Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Çalışılan Süre”
- Uyuşmazlık: Davacının çalıştığı işin Sağlık Kuralları Bakımından Günde Ancak Yedi Buçuk Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmelik kapsamında olup olmadığı, buna bağlı olarak kısa çalışma primi ve fazla mesai ücreti alacaklarının hesaplanması, faiz başlangıç tarihi ve dava konusu taleplerin hesaplanmasında esas alınacak tarihin belirlenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının fazla mesai ücreti alacağının hesabında Yönetmelik ve toplu iş sözleşmesi hükümleri ile kısa çalışma primi ve fazla çalışma yasağı gözetilmediği, kısa çalışma primi alacağının hesabında ise çalışılan sürenin tamamı yerine günlük 7,5 saat veya daha az çalışılan süre esas alınması veya fiilen çalışılan tüm süre üzerinden hesaplama yapılması halinde 7,5 saati aşan süreye isabet eden kısmın fazla mesai ücretinden mahsup edilmesi gerektiği, ayrıca arabuluculuk son tutanağı ile dava tarihi arasında kalan süre için arabuluculuk şartı yerine getirilmediğinden bu döneme ilişkin talebin reddine, kısa çalışma primi alacağına uygulanacak faizin ise arabuluculuk son tutanağı tarihinden itibaren işlemesi gerektiği gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçişten sonraki dönemde hangi toplu iş sözleşmesinden yararlanacağı ve ikramiye alacağının hesabında hangi kriterlerin dikkate alınması gerektiği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, 31.10.2020 tarihinden sonra yürürlüğe giren toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmesi için 6356 sayılı Kanun'da öngörülen şartların gerçekleşmesi gerektiği, ikramiye alacağının hesabında ise çalışılan süre ile orantılı olarak ve yararlanılan farklı toplu iş sözleşmeleri hükümleri ayrı ayrı değerlendirilerek hesaplama yapılması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının mevsimlik işçi olarak çalıştığı dönemdeki hizmetlerinin yıllık izin süresinin hesabında dikkate alınıp alınmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Mevsimlik işlerde yıllık izin hakkının işin niteliği ve çalışılan süre gözetilerek değerlendirilmesi, 11 aydan az çalışılan dönemler için yıllık izin hakkı doğmadığı, ancak 11 ay ve üzerinde çalışılan dönemler için yıllık izin hakkı doğduğu ve bu sürenin hesabında mevsimlik işçilik süresinin de kıdem olarak dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Çağrı usulü çalışan işçinin kıdem tazminatının hesabında tüm süre mi yoksa fiilen çalışılan süre mi esas alınacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Çağrı usulü çalışmada, işçinin işverenin çağrısı üzerine çalıştığı ve işverenin işçiyi çağırdığı günler dışında işçinin işyerinde zaman geçirmediği durumlarda, kıdem tazminatının hesabında fiilen çalışılan günlerin esas alınması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının daimi kadroya alınmadan önceki çalışmasının mevsimlik iş kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve buna bağlı olarak yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 53. maddesi ve Anayasa'nın 50. maddesi uyarınca, 11 aydan fazla çalışılan yılların mevsimlik iş kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu durumda yıllık izin hakkının doğacağı ve davacının 1998 yılından emekliliğine kadar olan süre için yıllık izin ücreti alacağına hak kazanacağı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının daimi kadroya alınmadan önceki dönemde yaptığı işin mevsimlik iş olup olmadığı ve buna bağlı olarak yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 53. maddesi ve Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği'nin 12. maddesi uyarınca mevsimlik işlerde yıllık izin hakkı tanınmadığı, ancak Anayasal dinlenme hakkı gözetilerek yılın tamamına yakın bir bölümünde çalışılması halinde mevsimlik iş statüsünün ortadan kalkacağı, davacının 1999 yılında 330 günden fazla çalışmış olması sebebiyle bu yıldan itibaren yıllık izin hakkı doğduğu, mahkemenin davacının çalışmasını mevsimlik iş olarak değerlendirmeyerek davanın tamamını kabul etmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının daimi kadroya alınmadan önceki çalışmasının mevsimlik iş kapsamında olup olmadığı ve buna bağlı olarak yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 1999 yılı öncesi çalışmasının mevsimlik iş kapsamında olduğu, ancak 1999 yılında 330 günden fazla çalışması nedeniyle bu yıl için yıllık izin hakkı doğduğu, mahkemenin ise davacının çalışmasını mevsimlik iş saymayarak davanın tamamını kabul etmesinin hatalı olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının daimi kadroya alınmadan önceki çalışmalarının mevsimlik iş kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve buna bağlı olarak yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 1999 yılına kadar olan çalışmalarının 300 günden az olması sebebiyle mevsimlik işçi sayılacağı, ancak 1999 yılında 330 günden fazla çalışması nedeniyle bu yıl için yıllık izin hakkı doğduğu, bu tarihten daimi kadroya geçtiği 2001 yılına kadar olan süre için de yıllık izin ücreti talep edebileceği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının daimi kadroya alınmadan önceki çalışmasının mevsimlik iş kapsamında olup olmadığı ve buna bağlı olarak yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 53. maddesi ve Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği'nin 12. maddesi uyarınca mevsimlik işlerde yıllık izin hakkı kural olarak doğmamakla birlikte, davacının 1999 yılında 330 günden fazla çalışmış olması sebebiyle Anayasal dinlenme hakkının gözetilmesi gerektiği ve bu yıl için yıllık izin ücreti hakkı doğduğu, ancak önceki yılların mevsimlik iş statüsünde değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.