Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“İİK 277”
- Uyuşmazlık: Davanın, Borçlar Kanunu'nun muvazaa hükümlerine mi yoksa İcra ve İflas Kanunu'nun tasarrufun iptali hükümlerine mi göre açıldığı ve buna bağlı olarak hak düşürücü süre uygulanıp uygulanmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın, dava dilekçesindeki talep, maddi olguların anlatımı ve davacının beyanları dikkate alındığında Borçlar Kanunu'ndaki muvazaa hükümlerine dayalı bir iptal davası olduğu, bu tür davalarda hak düşürücü süre uygulanmayacağı ve İcra ve İflas Kanunu'nun 283. maddesinin kıyasen uygulanarak taşınmazın haczi ve satışına karar verilebileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davanın, Borçlar Kanunu'nun muvazaa hükümlerine mi yoksa İcra ve İflas Kanunu'nun tasarrufun iptali hükümlerine mi dayandığı ve buna bağlı olarak hak düşürücü süre uygulanıp uygulanmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıalar ve talep sonucu birlikte değerlendirildiğinde, davanın Borçlar Kanunu'nun 18. maddesinde düzenlenen muvazaa hükümlerine dayandığı, bu nedenle İcra ve İflas Kanunu'nun 284. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin uygulanmasının mümkün olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tasarrufun iptali davasında, İİK m. 277 vd. maddeleri ile BK m. 179, 180 ve 110. maddelerine dayalı taleplerin birlikte görülüp görülemeyeceği, borçlu ile üçüncü kişi arasında iptal davasına konu olabilecek bir tasarruf işleminin bulunup bulunmadığı, bulunması halinde davanın konusuz kalıp kalmadığı, bekletici mesele ve yargılama giderlerinin belirlenmesi hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının talepleri arasında terdit bulunmadığı, somut uyuşmazlığın niteliği, BK’nın 110, 179 ve 180. maddeleri kapsamındaki taleplerin İİK m. 280/3’deki iptal sebepleri bakımından birlikte değerlendirilmesi gerektiği, taleplerden birine ilişkin verilecek kararın diğerini doğrudan etkileyeceği, bu sebeple davacının taleplerinin bir bütün olarak ele alınarak çözülmesinin usul ekonomisine uygun olduğu, ayrıca dosya kapsamında icra iflas hukuku anlamında iptale konu edilebilecek bir devir veya tasarruf işleminin bulunmadığı gözetilerek direnme kararı onanmış, davacı vekilinin direnme kapsamı dışında kalan ve Özel Dairece incelenmeyen temyiz itirazlarının değerlendirilmesi için dosya Yargıtay’a gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, boşandığı eşinin katkı payı alacağını ödememek için mal kaçırma amacıyla yaptığı iddia edilen muvazaalı taşınmaz satışına dayanarak açtığı tapu iptal ve tescil davasında, satışın muvazaalı olduğunun kanıtlanması halinde İİK m. 283/1 hükmü gereğince tapu iptaline gerek olmaksızın taşınmazın haczi ve satışına karar verilip verilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının amacının tapu iptali olmayıp alacağına kavuşmak olduğu, davada muvazaanın kanıtlanması halinde davacının satışa konu maldan alacağını tahsil edebileceği, ancak bu hakkın ayni değil şahsi bir sonuç doğuracağından tapu iptaline değil İİK’nın 283/1. maddesi gereğince tapu iptaline gerek olmaksızın davacıya taşınmazın haczi ve satışını isteyebilme hakkı tanınması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Desteklerinin ölümüne sebep olan trafik kazasından doğan tazminat alacağını tahsil edebilmek için, kazaya karışan aracın kazadan kısa süre sonra devrinin muvazaalı olduğunu iddia ederek, aracın satışının iptali ve bedelinin davacıya verilmesi talebinin hukuki dayanağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, davalıya yönelttiği tazminat davası henüz sonuçlanmamış ve kesinleşmiş bir alacağı bulunmadığı, ayrıca bedele dönüştürülen davada aracın son malikine dava yöneltilmediği ve ilk alıcının da kararın kesinleşmesi sebebiyle artık takip imkanı kalmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalıların bir üçüncü kişiyi zarara uğratmak amacıyla muvazaalı olarak düzenledikleri iddia edilen bono ve bu bonoya dayalı icra takibinin iptali davasında, borcun tasarruftan önce doğup doğmadığının araştırılması gerekip gerekmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem mülga BK’nın 18. maddesine göre muvazaaya dayalı iptal davalarında, hem de İİK 277 vd. maddelerine göre tasarrufun iptali davalarında borcun tasarruftan önce doğmuş olması dava şartı olduğundan, mahkemece bu hususun araştırılması gerekirken, eksik inceleme ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmeyerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davanın, Borçlar Kanunu'nun 18. maddesinde düzenlenen genel muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası mı yoksa İİK'nın 277. ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası mı olduğu ve buna göre hak düşürücü süre uygulanıp uygulanmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin dava dilekçesinde, satış işleminin alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak yapıldığını ve Borçlar Kanunu'nun 18. maddesine dayandığını açıkça belirtmesi ve genel muvazaa iddiasına dayalı tasarrufun iptali davalarında hak düşürücü süre uygulanmaması gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Borçlunun yaptığı taşınmaz satışının alacaklıyı zarara uğratmak amacıyla yapılıp yapılmadığı ve bu nedenle tasarrufun iptaline karar verilip verilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Borcun iptali istenen tasarruftan önce doğduğu, davalı tanıklarının davacı ve borçluyu tanımadığı, davacı tanığının ise alacağın muvazaalı olduğuna dair bir beyanda bulunmadığı, davalı tarafından borçluya gönderilen ihtarname ve açılan elatmanın önlenmesi davasının icra takibinden ve tasarrufun iptali davasından sonra olduğu gibi hususlar gözetilerek, takip konusu alacağın muvazaalı olmadığı ve davanın esasına girilerek tasarrufun İİK m. 277 vd. maddeleri uyarınca iptal edilip edilemeyeceğinin değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalıların, davacıdan mal kaçırmak amacıyla yaptığı iddia edilen taşınmaz devrinin İİK m. 277 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Davalılar arasında tasarruf öncesinden arkadaşlık ve tanışıklığın bulunması, satıştaki değer ve ipotek durumu, ödemelerin büyük kısmının satımdan sonra yapılmış olması ve davalının borçlunun mali durumunu bilebilecek konumda olması gözetilerek tasarrufun İİK m. 280/1 hükmü gereğince iptaliyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Miras bırakanın, kızı tarafından açılan ecrimisil davası sonucu oluşan alacaktan kurtulmak için yaptığı taşınmaz devrinin, mirasçılardan mal kaçırma amaçlı muvazaa olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Tasarrufun iptali davasında, miras bırakanın mal kaçırma amacının alacaklısına yönelik olduğunun tespit edilmiş olmasının, mirasçıdan mal kaçırma amacını ortadan kaldırmadığı ve davacının miras hakkını korumak için muris muvazaasına dayanarak dava açabileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalının, alacaklısından mal kaçırmak amacıyla yaptığı iddia edilen taşınmaz satışının Borçlar Kanunu'nun 18. maddesi veya İİK'nın 277. maddesi uyarınca iptali talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının, borçlu şirketin borcuna kefil olması nedeniyle borcun doğum tarihinin kefalet tarihi değil, şirketin borçlandığı tarih olarak kabul edilmesi ve davalının bu tarihten sonra yaptığı taşınmaz satışının İİK 277 ve devamı maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.