Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“İş Kanunu Kapsamı Dışı”
- Uyuşmazlık: Deniz İş Kanunu'na tabi gemi adamlarının fazla çalışma ücretlerinin, Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden sonra %25 zamlı mı yoksa %50 zamlı mı ödenmesi gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesinde fazla çalışma ücretinin %25 zamlı olarak hesaplanacağı açıkça düzenlendiği, özel kanun hükmü olan bu düzenlemenin sonradan yürürlüğe giren genel kanun hükmü olan Türk Borçlar Kanunu'nun 402. maddesi karşısında öncelikle uygulanması gerektiği, Deniz İş Kanunu'nun 48. maddesinin ise daha önceki kanunlardaki gemi adamlarına daha elverişli hakların saklı tutulması amacıyla konulduğu ve Türk Borçlar Kanunu'nun bu kapsama girmediği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taksi şoförü olan davacı ile araç sahibi davalı arasında işçilik alacakları davasında, işyerinin esnaf ve sanatkâr faaliyeti kapsamında kalıp kalmadığına ve buna bağlı olarak görevli mahkemenin belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı işyerinin esnaf ve sanatkâr işletmesi olup olmadığının tespiti için gerekli delillerin toplanmadığı, vergi kayıtlarının incelenmediği ve tanıkların bu konuda yeterince dinlenmediği, ayrıca hizmet tespiti davasının sonucunun işçilik alacakları bakımından İş Kanunu'nun uygulanıp uygulanmayacağı konusunda belirleyici olmadığı gözetilerek, eksik incelemeyle verilen direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının yaptığı işin tarım işi niteliğinde olup olmadığına ve buna bağlı olarak davanın iş mahkemesinde mi yoksa genel mahkemede mi görüleceğine ilişkin görev uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının narenciye bahçesinde yaptığı işlerin İş Kanunu'nun 4/1-b maddesi kapsamında tarım işi sayıldığı, bekçilik görevinin ise geçici ve baskın iş niteliğinde olmadığı, dolayısıyla davacının İş Kanunu kapsamında işçi olmadığı ve uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevine girdiği gözetilerek, hükmün düzeltilerek direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Gemi adamı olarak çalışan davacının fazla çalışma ücretinin %25 zamlı mı yoksa %50 zamlı mı ödenmesi gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesinde fazla çalışma ücretinin %25 zamlı ödeneceği açıkça düzenlendiği, özel kanun olan Deniz İş Kanunu'nda boşluk bulunmadığı ve genel kanun olan Türk Borçlar Kanunu'nun 402. maddesinin gemi adamlarına ilişkin açık bir düzenleme içermediği, Deniz İş Kanunu'nun 48. maddesinin ise daha sonraki genel kanunlar için saklı hak teşkil etmediği gözetilerek, yerel mahkeme kararları bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Gemi adamı olarak çalışan davacının fazla çalışma ücretinin %25 zamlı mı yoksa %50 zamlı mı hesaplanması gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesinde fazla çalışma ücretinin %25 zamlı hesaplanacağına dair açık hüküm bulunduğu, özel kanun olan Deniz İş Kanunu'nun hükmünün genel kanun olan Türk Borçlar Kanunu'nun 402. maddesine göre öncelikli olarak uygulanması gerektiği ve Deniz İş Kanunu'nun 48. maddesinin, gemi adamlarına daha elverişli hak ve menfaatler sağlayan mevcut kanun hükümlerini saklı tuttuğu, sonradan çıkan kanunları kapsamadığı gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Gemi adamı olarak çalışan davacının fazla çalışma ücretlerinin %25 zamlı yerine %50 zamlı ödenmesi gerektiği talebiyle açtığı alacak davasında, Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 402. maddesi arasında uygulamada öncelikli olan hükmün hangisi olduğuna ilişkin hukuki uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz İş Kanunu'nun özel kanun hükmü olması, fazla çalışma ücretinin hesaplanma yöntemi konusunda açık hüküm içermesi ve Türk Borçlar Kanunu'nun 402. maddesinin gemi adamlarına ilişkin açık bir düzenleme içermemesi, ayrıca Deniz İş Kanunu'nun 48. maddesinin daha sonraki tarihli genel kanunlar karşısında saklı hak teşkil edemeyeceği gözetilerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Deniz İş Kanunu kapsamında çalışan bir gemiadamının hizmet akdinden kaynaklanan alacaklarından, işverenle hizmet alım sözleşmesi imzalamış şirketin de sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz İş Kanunu'nda asıl işveren-alt işveren ilişkisine dair bir düzenleme bulunmadığı, 4857 sayılı İş Kanunu'nun deniz taşımacılığında uygulanmayacağı ve 5510 sayılı Kanun'un 12. maddesinin işçilik alacakları için değil sigorta yükümlülükleri için geçerli olduğu gözetilerek, davalı şirketin gemiadamının işçilik alacaklarından sorumlu tutulmasının hatalı olduğu ancak davalılar arasındaki sözleşmenin muvazaalı niteliği ve işçi teminine yönelik olması nedeniyle davalı şirketin sorumluluğunun devam ettiği, ayrıca ilk derece mahkemesinin hizmet süresi ve faiz oranı tespitinde hatalı olduğu gerekçesiyle, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Deniz iş kanununa tabi gemi adamlarının fazla mesai ücretlerinin %25 zamlı mı yoksa %50 zamlı mı hesaplanması gerektiği hususunda ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesinde fazla çalışma ücretinin %25 zamlı hesaplanacağı açıkça düzenlendiği, özel kanun olan Deniz İş Kanunu'nda yer alan bu açık hüküm karşısında, genel kanun hükmü olan Türk Borçlar Kanunu'nun 402. maddesinin uygulanamayacağı, Deniz İş Kanunu'nun 48. maddesindeki "saklı haklar" hükmünün ise daha sonra çıkacak kanunlar için değil, o tarihte yürürlükte olan kanunlardaki gemi adamlarına daha elverişli haklar için geçerli olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Gemi adamı olarak çalışan davacının fazla çalışma ücretlerinin %25 zamlı mı yoksa %50 zamlı mı hesaplanması gerektiği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesinde fazla çalışma ücretinin %25 zamlı hesaplanacağı açıkça belirtildiği, özel kanun olan Deniz İş Kanunu'nun genel kanun olan Türk Borçlar Kanunu'na göre öncelikle uygulanması gerektiği ve Deniz İş Kanunu'nun 48. maddesinin daha sonraki tarihli genel kanunlara karşı saklı hak teşkil etmediği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Deniz iş kanununa tabi gemi adamlarının fazla çalışma ücretlerinin %25 zamlı mı yoksa %50 zamlı mı hesaplanması gerektiği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesinde gemi adamlarına yapılacak fazla çalışma ücretinin %25 zamlı olarak hesaplanacağı açıkça belirtildiği, Deniz İş Kanunu'nun 48. maddesinin ise yalnızca yürürlükteki kanunlara atıfta bulunduğu, sonradan yürürlüğe girecek kanunları kapsamadığı ve özel kanun olan Deniz İş Kanunu'nun genel kanun olan Türk Borçlar Kanunu'na göre öncelikli olarak uygulanması gerektiği gözetilerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının davalıya ait malikhanede yaptığı işin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında olup olmadığı ve görevli mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının davalıya ait malikhanede ev hizmetlerinde çalıştığı, bu hizmetlerin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 4. maddesinin (e) bendi uyarınca İş Kanunu kapsamı dışında kaldığı ve Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olduğu değerlendirilerek uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının yaptığı işin ev hizmeti niteliğinde olup olmadığına ve buna bağlı olarak iş mahkemesinin görevli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının bahçede hayvan bakımı, bahçe işleri ve bekçilik gibi işlerde çalıştığı, bu işlerin ev hizmeti kapsamında değerlendirilemeyeceği ve İş Kanunu kapsamında olduğu gözetilerek, iş mahkemesinin görevli olduğuna ve yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.