Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Yurtdışı Borçlanması”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Davacının yurtdışında çalıştığı süreleri hangi sosyal güvenlik kurumuna borçlanması gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının yurtdışına çıkmadan önce Emekli Sandığı'na tabi olması ve 3201 sayılı Yasanın 3. maddesinin 2/a bendinin "herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayanlar" ibaresinin, yurt dışına çıkmadan önce de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayanları kapsadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yurtdışında çalışan ve sonradan bu süreleri borçlanan bir sigortalının yaşlılık aylığına hak kazanma şartlarının, 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun Geçici 81. maddesi mi yoksa 60. maddesi mi uyarınca belirleneceği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 506 Sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesinin yürürlük tarihinden sonra dahi, yürürlük tarihinden öncesine ait sürelerin 3201 sayılı Kanun uyarınca borçlanması halinde, borçlanılan sürelerin Geçici 81. madde kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, aksi halde sigortalılara tanınan hakların ortadan kalkacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı uygun bulunmuş, ancak Yüksek Özel Daire bozma ilamında yaşlılık aylığı bağlanma koşullarının oluşup oluşmadığı hususunu incelemediğinden dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 3201 sayılı Kanuna göre 4759 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden sonra yapılan yurtdışı borçlanmasına rağmen sigortalılık başlangıç tarihinin nasıl belirleneceği ve yaşlılık aylığı koşullarının 506 sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesine göre mi yoksa 4759 sayılı Kanunla değişik 60. maddesine göre mi değerlendirileceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Uluslararası sözleşmelerin iç hukuk normlarından üstünlüğü ve 3201 sayılı Kanun ile sağlanan hakların korunması amacıyla, yurtdışında geçen sürelerin borçlanılması halinde sigortalılık başlangıç tarihinin sözleşme hükümlerine göre belirleneceği ve 506 sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesi uyarınca yaşlılık aylığı koşullarının değerlendirileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmış ancak yaşlılık aylığı tahsis koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Yurtdışında çalışılan sürelerin borçlanılması yoluyla elde edilen sigortalılık süresinin, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 4759 sayılı Kanun ile değişik Geçici 81. maddesindeki kademeli geçiş hükümlerinin uygulanmasında dikkate alınıp alınmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Yurtdışında geçen çalışma sürelerinin 3201 sayılı Kanun uyarınca borçlanılması ile elde edilen sigortalılık süresinin, sigortalının yurtdışındaki sosyal sigortaya giriş tarihinden itibaren hesaplanması ve 506 sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesinin uygulanmasında bu sürenin dikkate alınması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı uygun bulunmuş, ancak yaşlılık aylığı tahsis koşullarının oluşup oluşmadığının ve diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 4759 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra 3201 sayılı Kanun uyarınca yapılan yurtdışı borçlanmasının, yaşlılık aylığı tahsis koşullarının belirlenmesinde dikkate alınıp alınmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 3201 sayılı Kanun uyarınca yapılan yurtdışı borçlanmalarının, 4759 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden önceki bir döneme ait olsa dahi, 506 sayılı Kanun'un geçici 81. maddesi kapsamında değerlendirilmesi ve yaşlılık aylığı tahsis koşullarının tespitinde dikkate alınması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak davalı Kurum'un diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Yurtdışı borçlanması yapan sigortalının yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığının tespiti davasında, borçlanma tarihinden sonra yürürlüğe giren yasa hükümlerinin mi yoksa borçlanma ile kazanılan sigortalılık süresinin de dikkate alınarak kademeli geçiş hükümlerinin mi uygulanacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 3201 sayılı Kanun uyarınca yapılan yurtdışı borçlanması ile kazanılan sigortalılık süresinin, 506 sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesindeki kademeli geçiş hükümlerinin uygulanmasında dikkate alınması gerektiği ve davacının bu süreler de gözetilerek yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığının değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Yurtdışı borçlanması yapılan hizmetlerin, 506 sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesindeki kademeli geçiş hükümlerinin uygulanmasında yaşlılık aylığı tahsis koşullarının belirlenmesinde dikkate alınıp alınmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 4759 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden sonra dahi borçlanılan yurtdışı sürelerinin, 506 sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesindeki kademeli geçiş hükümlerinin uygulanmasında dikkate alınması gerektiği, aksi halde 3201 sayılı Kanun ile sigortalılara tanınan hakların ellerinden alınacağı ve Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı bir durumun ortaya çıkacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı uygun bulunmuş, ancak Özel Daire'nin diğer temyiz itirazlarını incelememesi nedeniyle dosyanın Özel Daire'ye gönderilmesine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.