Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“İnfazın Durdurulması”
- Uyuşmazlık: Mahkumiyet kararının vekile tebliğ edilmesi gerekirken sanığa tebliğ edilerek usulsüz şekilde kesinleştirilmesi ve bu karara dayalı olarak cezanın infaz edilmesi nedeniyle açılan tazminat davasında hakimin hukuki sorumluluğunun bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. maddesine aykırı olarak, sanığın vekili varken mahkumiyet kararının sanığa tebliğ edilmesi ve bu usulsüz tebligata rağmen infazın durdurulması talebinin reddedilmesi suretiyle açık ve kesin kanun hükmüne aykırı hareket edildiği ve davacının bu sebeple hukuka aykırı olarak özgürlüğünden yoksun bırakılması nedeniyle oluşan zararın tazmini gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, daha önce aynı fiilden dolayı hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş bir kişi hakkında yeniden kamu davası açması nedeniyle görevi kötüye kullanma suçundan mahkum edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra yeni bir delil ortaya çıkmadığı halde, CMK’nın 172/2. maddesine ve Cumhuriyet savcılarının görev ve yetkilerini düzenleyen 5235 sayılı Kanun’un 20/1-2. maddesine aykırı şekilde, aynı fiilden dolayı şüpheli hakkında yeniden kamu davası açarak görevinin gereklerine aykırı davrandığı, bu eylemi ile şüphelinin lekelenmeme hakkını ihlal ettiği, yargılama giderlerinin hazine üzerinde bırakılmasına neden olduğu ve kamu zararına yol açtığı gözetilerek, sanığın görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine ilişkin hükmün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 671 sayılı KHK ile koşullu salıverilme oranının değiştirilmesi sonrasında, denetim süresi içinde işlenen suç nedeniyle koşullu salıvermenin geri alınması kararına karşı yapılan itirazda, yeni koşullu salıverilme oranının ve denetim süresinin dikkate alınıp alınmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Koşullu salıverilme ve denetim süresine ilişkin yasal değişikliklerin hükümlü lehine olması ve lehe kanun ilkesi gereğince uygulanması gerektiği, 5275 sayılı Kanun'un 107. maddesinin ilgili fıkralarının bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, denetim süresini yükümlülüklerine uygun ve iyi hâlli olarak geçiren hükümlünün cezasının infaz edilmiş sayılacağı gözetilerek, 671 sayılı KHK ile getirilen yeni koşullu salıverilme oranına göre denetim süresinin yeniden hesaplanması gerektiği ve bu süre içinde suç işlenmemişse koşullu salıvermenin geri alınmaması gerektiği sonucuna varılarak, yerel mahkemenin infazın durdurulması kararının ve Özel Daire’nin bozma talebinin reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yargılamanın yenilenmesi sonucunda verilen onama kararına karşı yapılan itirazın kabul edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Yargılamanın yenilenmesi kararının, yeni delilin etkisini değerlendirmekle sınırlı olması ve bu kapsam dışında kalan, daha önce yargılamada değerlendirilmiş hususlara yönelik itirazın mümkün olmadığı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Temyiz incelemesi sonucu onanan mahkûmiyet hükmünün infaz aşamasında, sanık hakkında tekerrüre esas alınan hükmün kesinleşmediğinin anlaşılması ve adli sicil kaydından silinmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın sanığın adli sicil kaydında bulunan başka bir hükmün tekerrüre esas alınması talebiyle itiraz yoluna başvurup başvuramayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın itiraz yetkisinin olağanüstü bir kanun yolu olması ve infaz aşamasındaki tekerrür hükümlerine ilişkin uyuşmazlıkların 5275 sayılı Kanun'un 98. maddesi uyarınca hükmü veren mahkemece değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcra memurunun iflas erteleme davası kapsamında verilen tedbir kararları doğrultusunda kaldırdığı ihtiyatî hacizleri, alacaklının talebi üzerine tekrar tesis etmesinin yeni bir haciz işlemi olup olmadığı ve bu işlemin geçerliliği.
Gerekçe ve Sonuç: İcra memurunun, tedbir kararına rağmen tesis ettiği ihtiyatî haczin kaldırılması talebini önce kabul edip daha sonra alacaklının talebiyle bu kararından dönerek hacze devam etmesinin yeni bir haciz işlemi olarak nitelendirildiği, iflas erteleme davasında verilen tedbir kararlarının bu yeni haciz işlemi için de geçerli olduğu ve bu nedenle haczin kaldırılması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcra memurunun, iflas erteleme davasında verilen tedbir kararları nedeniyle kaldırdığı ihtiyati haczin, alacaklının talebi üzerine tekrar tesis etmesinin yeni bir haciz işlemi olup olmadığı ve bu işlemin geçerliliğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İcra memurunun kendiliğinden kararından dönemeyeceği, 24.07.2014 ve 25.07.2014 tarihli tedbir kararlarının yeni tedbir kararı niteliğinde olup 24.07.2014 tarihinden sonraki işlemlerde uygulanacağı ve bu durumda 07.08.2014 tarihli haczin yeni bir haciz işlemi olarak kabul edilmesi gerektiği, bu haciz işleminin de tedbir kararlarına aykırı olduğu gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, tasarlayarak beden ve ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan altsoyu kasten öldürme suçuna asli fail veya yardım eden sıfatıyla iştirak edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, eşinin öldürme eylemini gerçekleştirebilmesi için oğlu olan maktulü kendisini savunamayacak duruma getirmek amacıyla ilaçları maktulün yediği dönere koyduğuna ve eşinin suçuna asli fail veya yardım eden sıfatıyla iştirak ettiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin mahkûmiyet kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Cezaevinde bulunan hükümlüye gerekçeli kararın usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği ve hükmün kesinleşmesinden sonra yapılan temyiz talebinin geçerliliğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Cezaevinde bulunan hükümlüye kararın okunarak tebliğ edilmesi gerektiği halde tebliğin usulsüz yapıldığı kabul edilse de, hükümlünün cezasını infaz etmiş olması nedeniyle hükmü öğrendiği tarihten itibaren temyiz süresinin geçtiği ve hükmün re'sen temyize tabi olmadığı gözetilerek temyiz talebinin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Başka bir suçtan tutuklu sanığın, duruşmadan bağışık tutulma talebi olmamasına rağmen, hükmün açıklandığı oturuma katılımı sağlanmadan mahkûmiyet kararı verilmesinin savunma hakkını ihlal edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın duruşmada hazır bulunmasının adil yargılanma hakkının temel unsurlarından biri olduğu, sanığın bu haktan açıkça feragat etmediği sürece duruşmalara katılmasının sağlanması gerektiği, aksi halde savunma hakkının kısıtlanmış sayılacağı gözetilerek yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Başka bir suçtan hükümlü sanığın, duruşmadan bağışık tutulma talebinde bulunmamasına rağmen, hükmün açıklandığı oturuma katılımının sağlanmadan mahkûmiyetine karar verilmesinin CMK’nın 196. maddesine aykırılık teşkil edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın duruşmada hazır bulunmasının adil yargılanma hakkının temel unsurlarından olduğu, CMK'nın 196. maddesi uyarınca sanığın duruşmadan bağışık tutulmasının ancak açık talebiyle mümkün olabileceği, sanığın bu hakkından açıkça feragat etmeksizin yokluğunda hüküm kurulmasının savunma hakkını ihlal ettiği gözetilerek, yerel mahkeme hükmünün bozulmasına ve sanığın tahliyesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun sabit olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın aşamalarda atılı suçu işlemediğine dair istikrarlı savunması, uyuşturucu maddenin bulunduğu poşetlerde sanığa ait vücut izinin tespit edilememesi, güvenlik kamerası kayıtlarında sanık ile uyuşturucu maddeyi taşıyan şahıs arasında bir bağlantıya rastlanmaması ve diğer şahsın beyanlarının çelişkili ve soyut olması sebebiyle sanığın mahkumiyeti için her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.