Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Yakalama”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Boşanma davasında müşterek çocukların velayetinin anneye verilmesi ve baba ile kişisel ilişki tesisi kararının davalı erkek tarafından itirazı.
Gerekçe ve Sonuç: Çocukların üstün yararı, anne ile olan güçlü bağları, babanın hakkındaki yakalama kararı ve çocukların yurt dışında alıkonulma ihtimali gözetilerek, velayetin annede kalması ve mevcut kişisel ilişki düzenlemesinin uygun olduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 466 sayılı Kanun uyarınca açılan manevi tazminat davasının zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi nedeniyle oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 466 sayılı Kanun uyarınca açılan tazminat davalarında 2. maddede belirtilen üç aylık sürenin yanında beraat kararının kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık azami bir zamanaşımı süresinin kabulü gerektiği, bu süre geçtikten sonra açılan tazminat davalarının süresinde açılmamış sayılacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Birden fazla sanığın yargılandığı bir nitelikli öldürme davasında, yakalanamayan sanığın yargılamanın devamı için beklenip beklenmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yakalanamayan sanığın beyanlarının diğer sanıkların hukuki durumlarını etkileyebilme ihtimali bulunsa da diğer sanıkların uzun süre tutuklu kalmış olmaları, suç tarihinden itibaren uzun zaman geçmiş olması, yakalanamayan sanığın yakalanıp yakalanamayacağının belirsizliği ve yakalansa dahi susma hakkını kullanabilme ihtimali gözetilerek, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edilmemesi adına yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükmün, usulsüz arama nedeniyle bozulmasına dair Yargıtay 20. Ceza Dairesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık ve tanığın uyuşturucu madde alışverişi yaparken suçüstü yakalanmaları ve kolluk görevlilerinin CMK m.90/1-a ve PVSK m.13/1-A ve Ek-6. maddeleri gereğince yakalama yetkilerini kullanarak, delillerin karartılmasını önlemek için üst araması yapmalarının hukuka uygun olduğu gözetilerek, Yargıtay 20. Ceza Dairesinin bozma kararı kaldırılmış ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna ilişkin olarak yapılan arama işleminin hukuka uygun olup olmadığı ve bu bağlamda eksik araştırma sonucu hüküm kurulup kurulmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kolluk görevlilerinin, istihbari bilgi üzerine uyuşturucu satışı yapılan yerde yaptıkları gözlem sırasında, sanığın tanık ile para karşılığında uyuşturucu madde alışverişi yaptığını görmeleri üzerine, sanık ve tanığı suçüstü halinde yakalayarak, kaçmalarını veya kendilerine yahut başkalarına zarar vermelerini engellemek ve suç delillerinin karartılmasını önlemek amacıyla yaptıkları üst aramasının hukuka uygun olduğu, bu nedenle eksik araştırma yapılmadığı gözetilerek yerel mahkeme hükmünün onanmasına, Özel Daire bozma kararının ise kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın başkasına ait sürücü belgesini kullanmasının TCK'nın 268. maddesinde düzenlenen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunu mu, TCK'nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu mu, yoksa Kabahatler Kanunu'nun 40. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahatini mi oluşturduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, hakkında arama kararı olduğu bilinciyle başkasına ait sürücü belgesini kullanmasının, kimliği kullanılan kişi hakkında soruşturma başlatılmasına neden olmadığı ve resmi belgede sahtecilik amacı taşımadığı, ayrıca eylem sırasında gerçeğe aykırı beyana dayanılarak düzenlenmiş bir resmi belge bulunmadığı gözetilerek, eylemin başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçu ile resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturmayacağı, ancak kimliği bildirmeme kabahatini oluşturacağı, bununla birlikte kabahat için öngörülen zamanaşımının dolmuş olması nedeniyle sanık hakkında idari para cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, polis kontrolünde kimliğini abisinin adını söyleyerek yanlış bildirmesi eyleminin hangi suçu oluşturduğuna ilişkin hukuki nitelendirme uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmasının, işlediği suç nedeniyle hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla değil, yakalama emrinin infazını engellemek amacıyla yapılması ve kimliği kullanılan kişi hakkında soruşturma veya kovuşturma başlatılmaması nedeniyle TCK m.268'deki başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunun; sanığın gerçek kimliğinin tespit edilerek tutanağın bu kimlik bilgileri ile düzenlenmiş olması, sanığın gerçeğe aykırı olarak beyan ettiği isme göre düzenlenmiş herhangi bir belgenin de bulunmaması nedeniyle resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçunun da oluşmadığı, ancak eylemin Kabahatler Kanunu m.40'ta düzenlenen kimliği bildirmeme kabahatini oluşturduğu, fakat bu kabahat için öngörülen zamanaşımının da dolduğu gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 466 sayılı Kanun hükümleri uyarınca haksız yakalama ve tutuklama nedeniyle tazminat talebinde, dayanak teşkil eden beraat hükmünün kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması ve kesinleşme halinde tazminat davasının süresinde açılıp açılmadığının belirlenmesi gerekip gerekmediğine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: 466 sayılı Kanun uyarınca tazminat davası açılabilmesi için beraat hükmünün kesinleşmesi gerektiği ve tazminat davalarının beraat hükmünün kesinleştiğinin tebliğinden veya öğrenilmesinden itibaren 3 ay ve her halde kararın kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içinde açılması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin, davacı hakkında kurulan beraat hükmünün kesinleşip kesinleşmediğini araştırmadan ve tazminat davasının süresinde açılıp açılmadığını tespit etmeden davanın reddine karar vermesi isabetsiz görülerek yerel mahkeme direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın başka bir ilde tutuklu olması sebebiyle, hakkındaki yakalama emrine istinaden ifadesinin alınması ve duruşmada hazır edilmeden yokluğunda yargılama yapılması nedeniyle savunma hakkının ihlal edilip edilmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin bozma kararından sonra sanığın ifadesinin alınması için talimat yazarken, sanığa duruşmalardan bağışık tutulmak isteyip istemediğini sorması ve bu hususta alınan olumlu cevap üzerine sanığın ifadesi alınarak yargılamaya devam edilmesi nedeniyle, bozma kararına eylemli uyma sonucu yeni bir hüküm tesis edildiği gözetilerek, dosyanın Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın mahkeme heyetine başkasının kimliğini beyan etmesi eyleminin, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçunu mu yoksa resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçunu mu oluşturduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, hakkında çıkarılan yakalama kararının infazını engellemek amacıyla gerçek bir kişinin kimlik bilgilerini kullanması ve bu eylemi nedeniyle kimliği kullanılan kişi hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılmamış olması, TCK'nın 268. maddesinde düzenlenen başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçunun unsurlarının oluşmadığı, eylemin TCK'nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçunu oluşturduğu gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına ilişkin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklara atılı nitelikli hırsızlık ve haksız yere sahipli hayvanı öldürme suçlarının sabit olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların olay tarihinde suç mahalline yakın baz istasyonundan sinyal almaları, MOBESE kayıtlarında araçlarının olay yeri civarında görülmeleri, olaydan kısa süre sonra benzer bir suçtan yakalanmaları ve çelişkili savunmaları gibi olgular birlikte değerlendirilerek atılı suçların sabit olduğu kabul edilmiş ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma eyleminin TCK'nın 268. maddesinde düzenlenen "Başkasına Ait Kimlik veya Kimlik Bilgilerinin Kullanılması" suçu mu yoksa TCK'nın 206. maddesinde düzenlenen "Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan" suçu mu oluşturduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, hakkında yakalama kararı bulunan suçlardan kurtulmak amacıyla kolluk görevlilerine verdiği kimlik bilgilerinin bir başkası hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılmasına neden olmadığı, yalnızca kimliği hakkında yalan beyanda bulunarak resmi belge düzenlenmesine yol açtığı gözetilerek, eylemin TCK'nın 206. maddesindeki "Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan" suçunu oluşturduğu gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.