Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Çocuk Hukuku”
- Uyuşmazlık: Suç tarihinde 12-15 yaş grubunda bulunan ve ceza sorumluluğu olan çocuklar hakkında verilen mahkûmiyet hükmü ile birlikte koruyucu ve destekleyici tedbir kararı verilip verilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: TCK'nın 31. maddesi ve ÇKK'nın 5. ve 11. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, ceza sorumluluğu olan çocuklara, “suça sürüklenen çocuk” sıfatıyla ÇKK'nın 5. maddesindeki koruyucu ve destekleyici tedbirlerin uygulanamayacağı gözetilerek yerel mahkeme hükmünün, tedbir kısmı çıkartılarak düzeltilmesine ve onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Babalık davasında, davanın kabul koşullarının oluşup oluşmadığı, hak düşürücü süre içinde dava açılıp açılmadığı ve Adli Tıp Kurumu raporunun hüküm kurmaya elverişli olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yabancı uyruklu davacı tarafından Türkiye'de doğan çocuğunun yabancılar kütüğüne kayıtlı olmaması nedeniyle açılan babalık davasının hukuki yarar yokluğundan reddine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuk Hakları Sözleşmesi ve iç hukuk hükümleri gereğince çocuğun kimlik ve nüfusa kayıt hakkının bulunduğu, davacıya çocuğun nüfusa kaydı için kesin süre verilmesi gerektiği gözetilerek, eksik araştırma ile hukuki yarar yokluğundan davanın reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vefat eden babanın çocuklarının velayetinin anneye verilmesi ve çocuk mallarının korunmasına ilişkin tedbir kararı verilirken görevli ve yetkili mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Anne ve babadan birinin ölümü halinde sağ kalan eşe velayet verilmesi ve çocuk mallarının korunması hususunda velayet altında bulunmayan çocuklar için vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu, velayeti anneye verilen çocuklar yönünden aile mahkemesinin görevli ve yetkili olduğu gözetilerek karar kısmen bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Korunma ihtiyacı olan çocuk hakkında koruyucu ve destekleyici tedbir kararı verilmesi talebinde hangi mahkemenin görevli olduğu hususunda yetki uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 8. maddesi uyarınca, korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında koruyucu ve destekleyici tedbirlerin, çocuğun menfaatleri bakımından kendisinin bulunduğu yerdeki çocuk hâkimince alınacağı gözetilerek, çocuğun yerleşim yeri olan Niksar Asliye Hukuk (Çocuk Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi'nin görevli olduğuna karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Velayeti annede olan çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilip değiştirilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun üstün yararı, Anayasa Mahkemesi’nin çocuğun soyadı değişikliği ile ilgili kararları ve velayet hakkı kapsamında çocuğun soyadının belirlenmesi hakkının annede de olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin velayet hakkı annede olan çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesi talebini reddeden hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Çocuk hakkında verilen korunma kararının kaldırılması talebinde görevli ve yetkili mahkemenin hangisi olduğu ve davanın hasımsız olarak görülüp görülemeyeceği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle, 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu uyarınca korunmaya muhtaç çocuklar hakkında korunma kararı alma ve kaldırma görevinin çocuk mahkemelerine geçtiği, çocuk mahkemesinin bulunmadığı yerlerde ise aile veya asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu ve ayrıca korunma kararının kaldırılması talebinin çocuğun hak ve menfaatleriyle ilgili olması nedeniyle davanın çocuğun yasal temsilcisine veya çocuğun kendisine yöneltilmesi gerektiği gözetilerek, asliye hukuk mahkemesinin kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşanma kararıyla velayeti babaya verilen çocukların velayetinin anneye verilmesi talebiyle açılan davada, çocukların menfaat çatışması nedeniyle temsil kayyımı atanması gerekip gerekmediği ve velayetin değiştirilip değiştirilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuklar ile velayeti elinde bulunduran baba arasında menfaat çatışması olmadığı, çocukların Almanya'da babalarıyla birlikte yaşayıp eğitim gördükleri, sportif ve sanatsal aktivitelere katıldıkları ve mutlu oldukları, velayetin kaldırılması için yasal koşulların oluşmadığı gözetilerek yerel mahkemenin velayeti anneye verme kararının bozulmasına, yerel mahkemenin bu karara direnmesi üzerine direnme kararının da bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tarafların boşanmasına ve çocukların velayetinin kime verileceğine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ortak milli hukukunun Türk kamu düzenine aykırı olması ve çocukların üstün yararı gözetilerek Türk Hukuku'nun uygulanması gerektiği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ve velayet düzenlemesinde bir hata bulunmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Velayeti anneye verilen küçüğün, babasının soyadını taşımasından kaynaklanan sosyal ve psikolojik sorunlar nedeniyle, annesinin soyadını alması talebiyle açılan soyadı değişikliği davasında görevli mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Evlilik birliği içerisinde doğan çocuğun doğumla kazandığı aile soyadının değiştirilmesi talebinin, velayet hakkı ve çocuğun menfaati kapsamında değerlendirilmesi gereken bir aile hukuku uyuşmazlığı olduğu, dolayısıyla 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4. maddesi uyarınca görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu gözetilerek, asliye hukuk mahkemesinin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.