Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Çalışma Alanı”
- Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık ...’ın ruhsatsız veya ruhsata aykırı saha aşımı yaparak maden arama ve işletme faaliyetinde bulunmasına göz yumduğu, bu hususta tutanak düzenlenmesini engellediği, sanık ...'in usulsüz eylemlerine yol gösterdiği ve karşılığında menfaat temin ettiği anlaşıldığından, yerel mahkemenin sanıklar hakkında rüşvet suçundan mahkûmiyet hükmü kurmasına ilişkin direnme kararının isabetli olduğuna karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bulunduğu köyün idari sınırları dışında bir çalışma alanına alınması nedeniyle kadastro tespitinin sadece çalışma alanında ilan edilmesinin yeterli olduğu, taşınmazın bulunduğu köyde ayrıca ilan edilmemiş olsa dahi hak düşürücü sürenin işlemeye başladığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasında, taşınmazın bulunduğu köyün idari sınırları dışında bir çalışma alanına alınması durumunda yapılan tespitin taşınmazın bulunduğu köyde de ayrıca ilan edilip edilmemesi gerektiği ve hak düşürücü sürenin başlayıp başlamadığı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bulunduğu köyün idari sınırları dışında bir çalışma alanında yapılan kadastro tespitine ilişkin ilanın, taşınmazın bulunduğu köyde ayrıca yapılmasının gerekmediği, kadastro çalışma alanında yapılan ilan ve kesinleşme tarihinden itibaren hak düşürücü sürenin işlemeye başlayacağı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4/3. maddesi hükmü gereğince orman niteliği ile Hazine adına tespit edilip kesinleşen taşınmaz hakkında vergi kaydına ve zilyetliğe dayalı olarak 10 yıl içinde dava açılabilmesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4. maddesine göre yapılan kadastro işlemi sonucu bir yerin orman olarak belirlenmesi durumunda, sonuçların ilanı, hak düşürücü süreler ve itirazlar bakımından kanunda farklı bir prosedür öngörülmediği, Anayasal mülkiyet hakkının özüne dokunan 30 günlük hak düşürücü sürenin adil yargılanma hakkına aykırı olduğu ve 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılabileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı hak düşürücü süre yönünden onanmış, ancak davanın esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının iş sözleşmesinin fesh edilip edilmediği, buna bağlı olarak işyeri devrinin söz konusu olup olmadığı ve feshe bağlı işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanamadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının ikinci çalışma dönemiyle ilgili iş sözleşmesinin ihaleyi alan yeni alt işveren nezdinde devam ettiği ve işverence bir fesih bildirimi yapılmadığı gözetilerek, işyeri devrinin gerçekleştiği ve davacının feshe bağlı ihbar tazminatı alacağına hak kazanamadığı gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı köy adına tescil edilen cami ve arsasının, davacı köyün idari sınırları içerisinde kaldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, taşınmazın hangi köye ait olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Çekişmeli taşınmazın cami ve arsası vasfında kamu hizmet malı sayılması ve davacı köyün idari sınırları içerisinde kaldığının tespit edilmesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16/A maddesi gereğince taşınmazın davacı köy adına tescilini gerektirdiğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca orman olarak tespit edilip Hazine adına tescil edilen taşınmaz için açılan zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasında uygulanacak hak düşürücü süre.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca yapılan orman tespitlerinde de, diğer kadastro tespitleri gibi, aynı Kanun'un 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanacağı, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 11/1. maddesindeki hak düşürücü sürenin uygulanmasının Anayasal mülkiyet hakkına aykırı olacağı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nda farklı bir süre öngörülmediği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu mera vasfıyla tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili istemiyle açılan davada, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalıların, davacının doktora tezi ve bilimsel bildirilerinde yer alan laboratuvar sonuçlarını izinsiz kullanarak intihal yapıp yapmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının bilimsel çalışmalarında yer alan ve davalılarca izinsiz kullanılan ham verilerin, bilinen bilimsel yöntemlerle elde edilmiş olması ve davacının hususiyetini taşımaması gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının 7 gün çalışıp 14 gün dinlenme şeklinde gerçekleştirdiği güvenlik görevlisi çalışmasında fazla mesai ve vardiya primi alacağına hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hem 1475 sayılı İş Kanunu hem de 4857 sayılı İş Kanunu dönemlerinde davacının günlük çalışma süresinin zorunlu ihtiyaçlar düşüldüğünde 14 saat olarak kabul edilmesi, 1475 sayılı İş Kanunu döneminde haftalık 45 saati aşan çalışmanın fazla mesai sayılması, 4857 sayılı İş Kanunu döneminde ise denkleştirme esasının uygulanması gerektiği, ancak denkleştirmenin günlük 11 saati aşan çalışmalar için geçerli olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.