Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Çek Yaprağı”
- Uyuşmazlık: Davalı bankanın, davacının boş olarak kaybolduğunu iddia ettiği çek yaprakları nedeniyle davacının hesabına bloke koymasında haklı olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı bankanın, davacıya teslim edilen ve iade edilmeyen çekler nedeniyle 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 3. maddesi uyarınca doğabilecek yasal sorumluluk bedelinin depo edilmesini isteme hakkı bulunduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Keşidecinin vergi kimlik numarasını içermeyen çeklere dayanılarak kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun'un 3/2. maddesindeki vergi kimlik numarası zorunluluğunun çekin geçerlilik şartı olarak yorumlanamayacağı, bu hükmün bankalara yönelik bir düzenleme olduğu ve çekin Ticaret Kanunu'ndaki zorunlu unsurları taşıması kaydıyla kambiyo senetlerine mahsus takibin mümkün olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İleri tarihli çeklerin keşide tarihinden önce ibrazında, çek asıllarının bankaya bırakılmamasının bankanın sorumluluk bedelini ödeme yükümlülüğüne etkisinin olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 3/6. maddesi uyarınca bankanın sorumluluk bedelini ödeme yükümlülüğünün, çekin kanuni ibraz süresi içerisinde ibrazı ve çek asıllarının bankaya bırakılmasıyla doğacağı gözetilerek, ilk ibraz tarihinde çek asıllarının bankaya bırakılmadığından yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Karşılıksız çıkan çek yaprakları için bankanın mülga 3167 sayılı Kanun'un 10. maddesinde düzenlenen sorumluluk miktarını ödemekle yükümlü olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu çeklerin, 5941 sayılı Çek Kanunu'nun yürürlükte olduğu dönemde takasa ibraz edilmiş olmasına rağmen, 5941 sayılı Kanun’un Geçici 1/3. maddesi gereğince eski çek defterleri için mülga 3167 sayılı Kanun’un uygulanması gerektiği ve 3167 sayılı Kanun’un 6/4. maddesinde takasa ibraz edilen çekler için bankanın kısmi ödeme yükümlülüğü olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Muhatap banka dışında başka bankalara ibraz edilen karşılıksız çıkan çek yaprakları için bankanın 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 8/4. maddesinde düzenlenen sorumluluk miktarını ödemekle yükümlü olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defterleri ile ilgili olarak 3167 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edileceği, davalı bankanın eski çek defteri kullandığını iddia etmesi, çek asıllarının bankaya ibraz edildiğine dair yerel mahkeme kararında bir tespit bulunmaması ve dava dosyasında da bu yönde bir delil olmaması gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Aynı çek karnelerine dayalı olmakla birlikte biri depo talebini içeren alacak davası, diğeri ise kredi alacağına dayalı itirazın iptali davası arasında derdestlik olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Her iki davanın, biri banka tarafından çek yaprağı başına ödenmesi gereken asgari tutarın depo edilmesi talebini içerirken, diğerinin genel kredi sözleşmesine dayalı kredi alacağının tahsili için açılmış bir itirazın iptali davası olması ve konu ve taleplerinin farklı olması gözetilerek, derdestlik bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Mülga 3167 sayılı Çek Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca, karşılıksız çekler nedeniyle bankanın sorumluluğunun doğması için çek asıllarının bankaya ibraz edilip edilmediği hususu.
Gerekçe ve Sonuç: 3167 sayılı Çek Kanunu'nun 4. ve 10. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, bankanın çek bedelinden sorumlu tutulabilmesi için çek asıllarının bankaya ibrazının zorunlu olduğu, davacının bu hususu ispat etmekle yükümlü olduğu ve mahkemenin bu hususu incelemeden eksik inceleme ile hüküm kurduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı kefilin, kredi borçları nedeniyle 12.03.2010 tarihli genel kredi sözleşmesindeki kefalet limiti ile sorumlu olup olmadığı ve uyulan bozma kararından sonra alınan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmasının yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: İtirazın iptali davalarının icra takibine sıkı sıkıya bağlı olması ve uyuşmazlığın icra takibine dayanak yapılan belgelerle sınırlı olarak incelenmesi gerektiği, bu nedenle davacı banka tarafından icra takibinin dayanağı olarak gösterilen çek yapraklarının hangi kredi sözleşmesi kapsamında verildiğinin tespiti gerekirken, eksik inceleme ile direnme kararı verilmesi hatalı görülerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sahte imza ile keşide edilmiş çekin davalı banka tarafından ödenmesi nedeniyle, çek karnesini çaldıran davacıya müterafik kusur yüklenip yüklenemeyeceği ve kusur tespitinin kim tarafından yapılacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı bankanın, çek karnesinin çalındığı bilgisi verilmesine ve çeklerin sistem üzerinden iptal edilmesine rağmen sahte imzalı çeki ödemesi, bankanın objektif özen yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini gösterdiğinden ve davacının çeklerin çalınması olayında kusurlu davranışı bulunmadığından, davacının müterafik kusurundan söz edilemeyeceği ve bankanın sorumluluğunun devam ettiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacı şirketin, davalı bankaya olan borcunun kapsamına çek yaprağı garanti bedelinin girip girmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki genel kredi ve teminat sözleşmesinin 4. maddesi hükmü gereğince bankanın ödemekte yükümlü olduğu çek garanti tutarının, borçludan talep edilebileceği ve davacı şirketin sözleşme borçlusu sıfatıyla bu bedelden sorumlu olduğu gözetilerek, davacı şirketin çek yaprağı garanti bedeli yönünden borçlu olmadığına dair talebinin reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.