Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“İcra İflas Suçları”
- Uyuşmazlık: İcra dairesince tahliye edilip hak sahibine teslim edilen taşınmaza tekrar girilmesi suçundan açılan davaya bakma görevinin icra mahkemesinde mi yoksa sulh ceza mahkemesinde mi olduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: İcra ve İflas Kanunu'nun 346. maddesinin, icra dairelerince teslim edilen taşınmazlara tekrar girme suçuna ilişkin davalara icra mahkemesinde bakılacağını açıkça belirtmesi ve 5235 sayılı Kanun'un ayrıca görevli mahkeme öngören kanun hükümlerini saklı tutması gözetilerek yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İcra ve İflas Kanunu'nun on altıncı babında yer alan takibi şikâyete bağlı suçlar bakımından Ceza Muhakemesi Kanunu'nda (CMK) düzenlenen uzlaştırma hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: İcra ceza muhakemesinin, CMK’da düzenlenen ceza muhakemesinden farklı usul ve amaçlara sahip olması, İİK’nın 354. maddesinde davanın ve cezanın düşmesine ilişkin özel bir düzenlemenin bulunması, uzlaştırma kurumunun kural olarak soruşturma aşamasında uygulanması gerekirken, icra ceza muhakemesinde soruşturma aşamasının bulunmaması ve kanun koyucunun dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra takibi şikâyete bağlı suçlar bakımından uzlaştırma kurumunun uygulanmasının zorunlu olduğuna ilişkin bir düzenlemeye CMK ve İİK'da yer vermemiş olması gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında hileli iflas suçundan eksik araştırma ile karar verilip verilmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Hileli iflas suçunun oluşumu için failin mal varlığını kaçırmaya yönelik tasarrufta bulunmuş olması ve bu tasarrufun ortaya çıkmasını önlemek amacıyla ticari defter, kayıt veya belgeleri gizlemesi veya yok etmesi gerektiği, bu şekilde bir tasarruf olmadan failin ticari defter, kayıt veya belgeleri gizlemesi veya yok etmesinin hileli iflas suçunu oluşturmayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Geçit hakkı tesis edilen taşınmaza müdahale edilmesi nedeniyle sanığın resmen teslim olunan mala el konulması suçundan cezalandırılıp cezalandırılmayacağı ve görevli mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Geçit hakkına müdahalenin İİK m.343'te düzenlenen icra suçu kapsamında kaldığı ve bu suça bakma görevinin İİK m. 346 uyarınca icra mahkemesine ait olduğu, dolayısıyla yerel mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekirken yargılamaya devamla hüküm kurmasının isabetsiz olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Ticareti usulüne aykırı terk suçunda, ödeme emri tebliğinin usulsüz olması halinde, icra ceza mahkemesinin bunu re'sen dikkate alıp alamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Ticareti usulüne aykırı terk suçunda alacaklının şikayet hakkının doğması için icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra ceza mahkemelerinin şikayetin usulüne uygun olup olmadığını denetlemek zorunda olduğu ve bu kapsamda ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğünü re'sen göz önünde bulundurabileceği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Limited şirketin münferiden temsile yetkili müdürünün İcra İflas Kanunu'nun 44. ve 337/a maddeleri uyarınca ticareti terk suçunu işleyip işleyemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: İcra İflas Kanunu'nun 44. maddesindeki "ticareti terk eden tacir" ibaresinin gerçek kişi tacirlerle sınırlı olmadığı, limited şirket müdürlerinin de şirketin ticareti terk etmesi halinde bu maddedeki yükümlülüklere aykırı davranmaları durumunda 337/a maddesi uyarınca cezalandırılabileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının isabetli olduğu ve dosyanın esastan incelenmek üzere daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcra mahkemesinin aynı anda hukuk ve ceza işlerine bakabilen tek bir mahkeme mi, yoksa icra hukuk mahkemesi ve icra ceza mahkemesi olarak görev bakımından ayrılmış bağımsız mahkemeler mi olduğu.
Gerekçe ve Sonuç: İcra mahkemelerinin İcra ve İflas Kanunu ile kurulan tek bir özel mahkeme olduğu, aynı mahkemenin farklı esas defterleri üzerinden ve farklı sıfatlarla hem hukuk hem de ceza işlerine bakabileceği, bu nedenle icra hukuk mahkemesi ve icra ceza mahkemesi şeklinde bağımsız iki ayrı mahkeme bulunmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İcra İflas Kanunu'nun 345/a maddesinde düzenlenen "sermaye şirketinin iflasını istememe" suçundan yapılan şikayetin süresinde olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Suçun oluşumu için iflas koşullarının oluştuğu tarihin tespiti gerektiği, yerel mahkemenin ise bu tespiti yapmadan icra takibinin kesinleştiği tarihi suç tarihi olarak kabul edip eksik incelemeyle şikayet hakkının düştüğüne karar vermesi isabetsiz görülerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İcra ceza mahkemesince verilen hükümde kanun yolu bildiriminde yer alan temyiz süresi ve başlangıcıyla ilgili hatanın, eski hale getirme sebebi sayılıp sayılmayacağı ve sanık müdafiinin temyizinin süresinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'ndaki suçlara ilişkin kanun yollarının karmaşık yapısı ve avukatların dahi yanılgıya düşebilecek olması, hükmün tefhiminden itibaren işlemesi gereken temyiz süresinin, mahkemece tebliğden itibaren işleyeceği şeklinde yapılan yanıltıcı kanun yolu bildiriminin sanık müdafii için hak kaybına yol açabileceği gözetilerek Özel Daire'nin, sanık müdafiinin temyiz istemini süresinde kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcra takibine yapılan itirazın süresinde olup olmadığı ve icra müdürünün tutanağının geçerliliği hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İcra ve İflas Kanunu'nun 8. maddesi ve İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği'nin 22/2. maddesi gereğince, icra dairesinin tuttuğu tutanakların aksi, aynı nitelikte bir belge ile ispatlanana kadar muteber olduğu, somut olayda ise borçluların itiraz dilekçelerinin ödeme emri tebliğ tarihi olan 08.04.2013 tarihinde verildiği iddiasına rağmen, bunu destekler hiçbir delilin bulunmadığı, aksine icra müdürlüğünün tutanağa 14.01.2014 tarihinde itiraz dilekçelerini geçirdiği gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Direnme kararına karşı temyiz süresini geçiren sanık müdafiinin eski hale getirme talebinde bulunmasının ardından, kanun yolu bildiriminde eksiklik bulunup bulunmadığı ve temyiz talebinin süresinde yapılıp yapılmadığı hususunda yerel mahkeme ile Yargıtay arasında uyuşmazlık çıkmıştır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık müdafiinin, kanun yolu bildiriminde başvuru şeklinin gösterilmemiş olmasını eski hale getirme nedeni olarak ileri sürmesine rağmen, avukatın kanun yollarına başvuru usulünü bildiğinin ve başvuru şeklinin gösterilmemesinin hak kaybına yol açmadığının kabulüyle, eski hale getirme talebi reddolunmuş ve kanuni süresinden sonra yapılan temyiz başvurusu da reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: İcra takibine konu kambiyo senedinde imzanın sahte olduğu iddiası üzerine takibin durdurulup durdurulmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Borçlunun, kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı ve borçlanma iradesi dışında atılan imzanın üzerine sonradan bilgisayar ortamında metin eklenerek senet haline getirildiği iddiası, imzaya itirazın yanı sıra borca itiraz niteliğinde de bulunduğundan ve İcra ve İflas Kanunu'nun 169/a maddesi uyarınca icra mahkemesinin bu itirazı inceleyip sonucuna göre karar vermesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.