Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Yargıtay'ın Yetkisi”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: İş Kanunu'na göre açılan işe iade davasında, Yargıtay'ın bozma kararına karşı direnme yolunun açık olup olmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20. maddesindeki "Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir" hükmünün, Yargıtay’ın işe iade davalarındaki bozma kararını kesinleştirerek direnme yolunu kapattığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İş Kanunu'nun 20. maddesindeki "Yargıtay'ın kararı kesindir" hükmü gereğince, işe iade davasında Yargıtay'ın bozma kararına karşı direnme kararı verilip verilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20. maddesindeki "kesin karar verme" ifadesinin, Yargıtay Özel Daire kararının kesin olduğu ve bu nedenle direnme yolunun kapalı olduğu anlamına geldiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Miktar itibariyle kesin nitelikteki yerel mahkeme hükmüne karşı suç vasfına yönelik yapılan temyiz isteminin kabul edilip hüküm incelendikten sonra, hükmün kesinliği gerekçesiyle temyiz isteminin reddinin isabetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Miktar itibariyle kesin olsa da suç vasfına yönelik temyiz üzerine Yargıtay'ın hükmü inceleme yetkisi olduğu, temyiz incelemesine girildikten sonra hükmün kesinliği gerekçesiyle temyiz isteminin reddedilemeyeceği, bu durumda hükmün esastan incelenip onanması, bozulması veya düzeltilmesi gerektiği gözetilerek Özel Daire kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma nedeninin sanık hakkında daha az ceza verilmesini gerektirmesi hâlinde, lehe olan cezaya Özel Dairece mi yoksa Yerel Mahkemece mi hükmedileceği.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca, kanun yararına bozma nedeni hükümlünün cezasının daha hafif bir cezayı gerektirmesi durumunda, bu hafif cezaya Yargıtay ilgili ceza dairesince doğrudan hükmedilmesi gerektiği, yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan Yargıtayca hükmün bozulması ile yetinilmeyip, gereken kararın doğrudan ilgili daire tarafından verilmesi gerektiği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne ve dosyanın Yargıtay 7. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge adliye mahkemesi kararına karşı yapılan temyiz başvurusunda, temyiz gider avansının süresinde yatırılıp yatırılmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Temyiz gider avansının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 344. maddesi uyarınca tebliğ edilen ihtarlı davetiyede belirtilen bir haftalık kesin süre içinde yatırılmadığı ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 01.06.1990 tarihli kararı gereğince, giderlerin süresinde yatırılmaması halinde dosyanın Yargıtay'a gönderilmiş olsa dahi Yargıtay'ın temyiz isteminin reddine karar verebileceği gözetilerek, davacının temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge adliye mahkemesi kararına karşı yapılan temyiz başvurusunda, temyiz gider avansının süresinde yatırılıp yatırılmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Temyiz gider avansının, tebligat tarihinden itibaren bir haftalık yasal süre içinde yatırılmadığı ve Yargıtay'ın bu durumda dosyayı geri göndermeden temyiz isteminin reddine karar verebileceği gözetilerek, davacının temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.