Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Özel Kanun Hükümleri”
- Uyuşmazlık: Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının kamu tüzel kişisi mi yoksa özel hukuk tüzel kişisi mi olduğu ve buna bağlı olarak, Vakıf çalışanları ile ilgili davalarda husumetin Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğüne izafeten Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na yöneltilip yöneltilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının 3294 sayılı Kanun'da kamu tüzel kişisi olarak düzenlenmediği, özel hukuk hükümlerine göre kurulduğu, gelirlerinin yalnızca kamu kaynaklarından oluşmadığı, yönetimlerinin tamamen kamu görevlilerinden meydana gelmediği, ayrıca 5737 sayılı Vakıflar Kanunu ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca özel hukuk tüzel kişisi oldukları gözetilerek, 7144 sayılı Kanun ile 3294 sayılı Kanun'un 7. maddesine eklenen hükmün Vakıfların sadece toplu iş sözleşmesi bakımından kamu işyeri sayılmasını düzenlediği, Vakıfların genel anlamda kamu tüzel kişisi statüsünü değiştirmediği, dolayısıyla davada husumetin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na yöneltilemeyeceği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Deniz iş kanununa tabi gemi adamlarının fazla çalışma ücretlerinin %25 zamlı mı yoksa %50 zamlı mı hesaplanması gerektiği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesinde gemi adamları için fazla çalışma ücretinin %25 zamlı olarak hesaplanacağı açıkça düzenlendiği, özel kanun hükmü karşısında Türk Borçlar Kanunu'nun 402. maddesinin uygulanamayacağı, Deniz İş Kanunu'nun 48. maddesindeki "saklı haklar" hükmünün ise daha elverişli haklar içeren özel kanun hükümlerinin uygulanmasını öngördüğü, genel kanun olan TBK'nın bu düzenlemeye aykırı yorumlanamayacağı ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin önceki içtihadından dönülerek benimsenen bu yeni görüş doğrultusunda ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'a tabi bir alacağın genel hükümler çerçevesinde takip edilip edilemeyeceği ve bu konuda idarenin seçimlik hakkının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6183 sayılı Kanun'un 1. maddesi ve İİK'nın 47. maddesi hükmünün, idareye genel hükümler uyarınca takip ve dava yoluna başvurma imkanı tanıdığı, bu nedenle davacının genel hükümler çerçevesinde takip ve dava yoluna başvurmasında hukuki yararının bulunduğu gözetilerek, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Şehit olan babasından dolayı bağlanan ölüm aylığının geç bağlanması nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararın tazmini istemine ilişkin davada adli yargının mı yoksa idari yargının mı görevli olduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıya, şehit olan babasından dolayı bağlanan ve evlenmesi nedeniyle kesilen ölüm aylığının, eşinin vefatı üzerine 5434 sayılı Kanun kapsamında yeniden bağlanması nedeniyle, aylığın geç bağlandığı iddiasıyla açılan tazminat davasında 5510 sayılı Kanun’un geçici 4. maddesi gereğince 5434 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması ve bu durumda davanın adli yargıda görülmesinin mümkün olmaması, yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece önceki kararda direnilmesi doğru görülmeyerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının 6772 sayılı Kanun kapsamında olup olmadığı ve buna bağlı olarak vakıf çalışanlarının ilave tediye alacağına hak kazanıp kazanmadıkları.
Gerekçe ve Sonuç: Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının özel hukuk tüzel kişisi oldukları, kamu tüzel kişisi sayılabilmeleri için açık bir kanun hükmü bulunmadığı, 7144 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğin vakıfların sadece toplu iş sözleşmesi bakımından kamu işyeri sayılmasını öngördüğü, bu nedenle vakıf çalışanlarının 6772 sayılı Kanun kapsamında ilave tediye alacağına hak kazanamayacakları gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davanın belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağı, davacının kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının bulunup bulunmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 854 sayılı Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesindeki fazla çalışma ücretinin hesaplanmasına ilişkin açık hüküm ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 402. maddesindeki düzenleme arasında çatışma olmadığı, 854 sayılı Kanun'un 48. maddesindeki "saklı haklar" hükmünün, Deniz İş Kanunu'ndan sonra yürürlüğe giren genel bir kanun hükmüne öncelik tanıdığı şeklinde yorumlanamayacağı ve davacının yıllık izin kullanımı hususunda ispat yükünün tam olarak yerine getirilmediği değerlendirilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Gemi adamı olarak çalışan davacının fazla çalışma ücretinin %25 zamlı mı yoksa %50 zamlı mı hesaplanması gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesinde fazla çalışma ücretinin %25 zamlı hesaplanacağına dair açık hüküm bulunduğu, özel kanun olan Deniz İş Kanunu'nun hükmünün genel kanun olan Türk Borçlar Kanunu'nun 402. maddesine göre öncelikli olarak uygulanması gerektiği ve Deniz İş Kanunu'nun 48. maddesinin, gemi adamlarına daha elverişli hak ve menfaatler sağlayan mevcut kanun hükümlerini saklı tuttuğu, sonradan çıkan kanunları kapsamadığı gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 3213 sayılı Maden Kanunu'na göre verilen idari para cezası için yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında görevli yargı yerinin adli yargı mı yoksa idari yargı mı olduğu hususundaki uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 3213 sayılı Maden Kanunu'na göre verilen idari para cezalarının 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilmesi gerektiği, bu kapsamda özel hükümlere göre takip edilmesi gereken bir alacak için genel hükümlere göre icra takibi yapılamayacağı ve itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasının yasal dayanağı bulunmadığı gözetilerek, davanın yargı yolu yönünden reddine ilişkin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının fahri imam olarak 19.02.1996-01.08.2002 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespiti istemli davada görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi mi yoksa İş Mahkemesi mi olduğu.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanların emeklilikleri bakımından 5434 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edileceği, davacının da 2002 yılından itibaren emekli sandığı iştirakçisi olması ve 5434 sayılı Kanun'un ek 47/c hükmü gereğince hizmet tespiti talebinde bulunması nedeniyle görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Gemi adamı olarak çalışan davacının fazla çalışma ücretlerinin %25 zamlı mı yoksa %50 zamlı mı hesaplanması gerektiği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesinde fazla çalışma ücretinin %25 zamlı hesaplanacağı açıkça belirtildiği, özel kanun olan Deniz İş Kanunu'nun genel kanun olan Türk Borçlar Kanunu'na göre öncelikle uygulanması gerektiği ve Deniz İş Kanunu'nun 48. maddesinin daha sonraki tarihli genel kanunlara karşı saklı hak teşkil etmediği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Gemi adamı olarak çalışan davacının fazla mesai ücretinin %25 zamlı mı yoksa %50 zamlı mı hesaplanması gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesinde gemi adamları için fazla çalışma ücretinin %25 zamlı hesaplanacağı açıkça düzenlendiği, Türk Borçlar Kanunu'nun 402. maddesindeki %50 zam hükmünün Deniz İş Kanunu'na tabi çalışanlar bakımından uygulanamayacağı ve özel kanun hükmünün genel kanun hükmüne göre öncelikli olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Deniz iş kanununa tabi gemi adamlarının fazla çalışma ücretlerinin %25 zamlı mı yoksa %50 zamlı mı hesaplanması gerektiği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesinde gemi adamlarına yapılacak fazla çalışma ücretinin %25 zamlı olarak hesaplanacağı açıkça belirtildiği, Deniz İş Kanunu'nun 48. maddesinin ise yalnızca yürürlükteki kanunlara atıfta bulunduğu, sonradan yürürlüğe girecek kanunları kapsamadığı ve özel kanun olan Deniz İş Kanunu'nun genel kanun olan Türk Borçlar Kanunu'na göre öncelikli olarak uygulanması gerektiği gözetilerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.