi kesilmesinin yasal dayanağı olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının emekli aylığı üzerinden yapılan Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) kesintilerinin yasal olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının limited şirket ortaklığının devam etmesi sebebiyle, vergi kaydının silinmiş olması ve şirketin fiilen faaliyette bulunmaması gözetilmeksizin, 1479 sayılı Kanun'un Ek 20. maddesi uyarınca emekli aylığından SGDP kesintisi yapılmasının yasal olduğu gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Emekli aylığı alan davacıların limited şirket ortaklığından dolayı emekli aylıklarından yapılan sosyal güvenlik destek primi (SGDP) kesintilerinin yerinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Limited şirket ortaklarının, vergi kaydı silinse dahi şirketin ticaret sicil kaydı devam ettiği sürece 1479 sayılı Kanun'un Ek 20. maddesi uyarınca SGDP ödemek zorunda oldukları ve şirketin sona ermesinin yalnızca 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 636. maddesinde belirtilen hallerde gerçekleşeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Emekli aylığı alan davacının limited şirket ortaklığından dolayı, emekli aylığı üzerinden yapılan sosyal güvenlik destek primi (SGDP) kesintilerinin yasal olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun ilgili hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, limited şirket ortaklığının devam etmesinin Bağ-Kur kapsamında sigortalılığın devamı için yeterli olduğu ve vergi kaydının kapanmasının bu durumu etkilemediği, dolayısıyla SGDP kesintisinin yasal olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yurtdışı borçlanması yaparak yaşlılık aylığı bağlanan davacının, Türkiye'de sigortalı çalışması nedeniyle aylığının kesilmesine dair Sosyal Güvenlik Kurumu işleminin iptali istemiyle açılan davada, 5997 sayılı Kanun ile 3201 sayılı Kanun’da yapılan değişikliğin geriye yürüyeceğinin kabul edilip edilemeyeceği noktasında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 3201 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesi uyarınca, 08.05.2008 tarihinden önce borçlanma talebinde bulunup, borç tahakkuku yapılmış ve borcunu ödemiş olanların kazanılmış haklarının saklı olması ve davacının da bu kapsamda değerlendirilerek Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeyerek çalışma hakkının bulunduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının emekli aylığından yapılan sosyal güvenlik destek primi (SGDP) kesintilerinin yasal olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının emekli olduktan sonra limited şirket ortaklığının devam etmesi nedeniyle, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu'nun Ek 20. maddesi ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun Geçici 14. maddesi uyarınca SGDP kesilmesinin yasal olduğu, vergi kaydının kapanmasının limited şirket ortaklığını sona erdirmediği ve Kurumun bu konudaki genel yazısının bağlayıcı olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Emekli aylığı alan davacının, limited şirket ortaklığından dolayı emekli aylığından yapılan sosyal güvenlik destek primi (SGDP) kesintilerinin yasal olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu'nun Ek 20. maddesi ve 5510 sayılı Kanun'un Geçici 14. maddesi uyarınca, limited şirket ortaklığı, vergi kaydının silinmiş olmasına rağmen, sosyal güvenlik destek primi ödeme yükümlülüğünü devam ettirdiğinden ve şirketin ticaret sicil kaydının silinmemiş olması nedeniyle, davacı hakkında yapılan SGDP kesintilerinin yasal olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yaşlılık aylığı alan ve aynı zamanda serbest avukat olarak çalışan davacıdan, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından 01.10.1999-04.05.2006 tarihleri arasında gecikme zammıyla birlikte sosyal güvenlik destek primi tahsil edilmesinin hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: 506 Sayılı Kanun'un 63/B-2. maddesi gereğince yaşlılık aylığı alan ve serbest avukat olarak çalışanlardan sosyal güvenlik destek primi kesilmesinin yasal olduğu, ancak davacının sadece serbest avukat olarak çalıştığı 01.10.1999-04.05.2006 dönemi için primden sorumlu tutulabileceği, şirket çalışanı olduğu dönem için mükerrer prim ödenmesinin mümkün olmadığı, Kurumun hangi dönemler için ne kadar prim ve gecikme zammı talep ettiğinin tespiti için dosyanın yerel mahkemeye geri gönderilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.