Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Zorunlu Sigortalılık”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Davacının 2926 sayılı Kanuna tabi zorunlu sigortalılığını gerektirecek tarımsal faaliyetinin kanıtlanıp kanıtlanamadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, davacının kimlik bilgilerini hatalı kullanarak ve tanık beyanlarını belgelere dayandırmayarak eksik araştırma yapması, tarımsal faaliyette bulunduğu iddia edilen taşınmazın davacı tarafından hangi hukuki sebeple kullanıldığının tespit edilmemesi ve bu eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının 1997, 1998, 2000 ve 2002 yıllarında tarımsal faaliyette bulunup bulunmadığı ve bu dönemlere ilişkin Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespit edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 2926 sayılı Kanun kapsamında kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanların Tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu olduğu, zirai kuruluş kayıtlarının tarımsal faaliyet karinesi olarak kabul edildiği ve davacının 2002 yılında tarımsal faaliyette bulunduğuna dair yeterli delil bulunması gözetilerek direnme kararının 2002 yılına ilişkin kısmı onanmış; ancak 1997, 1998 ve 2000 yıllarına ilişkin tarımsal faaliyetin tespiti için yeterli araştırma yapılmadığı gerekçesiyle direnme kararının bu yıllara ilişkin kısmı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Ölen babası üzerinden yetim aylığı alan davacıya, daha sonra kendi adına yaşlılık aylığı bağlanması üzerine yetim aylığının kesilmesine karşı açılan davanın reddine ilişkin kararın temyizi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıya bağlanan yaşlılık aylığının sadece isteğe bağlı sigortalılık süresine dayanması halinde yetim aylığının kesilemeyeceği, ancak hem zorunlu hem de isteğe bağlı sigortalılık sürelerinin toplamına dayanması durumunda, isteğe bağlı sigortalılık süresinin tek başına aylık bağlanmasına yeterli olup olmadığının tespiti gerektiği gözetilerek, eksik inceleme ile hüküm kurulması nedeniyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tarım Bağ-Kur sigortalılığı devam ederken başka bir zorunlu sigortalılığın başlamasıyla Tarım Bağ-Kur sigortalılığının sona erip ermediği ve bu kişinin daha sonra Tarım Bağ-Kur sigortalılığının devam ettiğinin tespit edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 506 veya 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olan bir kişinin Tarım Bağ-Kur sigortalılığı devam ederken, bu sigortalılığının makul süreyi aşması ve sonrasında yeniden tescil başvurusu, prim ödemesi veya ürün teslimatı olmaması halinde, boşlukta geçen dönemde devam eden tarımsal faaliyete rağmen Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İsteğe bağlı sigortalılık ile zorunlu sigortalılığın çakıştığı durumda, hangisinin geçerli sayılacağı ve son yedi yıllık fiili hizmet süresinin hesabında isteğe bağlı sigortalılık süresinin dikkate alınıp alınmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin direnme kararında, bozma kararına konu hususlara ilişkin yeterli ve açıklayıcı hukuki gerekçe sunulmaması ve usul hükümlerine aykırı şekilde karar verilmesi nedeniyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tarım Bağ-Kur sigortalılığı devam ederken aynı zamanda 506 veya 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olan kişinin, bu sigortalılıklarının makul süreyi aşması halinde, yeniden tescil başvurusu, prim ödemesi veya ürün teslimatı olmaksızın devam eden tarımsal faaliyetine dayalı olarak tarım Bağ-Kur sigortalılığının yeniden başlayıp başlamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 2926 sayılı Kanun'un 6. maddesi gereğince, diğer kanunlar kapsamındaki zorunlu sigortalılık makul süreyi aşsa dahi, tarım Bağ-Kur sigortalılığının yeniden başlaması için tescil başvurusu, prim ödemesi veya ürün teslimatı gibi tescil iradesini gösterir işlemlerin gerekli olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 04.10.2000 tarihinden önce Kuruma kayıt ve tescili bulunmayan davacının, bu tarihten önceki vergi, oda ve esnaf sicil kayıtlarına istinaden 1479 sayılı Kanun'a tabi zorunlu sigortalı sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 1479 sayılı Kanun'un Geçici 18. maddesi uyarınca, 04.10.2000 tarihinden önce kayıt ve tescili olmayan sigortalıların sigortalılık hak ve yükümlülüklerinin 04.10.2000 tarihinden itibaren başlayacağı ve davacının da bu tarihten önceki dönemler için borçlanma hakkını yasal süre içerisinde kullanmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının 20.04.1982-01.01.1984 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olup olmadığı, 01.03.2009 tarihi itibariyle 1479 sayılı Kanun'a tabi sigortalı olarak yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığı ve mahkemenin bu konudaki direnme kararının yerinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, uyuşmazlık konusu tarih aralığında vergi, meslek kuruluşu ve esnaf sicil kaydı olmadığından 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olarak kabulünün mümkün olmadığı, giriş bildirgesindeki vergi kayıt başlangıç tarihinin hatalı olmasına rağmen davacının sessiz kalmasının iyi niyet kurallarıyla bağdaşmadığı, geriye dönük toplu prim ödemelerinin isteğe bağlı sigortalılık olarak değerlendirilemeyeceği ve Medeni Kanun'un 2. maddesinin uygulanma şartlarının da oluşmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.