Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Özel Dolandırıcılık”
- Uyuşmazlık: Gizli kamera kayıtlarının hükme esas alınıp alınamayacağı ve diğer delillere göre sanıkların cebri irtikap veya iştirak suçlarından cezalandırılıp cezalandırılmayacağı hususunda Yargıtay dairesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Gizli kamera kayıtlarının hükme esas alınamayacağı, ancak diğer delillerin sanıklar ... ve ...'ın cebri irtikap suçunu, diğer sanıkların ise özel dolandırıcılık suçunu oluşturduğu, özel dolandırıcılık suçunda ise dava zamanaşımının gerçekleştiği gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı bir kısım sanıklar yönünden kabul edilerek hükmün bozulmasına, diğer sanıklar hakkında ise dava düşmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik yerel mahkemenin direnme kararının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Suça konu çekin araç alım satımında önceden doğmuş bir borca karşılık verilmesi nedeniyle dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığı ve çekin sahteliği hususunda yeterli araştırma yapılmadan hüküm kurulduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında, iddianamede yer almayan bir suç ortağının eylemlerine iştirak suçundan hüküm kurulup kurulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında, iddianamede suç ortağı olarak belirtilmeyen kişinin eylemlerine iştirakten dava açılmadığı, yargılamanın iddianame ile sınırlı olması ve mahkemenin iddianamede belirtilen suçun dışına çıkamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Keşide yeri gösterilmeyen sahte çek kullanılarak işlenen dolandırıcılık suçunun nitelikli dolandırıcılık mı yoksa basit dolandırıcılık mı olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Çekin yasal unsurlarının eksik olsa dahi bankanın maddi varlığı olarak kabul edilmesi ve bu çekin kullanılmasıyla mağdurun bankaya duyduğu güven nedeniyle daha kolay aldatılabileceği, dolayısıyla dolandırıcılık suçunun bankanın araç olarak kullanılması suretiyle işlendiğinin kabulü gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin nitelikli dolandırıcılığa ilişkin mahkûmiyet hükmü onanmıştır. - Uyuşmazlık: Keşide yeri gösterilmeyen sahte çek kullanılarak işlenen dolandırıcılık suçunun nitelikli dolandırıcılık mı yoksa basit dolandırıcılık suçunu mu oluşturacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Çekin, bankanın maddi varlığı olması ve sahte çek kullanılarak işlenen dolandırıcılıkta bankanın araç olarak kullanıldığının kabulü gerektiği, çekte yasal unsurların eksikliğinin bu durumu değiştirmeyeceği ve mağdurun çekin varlığına güvenerek dolandırıldığı gözetilerek, eylemin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın komisyon karşılığı düzenleyip verdiği sahte müstahsil makbuzlarını kullanan kişilerin destekleme primi alması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işleyip işlemediği, işlediği kabul edilirse suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı, sanığın bu suça iştirak derecesinin ne olduğu, TCK'nın 158/1-f maddesindeki adli para cezası düzenlemesinin uygulanması ve yerel mahkemenin gün belirlemeden doğrudan adli para cezası tayin etmesinin doğru olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, gerçek bir ticari faaliyeti olmaksızın komisyon karşılığı sahte müstahsil makbuzu düzenleyerek, başkalarının haksız destekleme primi almasını sağlamasının nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu, bu suça yardım eden sıfatıyla iştirak ettiği, TCK'nın 158/1-f maddesindeki adli para cezası miktarının suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağı hükmünün temel ceza belirlenirken uygulanması gerektiği ve yerel mahkemenin gün belirlemeden doğrudan adli para cezası belirlemesinin hukuka aykırı olması nedeniyle yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanıklara atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik, tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasındaki dolandırıcılık suçlarının unsurlarının oluşup oluşmadığı ve mahkumiyet kararının isabetli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yokluğunda karar verilen katılana tebligat yapılmadan temyiz incelemesine geçilemeyeceği ve bu eksikliğin giderilmesi gerektiği gözetilerek, Özel Daire bozma kararı kaldırılarak dosya, eksik tebligatın yapılması için yerel mahkemeye gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmiştir. - Uyuşmazlık: Keşide yeri gösterilmeyen sahte çek kullanılarak işlenen dolandırıcılık suçunun nitelikli dolandırıcılık mı yoksa basit dolandırıcılık suçu mu oluşturacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Bankanın maddi varlığı olan çekin sahte olarak düzenlenip kullanılması suretiyle katılanların dolandırılması eyleminin, bankanın araç olarak kullanılması suretiyle işlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilerek Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Özel bir tıp merkezinde sahte belge düzenlenerek Sosyal Güvenlik Kurumu'nun zarara uğratıldığı iddiasıyla açılan davada, sanıkların eylemlerinin TCK’nın hangi suçlarını oluşturduğu ve sanıklar arasında müşterek faillik bulunup bulunmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık ...'nin tıp merkezinin mesul müdürü ve ortağı olması, sahte belgelerin düzenlenmesi ve kullanılması suretiyle haksız menfaat elde etmesi ve kamu zararına neden olması, eyleminin TCK'nın 210/2. maddesi yollamasıyla 204/1. maddesinde düzenlenen resmî belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilerek yerel mahkemenin mahkûmiyet hükmü onanmış, sanık ...'nin ise tıp merkezinin ortağı ve temsilcisi olması, diğer sanıkla birlikte hareket ederek haksız menfaat sağlaması ve kamu zararına neden olması, eyleminin TCK'nın 37/1, 158/1-e ve 210/2 yollamasıyla 204/1. maddelerinde düzenlenen zincirleme şekilde kamu kurum ve kuruluşlarının zararına nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarını oluşturduğu gözetilerek yerel mahkemenin beraat hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanıklara atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun yasal unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların, katılanların paralarını borsada değerlendirmeleri yönünde telkinde bulunmaları, katılanlar adına yetkili aracı kurum nezdinde hesap açılması, katılanların bu hesaplara para yatırmaları, sözleşme ve müşteri emir formlarındaki imzaların katılanlara ait olması, yetkili kurum olan Sermaye Piyasası Kurulu'nun sanıkların eylemlerini idari para cezası ile yaptırım altına alması, katılanların hesaplarında bir dönem kâr elde edilmesi, borsalardaki genel düşüş eğiliminin zarara sebep olması, katılanların açtıkları alacak davaları sonucunda zararlarının tazmin edilmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde sanıkların eylemlerinin dolandırıcılık suçunun maddi konusunun hareket unsurunu oluşturan hileli davranış olarak nitelendirilemeyeceği ve sanıklara atılı dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin beraat kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklara atılı nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarının sübutu bakımından eksik araştırma ile beraat kararı verilip verilmediği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay'ın bozma kararına uymadan, direnme gerekçelerini açıklamadan ve CMK'nın usul hükümlerine uygun yeni bir hüküm kurmadan önceki beraat kararında direnmesi hukuka aykırı görülerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkûmiyetine karar verilen sanıklar hakkındaki gerekçeli kararın yeterliliği, bazı sanıkların sorgusunun yapılmaması, Özel Daire kararındaki çelişki iddiası, eksik araştırma yapılıp yapılmadığı ve eski TCK’nın uygulanabilirliği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkûmiyet hükümlerinin gerekçelerinin genel olarak yeterli olduğu ancak sanıklar ... ve ...'in atılı suça katılımını gösterir yeterli ve geçerli delil bulunmadığı, inceleme dışı bırakılan sanıkların sorgularının yapılmamasının itiraza konu sanıkların hukuki durumlarını etkilemeyeceği, Özel Daire kararında çelişki bulunmadığı, eksik araştırma yapılmadığı ve sanıkların eylemlerinin TCK'nın yürürlüğe girmesinden sonra da devam etmesi nedeniyle 765 sayılı TCK hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilerek, yerel mahkeme kararının sanıklar ... ve ... yönünden bozulmasına, diğer sanıklar yönünden ise onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.