Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“TMK 713/2”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Davacı tarafından tapu iptali ve tescil davası açılmış, davalı ise davanın reddini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın, kadastro öncesi nedene dayalı olmadığı ve TMK 713/2. maddesine dayandığı, bu nedenle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı, ayrıca tespit malikinin kim olduğunun tespiti için yeterli araştırma yapılmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki sebeplere, TMK 713/2. maddedeki "ölmüş" sebebine ve önalım hakkına dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davasında, Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz incelemesine konu olup olamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının verildiği tarihte dava konusu taşınmazın değeri temyiz kesinlik sınırının altında olduğundan, 6100 sayılı HMK'nın 362/1-a ve 448. maddeleri ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek 6. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, kararın verildiği anda kesinleştiği ve temyiz incelemesinin mümkün olmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, esasa girilerek karar verilmesi doğru bulunmadığından, muhalefet şerhi yazılmıştır. - Uyuşmazlık: Tapu iptali ve tescil davasında, davalıların tapuda kayıtlı malik olarak gözükmelerine rağmen, "maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan" sebebine dayanılıp dayanılamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydında maliklerin kimlikleri belli iken ve mirasçıları da tespit edilebilir durumdayken, sadece adreslerinin tespit edilememesi veya kendilerine ulaşılamaması "maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan" sebebini oluşturmadığı, TMK 713/2. maddenin bu hükmünün tapu kaydının hukuki durumunun belirsiz olması hallerine özgü olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tapu kütüğünde kayıtlı malikin kim olduğunun anlaşılamadığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin direnme kararının incelenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Tapu kütüğündeki bilgilerden malikin kimliğinin anlaşılabilmesi ve 4721 sayılı TMK'nın 713/2. maddesindeki "malikin tapu kütüğünden anlaşılamaması" koşulunun gerçekleşmemiş olması gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Miras bırakanının ölümünden sonra 20 yıldan fazla zilyet kalınan ve daha sonra mirasçılar adına intikal eden taşınmazın, TMK 713/2'ye göre zilyedin mülkiyetine tescil edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin 20 yılı aştığı, miras bırakanının ölümünden sonra kazanma koşullarının oluştuğu ve bu tarihten önce Anayasa Mahkemesi'nin TMK 713/2'deki "ölmüş" ibaresine ilişkin iptal kararının yürürlüğe girmediği gözetilerek, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun 8. maddesindeki ifraz yasağının kazanılmış hakka engel teşkil etmeyeceği değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tapu iptali ve tescil davasında, davacının zilyetliğinde bulunan taşınmazın mülkiyetinin tapu kaydındaki maliki bilinmeyen kişiye ait olup olmadığı ve bu durumda TMK 713/2. maddesi uyarınca zilyedin mülkiyetin tapuya tescilini talep edip edemeyeceği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydındaki malikin bilinmeyen bir kişi değil, kimliği tespit edilebilen ve mirasçı bırakmadan vefat etmiş biri olduğu, bu durumda terekenin Hazine'ye intikal ettiği ve TMK 713/2. maddesinin uygulanamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Mirasçısı tarafından tapuya tescil edilmeyen ve yirmi yıldan uzun süredir başkası tarafından zilyetliği altında bulundurulan taşınmazın, mirasçılarının ölümünden sonra mirasçısı olmayan birine temliki sonucu oluşan tapu kaydının iptali ve zilyetliğinde bulunduran kişi adına tescili talebine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydı malikinin ölümünden sonra yirmi yıldan fazla süre geçmesine ve mirasçıları tarafından intikal işlemlerinin yapılmamasına rağmen, taşınmazın mirasçısı olmayan bir kişiye temlik edilmesi ve bu temlik sonucu oluşan tapu kaydının TMK 713/2. maddesi uyarınca hukuki değerini yitirmesi ve taşınmazı yirmi yıldan fazla zilyetliğinde bulunduran davacıların mülkiyet hakkının tescilini talep etme hakkı bulunduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tapu iptali ve tescil davasında, davacıların TMK 713/2 maddesine dayanarak dava açmalarına rağmen mahkemenin TMK 713/1 maddesini uygulayıp davayı kabul etmesi nedeniyle davalı hazinenin yaptığı temyiz üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesince bozma kararı verilmesine rağmen yerel mahkemenin direnmesi üzerine oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, tapu kaydının maliki belli olmayan veya 20 yıl önce ölmüş kişiler adına kayıtlı olması sebebiyle TMK'nın 713/2. maddesine dayanarak dava açmalarına rağmen, mahkemenin, tapuda kayıtlı malik ve mirasçılarının tespitinin gerekliliğine ve mirasçılık sıfatı bulunmayan belediye aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, davayı tapusuz taşınmazın tescili olarak değerlendirip TMK'nın 713/1. maddesini uygulayarak yanılgıya düşmesi ve davacıların iddiasının dayanağını oluşturan sebebin hukuki nitelendirmesinin yanlış yapılması gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.