Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Çok Borçlu”
- Uyuşmazlık: Kambiyo senedine dayalı takipte borçlunun imzaya itirazı üzerine açılan davada, imzanın borçluya ait olup olmadığının ispat yükünün kimde olduğu ve borçlunun küçük harflerle yazı yazamadığını beyan etmesi durumunda mahkemenin nasıl bir yol izlemesi gerektiği hususlarında uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Borçlunun imzaya itiraz davasında ispat yükünün alacaklıda olduğu, alacaklının imzanın borçluya ait olduğunu kanıtlayamaması ve borçlunun imza incelemesi için gerekli örnekleri sunma yükümlülüğünün bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcra kefaletinin tüm borçlular için mi yoksa sadece bir borçlu için mi verildiği ve kefaletin verildiği tarihte asıl borçlu hakkındaki takibin kesinleşip kesinleşmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: İcra kefaletinin verildiği haciz tutanağında kefilin "dosya borcuna" kefil olduğunun açıkça beyan edilmesi ve borçlulardan birine özgü herhangi bir kayıt bulunmaması, kefaletin tüm borçlular için verildiği ve borçlulardan şirket hakkındaki takibin kefaletten önce kesinleştiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlamsız takibe itiraz eden borçlunun, itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu olmadığına dair menfi tespit davası açıp açamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: İİK'nın 72. maddesine göre borçlunun, icra takibinden önce veya sonra borçlu olmadığının tespiti için dava açabileceği, davacının takibe konu icra dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespiti davası açmakta hukuki yararının bulunduğu ve davalı alacaklının alacağını isteme ve dava açma tehdidi altında bulunması nedeniyle de davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararının olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcra takibinde borçlunun vekili olan avukatın, aynı zamanda borçluya karşı ayrı bir takipte alacaklı olması nedeniyle, borçluya yapılan satış ilanı tebliğinin usulsüz olup olmadığı ve ihalenin fesh edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Borçlunun vekilinin, aynı zamanda borçluya karşı başka bir takipte alacaklı olması ve bu takip nedeniyle ihale konusu taşınmaz üzerinde haciz hakkı bulunması, Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi uyarınca menfaat çatışması yarattığı ve bu nedenle vekile yapılan satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Borçlunun vekilinin aynı zamanda borçluya karşı alacaklı olması sebebiyle yapılan satış ilanı tebliğinin geçerliliği ve bu durumun ihalenin feshine sebep olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Borçlunun vekilinin, aynı zamanda borçlu hakkında başka bir dosyadan alacaklı olması ve ihale konusu taşınmaz üzerinde haciz hakkı bulunması nedeniyle, Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi uyarınca vekil ile borçlu arasında menfaat çatışması doğduğu ve bu nedenle vekile yapılan satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tüketici kredisi sözleşmesine kefalet nedeniyle açılan alacak davasında, asıl borçluya karşı tüm yasal yolların tüketilip tüketilmediği ve kefile karşı davanın açılabilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Asıl borçlunun haczi kabil malının bulunamadığına dair tutanağın, borçlunun takip yapılan adresle bağını kopardığı ve malvarlığı araştırmasının yetersiz olduğu durumlarda kesin aciz vesikası sayılamayacağı, dolayısıyla kefile karşı dava açılabilmesi için 4077 sayılı Kanun'un 10/3. maddesindeki asıl borçluya başvurma şartının gerçekleşmediği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Haczedilemezlik şikayeti üzerine yapılan yargılamada, borçluya ait meskenin borçlunun haline münasip evi alabileceği değerden daha yüksek olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceği ve mahkemenin, borçlunun sosyal ve ekonomik durumunu da göz önünde bulundurarak, haczedilen evin değerinin, borçlunun o bölgede haline münasip bir ev alabileceği değerden yüksek olup olmadığını tespit etmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Birden fazla borçluya karşı yapılan icra takibinde, borçlulardan birinin ikametgahının bulunmadığı yerde yapılan takibe diğer borçlunun yetki itirazı edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Alacaklının, takip için yetkili icra dairelerinden birini seçme hakkını kötüye kullanarak borçluların ikametgahı dışında bir icra dairesinde takip yapması halinde, diğer borçlunun yetki itirazının kabul edilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Haklarında takip bulunan müteselsil iki borçludan birisinin açtığı ve ihtiyati tedbir kararının verildiği davada taraf olmayan diğer borçlu tarafından icra dosyasına yatırılan paranın alacaklıya ödenip ödenemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Müteselsil borçlulardan birinin borcu ödemesi halinde borcun sona ereceği ve ihtiyati tedbir kararının sadece davacı borçlular tarafından yatırılan paralara ilişkin sınırlama içermesi gözetilerek, taraf olmayan diğer borçlu tarafından yatırılan paranın alacaklıya ödenmesinde usulsüzlük olmadığı gerekçesiyle direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Borçlunun emekli maaşının haczi için ilgili bankaya İİK’nın 89. maddesinin 1. fıkrasına göre gönderilmiş bir haciz ihbarnamesinin bulunup bulunmadığı ve buna bağlı olarak borçlunun hukuki yararının olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Alacaklı bankanın icra dosyasında kendi şubesine haciz ihbarnamesi göndererek borçlunun hesabının haczedilmesine yönelik bir talebinin bulunmadığı ve icra müdürlüğünün de borçlunun emekli maaşının yatırıldığı banka hesabının haczine yönelik bir işleminin olmadığı, bu nedenle de borçlunun icra mahkemesinde şikayette bulunmak için gerekli hukuki yararının olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.