Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Tevdi Kararı”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Sanık hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan verilen mahkumiyet hükmünün, suçtan doğrudan zarar gören Milli Eğitim Bakanlığı'nın davadan haberdar edilmeden verilmesi nedeniyle hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Suça konu belgelerin Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı bir kuruma ibraz edilerek haksız ödemeye sebebiyet verilmesi nedeniyle Bakanlığın davadan haberdar edilmesi ve gerekçeli kararın tebliğ edilmesi gerektiği, bu hususların yerine getirilmemiş olmasının Bakanlığın kanun yollarına başvurma hakkını engellediği gözetilerek Özel Daire'nin onama kararı kaldırılmış ve yerel mahkeme kararının Bakanlığa tebliği için dosya tevdi edilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın hırsızlık eyleminin tamamlanıp tamamlanmadığı ve suçtan zarar görenin davaya katılım sağlayıp sağlayamadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Suçtan zarar görenin, hırsızlık suçuna konu eşyanın maliki veya zilyedinin, davadan haberdar edilmemesi ve yokluğunda hüküm kurulması, gerekçeli karar tebliğ edilmeden temyiz incelemesi yapılmasının usule aykırı olması gözetilerek, Özel Daire onama kararı kaldırılarak dosyanın mağdura tebligat yapılması için yerel mahkemeye tevdii yoluyla bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin nitelikli hırsızlık mı yoksa basit hırsızlık mı olduğunun belirlenmesi ve mağdurun alkollü olması nedeniyle malını koruyamayacak durumda olup olmadığının tespiti noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Ayrıca, mağdurun davadan haberdar edilmeden hüküm kurulup temyiz incelemesi yapılmasının usule uygun olup olmadığı hususunda da ihtilaf vardır.
Gerekçe ve Sonuç: Suçtan zarar görenin davadan haberdar edilmemesi ve yokluğunda hüküm kurulması, gerekçeli kararın tebliğ edilmemesi ve bu hususta temyiz incelemesi yapılmasının usule aykırı olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının şikayetçiye tebliğ edilmesi için tevdi kararı verilmesi gerektiğine ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle kabulüne karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan sanıkların beraatine ve bir sanığın taksirle ölüme neden olma suçundan mahkumiyetine ilişkin hükmün temyiz edilmesi üzerine, katılana yapılan tebligatın usulsüz olması nedeniyle temyiz incelemesine devam edilip edilemeyeceği noktasında Yargıtay 1. Ceza Dairesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca ceza infaz kurumunda bulunan katılana yapılan tebligatın usulsüz olması, ayrıca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tebliğnamesinin de katılana usulüne uygun tebliğ edilmemiş olması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği gözetilerek, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin onama-bozma kararı kaldırılarak gerekçeli karar ve tebliğnamenin katılana usulüne uygun tebliği için dosyanın tevdiine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunda, kimlik bilgileri kullanılan kişinin gerçekte var olup olmadığının araştırılmaması ve gerekçeli kararın kendisine tebliğ edilmemesi durumunda, bu eksikliğin temyiz aşamasında nasıl giderileceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunda, kimlik bilgileri kullanılan kişinin mağdur sıfatıyla davadan haberdar edilmesi ve gerekçeli kararın kendisine tebliğ edilmesi gerektiği, bu hususun araştırılmaması ve tebliğ yapılmaması halinde ise temyiz aşamasında Yargıtay tarafından tevdi kararı verilerek eksikliğin giderilmesi gerektiği gözetilerek, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve dosyanın tevdi kararı verilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunda, kimlik bilgileri kullanılan kişinin gerçekte var olup olmadığının araştırılmaması halinde bu eksikliğin temyiz incelemesi aşamasında yerel mahkeme hükmünün bozulması yoluyla mı, yoksa tevdi kararı verilip mahallinde gerekli araştırmanın yapılması ve sonucuna göre suçtan zarar gören gerçek kişi varsa kararın kendisine tebliğinin sağlanması suretiyle mi giderileceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunda, kimlik bilgileri kullanılan kişinin mağdur sıfatıyla davadan haberdar edilmesi ve bu kişinin gerçekte var olup olmadığının araştırılması gerektiği, bu eksikliğin giderilmesi için temyiz aşamasında bozma kararı yerine tevdi kararı verilerek yerel mahkemece araştırmanın yapılması, gerekçeli kararın ilgili kişiye tebliğ edilmesi ve sonucuna göre temyiz incelemesinin yapılması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulması yerine dosyanın yerel mahkemeye tevdiine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve nitelikli cinsel saldırı suçlarının sabit olup olmadığı ve 6284 sayılı Kanun'un 20/2. maddesi uyarınca Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının sanık hakkında açılan kamu davasından haberdar edilip, davaya katılımının sağlanmasının zorunlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6284 sayılı Kanun'un 20/2. maddesi, Anayasa'nın 36. ve 40. maddeleri ve CMK'nın 234. maddesi birlikte değerlendirilerek, Bakanlığın kadına karşı şiddet suçlarında kamu davasına katılma hakkı bulunduğu ve bu hakkın etkin şekilde kullanılabilmesi için Bakanlığın davadan haberdar edilmesinin zorunlu olduğu, ayrıca yargılama aşamasında bu hakkın kullandırılmaması nedeniyle Bakanlığa gerekçeli kararın tebliğ edilerek yasal temyiz süresinin başlatılması gerektiği gözetilerek Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve dosyanın tevdi karar verilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkumiyetlerine dair temyiz incelemesinde, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın 6284 sayılı Kanun uyarınca davaya katılma hakkının olup olmadığı ve Bakanlığın davadan haberdar edilip edilmemesi gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6284 sayılı Kanun'un 20/2. maddesi ve Anayasa'nın 36. ve 40. maddeleri uyarınca Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın kadına karşı şiddet suçlarına ilişkin açılan kamu davalarına katılma hakkı bulunduğu ve bu hakkın kullanılabilmesi için Bakanlığın davadan haberdar edilmesinin zorunlu olduğu, yerel mahkeme kararının Bakanlığa tebliğ edilerek yasal temyiz süresinin başlatılması gerektiği gözetilerek Yargıtay 14. Ceza Dairesinin onama kararı kaldırılmış ve dosya Bakanlığa tebligat yapılmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu mu yoksa çocuğun basit cinsel istismarı suçunu mu oluşturduğu ve 6284 sayılı Kanun'un 20/2. maddesi uyarınca Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının sanık hakkında açılan kamu davasından haberdar edilmesinin zorunlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Uluslararası sözleşmeler, Anayasa ve 6284 sayılı Kanun'un 20/2. maddesi gözetilerek, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının sanık hakkında açılan kamu davasından haberdar edilmesi gerektiği, bu nedenle Yargıtay 14. Ceza Dairesinin onama kararının kaldırılıp dosyanın Bakanlığa tebligat için ilgili daireye tevdi edilmesine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.