Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Çocuk Ceza Sorumluluğu”
- Uyuşmazlık: Suç tarihinde 12-15 yaş grubunda bulunan ve ceza sorumluluğu olan çocuklar hakkında verilen mahkûmiyet hükmü ile birlikte koruyucu ve destekleyici tedbir kararı verilip verilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: TCK'nın 31. maddesi ve ÇKK'nın 5. ve 11. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, ceza sorumluluğu olan çocuklara, “suça sürüklenen çocuk” sıfatıyla ÇKK'nın 5. maddesindeki koruyucu ve destekleyici tedbirlerin uygulanamayacağı gözetilerek yerel mahkeme hükmünün, tedbir kısmı çıkartılarak düzeltilmesine ve onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 15-18 yaş grubu suça sürüklenen çocuklar hakkında sosyal inceleme raporu alınmasının zorunlu olup olmadığı ve alınmaması halinde gerekçesinin kararda gösterilip gösterilmeyeceği hususunda yerel mahkeme ile Yargıtay dairesi arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 15-18 yaş grubu suça sürüklenen çocuklar hakkında sosyal inceleme raporu alınması zorunlu olmamakla birlikte, çocuğun ceza sorumluluğunun tespiti ve cezanın bireyselleştirilmesi için gerekli olan hususların değerlendirilmesinin denetimi açısından sosyal inceleme yaptırılmama gerekçesinin kararda gösterilmesi zorunlu olduğundan, yerel mahkemenin bu hususa ilişkin gerekçe göstermemesinin hukuka kesin aykırılık oluşturduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Suç tarihi itibarıyla 12-15 yaş grubunda bulunan sanığın işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığının tespiti için uzman doktor raporu alınması gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: 12-15 yaş grubu suça sürüklenen çocuklar için ceza sorumluluğunun tespitinde, sosyal inceleme raporu yanında adli tıp uzmanı, psikiyatrist veya uzman hekim görüşünün de alınması gerektiği, bu hususun özel ve teknik bilgi gerektirdiği, sadece mevcut raporlara dayanılarak sanığın cezai sorumluluğuna karar verilemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Suç tarihi itibarıyla 12-15 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında, fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin tespiti için sosyal inceleme raporunun yeterli olup olmadığı, ayrıca uzman doktor raporu alınmasının gerekip gerekmediği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 12-15 yaş grubu suça sürüklenen çocuklar bakımından ceza sorumluluğunun tespiti için ÇKK ve ÇKKY uyarınca sosyal inceleme raporu alınmasının zorunlu olduğu, ancak bu raporun tek başına yeterli olmadığı, teknik bilgi gerektiren bu konuda çocuğun fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin belirlenmesi için adli tıp uzmanı, psikiyatrist veya uzman hekim görüşünün de alınması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hükümlünün çocuk cinsel istismarı suçundan dolayı cezai sorumluluğunun bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay 14. Ceza Dairesi'nin bozma kararına rağmen, sanığın suç tarihindeki yaşı ile ilgili yeni bir gerekçe sunarak direnme kararı vermesi, bu kararın yeni bir hüküm niteliği taşımasına sebep olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 14. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezası seçenek yaptırıma çevrilen çocuk sanığın, seçenek tedbirin gereklerini yerine getirmemesi halinde TCK'nın 50/6. maddesi uyarınca hapis cezasının infazına mı karar verileceği, yoksa diğer seçenek tedbirlere veya adli para cezasına mı hükmolunması gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5237 sayılı TCK’nın 50/6. maddesinin yalnızca yetişkin sanıklar için öngörüldüğü, çocuk sanıklar hakkında uygulanmasının mümkün olmadığı, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 4/i maddesindeki çocuk haklarının korunması ilkesi uyarınca hapis cezasına en son çare olarak başvurulması gerektiği ve bu nedenle seçenek tedbirin gereklerini yerine getirmeyen çocuk sanık hakkında hapis cezasının infazına karar verilemeyeceği, bunun yerine diğer seçenek yaptırımların değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına dair Yargıtay 2. Ceza Dairesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın nitelikli yağma suçundan mahkumiyetine dair yerel mahkeme hükmünün Yargıtayca onanması üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın sanık aleyhine mahkumiyete yeter kesin delil olmadığı, sanığın yaşı itibariyle sosyal inceleme raporu alınması gerektiği ve yargılama giderlerinin hatalı hesaplandığı gerekçeleriyle itiraz etmesi üzerine oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağdur tarafından teşhis edilmesi ve mağdurun beyanlarının tanık anlatımlarıyla desteklenmesi, suça konu telefonlardan birinin tanık ... tarafından kullanıldığının tespit edilmiş olması gibi hususlar birlikte değerlendirilerek sanığın mahkumiyetine yeter kesin delil bulunduğu, ancak 15-18 yaş grubundaki sanıklar hakkında sosyal inceleme raporu alınmamasının gerekçesinin kararda belirtilmesi gerektiği ve dosyada tek sanık olmasına rağmen yargılama giderlerinin sanık ve suça sürüklenen çocuk arasında paylaştırılmasının usule aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda bulunan sanık hakkında sosyal inceleme raporu alınmasının zorunlu olup olmadığı ve alınmaması halinde gerekçesinin kararda gösterilip gösterilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 15-18 yaş arası çocuklarda sosyal inceleme raporu alınması zorunlu olmamakla birlikte, bu yaş grubundaki sanıkların gelişim özellikleri ve içinde bulundukları koşulların cezanın belirlenmesinde ve şahsileştirilmesinde etkili olduğu, bu hususların da Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde kararda tartışılması gerektiği gözetilerek, sosyal inceleme yaptırılmama gerekçesinin kararda gösterilmesi gerektiğine ve bu hususun eksikliğinden dolayı yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 15-18 yaş aralığındaki suça sürüklenen çocuklar hakkında sosyal inceleme raporu alınmasının zorunlu olup olmadığı, alınmaması halinde gerekçesinin kararda belirtilip belirtilmeyeceği ve bu eksikliğin tek başına bozma nedeni oluşturup oluşturmayacağı hususlarında Yargıtay dairesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: 15-18 yaş grubundaki çocuklar hakkında sosyal inceleme raporu alınması zorunlu olmayıp, hakimin takdir yetkisinde bulunmakla birlikte, sosyal inceleme raporu aldırılmaması halinde gerekçesinin kararda açıkça belirtilmesi gerektiği ve bu hususun hukuka kesin aykırılık teşkil etmesi nedeniyle, başka bir bozma nedeni olmasa dahi, hükmün bozulması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Çocuk mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde, suça sürüklenen 12 yaşından küçük çocuklar hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 5. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri almaya hangi mahkemenin görevli olduğu.
Gerekçe ve Sonuç: 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu, ilgili yönetmelik ve Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, 12 yaşından küçük suça sürüklenen çocuklar hakkında kovuşturma yapılmasa dahi, çocuk mahkemeleri olmadığı takdirde güvenlik tedbirlerini almaya aile mahkemelerinin, aile mahkemelerinin de bulunmadığı yerlerde asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gözetilerek, asliye ceza mahkemesinin görevsizliğine dair direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Suça sürüklenen çocuk hakkında verilen kısa süreli hapis cezasının seçenek tedbire çevrilmesi ve bu tedbire uyulmaması halinde hapis cezasının infaz edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuk Koruma Kanunu ve Çocuk Hakları Sözleşmesi'ndeki çocuğun yararı ilkesi ve özgürlüğü kısıtlayıcı tedbirlere en son çare olarak başvurulması gerektiği gözetilerek, çocuk hakkında hükmolunan seçenek tedbire uyulmaması halinde hapis cezasının infazına karar verilemeyeceğine, bunun yerine adli para cezasına çevirme dahil diğer seçenek yaptırımların değerlendirilmesi gerektiğine karar verilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuş, ancak yeniden yargılama gerektirmediğinden ihtar bölümü çıkarılarak ve adli para cezası taksit miktarı düzeltilerek onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.