Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Tehiri icra”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Kiracı, kiraya verenin haksız tahliye sebebiyle uğradığı zararın tazminini talep etmektedir.
Gerekçe ve Sonuç: Kira sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle kiracının uğradığı kâr kaybının, benzer bir işyeri kiralayabileceği makul süre dikkate alınarak ve kesinti yöntemi uygulanarak hesaplanması gerektiği, tehiri icra kararı alınmamasının tazminat istemine engel teşkil etmeyeceği gözetilerek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi'nin tehiri icra talebi gereğince alınan teminatın iadesine ilişkin kararının temyiz edilebilirliği.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin tehiri icra teminatının iadesine ilişkin kararının, HMK m. 353/1'deki düzenleme ve İİK m. 36/5 hükmü gözetildiğinde, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ilişkin karar gibi kesin nitelikte ve temyiz edilemez olduğundan, temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından haksız yere tahsil edilen ve daha sonra icra infazının eski haline iadesi yoluyla geri ödenen paranın, davacı bankanın elinde bulunmadığı süreye ilişkin faiz getirisinden mahrum kalma zararının davalıdan talep edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı bankanın Yargıtay'dan tehiri icra kararı alıp icra dosyasına sunmaması nedeniyle kendi kusurlu davranışı ile zararın oluşmasına sebebiyet verdiği, davalının ise İİK m.40/2 uyarınca tahsil ettiği parayı icranın eski haline iadesi prosedürü çerçevesinde icra dairesine yatırdığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Hakim tarafından verilen kararın HMK m. 46'ya göre Devlete rücu edilebilecek şekilde hukuka aykırı olup olmadığı ve davacının uğradığı zararın tazmin edilip edilmeyeceği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, hakimin verdiği ilk karardan sonra tehiri icra kararı almakta ihmali davranışta bulunduğu, zararın tehiri icra kararı verilmemesinden kaynaklandığı ve bu zarara da bizzat davacı tarafın sebep olduğu, hakime doğrudan yüklenecek bir kusur bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından haksız olarak tahsil edilen ve daha sonra icra infazının eski haline iadesi yoluyla geri ödenen paranın, davacı bankanın elinde bulunmadığı süreçte doğan kazanç kaybından davalının sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının, yasal hakkı olan icra takibini başlatması ve parayı 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 40/2. maddesi uyarınca icranın eski haline iadesi prosedürü çerçevesinde iade etmesi nedeniyle kusurlu olmadığı, davacı bankanın ise Yargıtay'dan tehiri icra kararı alıp icra dosyasına ibraz etmeyerek kendi zararına sebebiyet verdiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: İlamlı takipte borcun ödenmemesi üzerine açılan iflas davasında, iflas kararı verilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İlamlı takipte borcun ödenmemesi, tehiri icra kararı sunulmaması, iflas avansının yatırılması, ilanların yapılması ve şirket temsilcisinin beyanının alınması gibi iflas şartlarının oluştuğu değerlendirilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.