Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Tedavi ve Denetimli Serbestlik”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine hükmolunan hapis cezasına ilişkin direnme kararında hüküm fıkrasının eksik olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bozma kararı üzerine yerel mahkemece direnme kararı verildiğinde, bozulan hüküm ortadan kalktığından ve infaz yeteneğini yitirdiğinden, CMK'nın 223, 230 ve 232. maddeleri uyarınca önceki hükme atıf yapılmaksızın yeni bir hüküm kurulması gerektiği gözetilerek, hüküm fıkrası olmayan direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının, aynı fiilden dolayı daha önce verilmiş kesinleşmiş bir hüküm bulunması nedeniyle kanun yararına bozulması üzerine, CMK'nın 309/4-a mı yoksa 309/4-d maddesi uyarınca mı işlem yapılacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında aynı fiilden dolayı daha önce açılan davada tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmiş ve bu karar kesinleşmiş olup, TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının durma kararının hukuki sonuçlarını doğurduğu, bu kararın davanın esasını çözmeyen bir karar niteliğinde olduğu ve CMK m.223/7 hükmü gereği davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilerek, Özel Dairenin CMK'nın 309/4-a maddesi uyarınca kararı bozması ve dosyanın mahalline gönderilmesi isabetli bulunmuş ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının kanun yolu bildiriminin yeterli olup olmadığı ve buna bağlı olarak kararın kesinleşip kesinleşmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığa usulüne uygun tebliğ edilen kararda itiraz yolu ve süresi belirtilmiş olup, sürenin başlangıcının ayrıca belirtilmemiş olsa dahi yoklukta verilen kararlarda sürenin tebliğden itibaren başlayacağının açık olması ve sanığı yanıltacak bir husus bulunmaması gözetilerek, kararın kesinleştiği ve sanığın temyiz talebinin mahkûmiyet hükmüne yönelik olduğu kabul edilerek Özel Daire iade kararının kaldırılmasına ve hükmün esasının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 10. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık lehine yapılan temyiz sonucu bozulan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen hükümde, sanığın kazanılmış hakkının kapsamı ve sonrasında uyuşturucu ticareti suçundan verilen hükümde erteleme uygulanıp uygulanamayacağı hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık lehine yapılan temyiz sonucu bozma kararı üzerine uyuşturucu ticareti suçundan mahkumiyetine karar verilen sanığın, kazanılmış hakkının yalnızca hapis cezası ile sınırlı olup tedavi ve denetimli serbestlik tedbirini kapsamadığı, ayrıca suç tarihinde 18 yaşından küçük olması nedeniyle kısa süreli hapis cezası hükmünün TCK 50/3 maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, ancak erteleme hususunda karar verilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanığın hapis cezasıyla cezalandırılmasına karşın, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmemesinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesinin 6. fıkrasındaki “bu suç” ibaresinin yargılama konusu suçu ifade ettiği, sanık hakkında daha önce aynı suçtan dolayı tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine karar verilmiş ve sanığın bu tedbirlere uymadığı tespit edildiğinden, yerel mahkemenin sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine yer olmadığına dair kararının gerekçesinin kanuni ve yeterli olduğu gözetilerek Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilen sanığa yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın kovuşturma aşamalarında bildirdiği adrese yapılan tebligatın iade edilmesi üzerine aynı adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca yapılan tebligatın, Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Yönetmeliği'nin 6. maddesinin 3. fıkrası gözetilerek usulüne uygun olduğu kabul edilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinde 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile yapılan değişiklikten önce verilip infazına başlanılan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin çağrıya rağmen başvurmayan sanığa ikinci bir tebligat yapılmasının ve ısrar şartının aranmasının gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Fail lehine olan kanun uygulaması, suç tarihinde yürürlükte olan 5402 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik hükümleri, ısrar koşulunun çağrıya uyan ve müracaat eden sanıklar için öngörülmüş olması ve sanığın başvurmamasına ilişkin bir mazeret de ileri sürmemiş olması değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlamak için yapılan çağrıya uymayan sanığa ikinci bir tebligat gönderilmesinin ve ısrar şartının aranmasının gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: 5402 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik hükümleri uyarınca, çağrıya uymayan sanıklar için ısrar şartının aranmadığı, ikinci tebligat zorunluluğu bulunmadığı ve sanığın yargılama aşamasında mazeret bildirebileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkûmiyetine ilişkin hükmün, Yargıtay tarafından bozulmasına rağmen yerel mahkemenin direnme kararında yasal ve yeterli gerekçe gösterip göstermediği.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, direnme kararında Anayasa'nın 141. maddesi ile CMK’nın 34, 230 ve 232. maddelerine uygun olarak direnme gerekçelerini açıklamayıp, Yargıtay'ın bozma kararına neden uyulmadığını belirtmeyerek usulüne uygun hareket etmediği gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması nedeniyle verilen mahkûmiyet hükmünün itiraz mı yoksa temyiz yoluyla mı denetlenmesi gerektiği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinde değişiklik yapan 5560 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesi üzerine yapılan uyarlama yargılaması sonucu verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması nedeniyle verilen mahkumiyet kararının, 5275 sayılı Kanun'un 98. maddesi kapsamında bir uyarlama kararı niteliğinde olduğu ve bu tür kararlara karşı 5275 sayılı Kanun'un 101/3. maddesi uyarınca itiraz yoluna başvurulabileceği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.