Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“İnternet Sitesi Benzerliği”
- Uyuşmazlık: Davalının internet sitesi alan adı, internet sitesi içeriği ve ticari unvanında davacının tescilli markasını kullanmasının haksız rekabete ve marka hakkına tecavüz teşkil edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının, davacının tescilli markasının esas unsurunu içeren bir işareti, davacının markasının tescilli olduğu sınıflarla benzerlik gösteren alanlarda kullanmasının ve davacının itibarından haksız yararlanma ihtimalinin bulunmasının marka hakkına tecavüz oluşturduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davalının marka kullanımının kısmen menine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından geliştirilen yazılımın, davacının yazılımıyla benzerlik taşıyıp taşımadığı ve davalının internet sitesinde yer alan ifadelerin haksız rekabete yol açıp açmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından geliştirilen yazılımın, davacının yazılımıyla görsel ve işlevsel açıdan benzerlik taşıdığı, bu benzerliğin haksız rekabete yol açtığı, ayrıca davalının internet sitesinde yer alan ifadelerin de aldatıcı nitelikte olup haksız rekabet oluşturduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalının, davacının ürünlerini kopyalayarak, müşterilerini çalarak ve benzer internet sitesi içeriği kullanarak haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından sunulan delillerin haksız rekabeti ispatlamaya yeterli olmadığı, özellikle de ürünlerin özgünlüğüne dair bir tescil hakkının bulunmadığı, internet siteleri ve katalog içeriklerinin farklılık gösterdiği ve ürün kodlarının kullanımının haksız rekabet oluşturmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden ve istinaf mahkemesinin de bu kararı onayan kararları onanmıştır. - Uyuşmazlık: Tasarıma tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası ile karşı dava olarak açılan tasarım hükümsüzlüğü davasına ilişkin istinaf incelemesinde, karşı davaya yönelik istinaf talebi olmamasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesi'nin karşı davada da hüküm kurmasının doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Karşı davada tüm talepleri kabul edilen tarafın karşı davaya yönelik bir istinaf istemi olmadığından ve karşı davalının da karşı davaya yönelik katılma yoluyla istinaf hakkı bulunmadığından, Bölge Adliye Mahkemesi'nin karşı davada verilen kesinleşmiş hükmü kaldırarak yeniden hüküm kurmasının usule aykırı olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı ile davalı arasındaki markaya tecavüz, haksız rekabet, marka hükümsüzlüğü, ticaret unvanının terkini ve alan adı iptali taleplerine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, davacının davalının ticari unvanı ve internet sitesi kullanımlarına karşı uzun süre sessiz kalması nedeniyle hak kaybına uğradığını kabul ederek ticaret unvanı terkin talebini reddetmesi ve diğer talepleri kısmen kabul etmesi usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacıya ait marka ile aynı hizmetleri kapsayan, davalıya ait markanın tescili nedeniyle açılan marka hükümsüzlüğü ve Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararının iptali davasında, markalar arasında benzerlik ve iltibas olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Taraf markaları arasında görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle iltibas tehlikesi bulunmadığı ve tek harften kaynaklanan baskın anlamsal farklılığın yeterli ayırt ediciliği sağladığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tescilli bir markanın izinsiz kullanımının hem marka hakkına tecavüz hem de haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6102 sayılı TTK'nın yürürlüğe girmesiyle tescilli marka hakları bakımından sadece özel kanun olan 6769 sayılı SMK hükümlerinin uygulanacağı, SMK'nın haksız rekabeti de kapsayacak şekilde özel ve üstün koruma sağladığı, bu nedenle haksız rekabet hükümlerinin SMK yanında ayrıca uygulanamayacağı gözetilerek, yerel mahkeme kararının haksız rekabetin tespiti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalının "ekoline" markasını kullanımının davacıya ait tescilli markalara ve ticaret unvanına tecavüz ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından kullanılan "ekoline" markasının davacının tescilli markaları ile ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali bulunmadığı ve görsel/fonetik açıdan benzerlik taşımadığı gözetilerek davacının marka tecavüzü ve haksız rekabet iddialarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalının, üzerinde ünlü bir hamamın görselini taşıyan mumluk ürününü, hamamın adıyla satışa sunmasının davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının ürün adını kullanmasının markasal bir kullanım olarak nitelendirilemeyeceği, davacının ilgili sınıfta marka tescilinin bulunmadığı, davalının kullanımının karışıklığa yol açmadığı ve haksız rekabet oluşturmadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanması, Yargıtay tarafından da uygun görülerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalı şirketin, davacının yurt dışında farklı bir şirket bünyesinde çalıştığı dönemdeki işçilik alacaklarından sorumlu olup olmadığı ve uyuşmazlığa hangi ülke hukukunun uygulanacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin, yurt dışındaki iş ve işe alım süreçlerindeki rolü, internet sitesinde ilgili projeye yer vermesi ve işçilere yapılan avans ödemelerinde isminin geçmesi gibi hususlar nedeniyle davacı nezdinde birlikte işverenlik algısı yarattığı, dolayısıyla külfet teorisine göre davalı şirketin işçilik alacaklarından sorumlu olduğu ve davacı ile yabancı şirket arasında yabancı dilde akdedilen iş sözleşmesinin hukuk seçimine ilişkin hükümlerinin uygulanamayacağı, davacının yabancı dil bildiğinin ispatlanamaması ve daha sıkı ilişkili hukukun da Türk Hukuku olmadığı anlaşıldığından, davacının fiilen çalıştığı işyeri hukuku olan Özbekistan hukukunun uygulanması gerektiği gözetilerek, mahkeme kararları bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kanunla kurulan ve adı kanunla belirlenen bir vakıf üniversitesinin, ticari faaliyetlerinde kullandığı adının daha önce tescil edilmiş bir markaya tecavüz ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kamu tüzel kişiliğine sahip vakıf üniversitelerinin de fikri mülkiyet mevzuatına tabi olduğu, kanunla kurulmuş olmalarının ve adlarının kanunla belirlenmiş olmasının tescilli marka hakkına tecavüzü meşrulaştırmayacağı, davalı üniversitenin adını ticari faaliyetlerinde markasal olarak kullanmasının davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın mağdura yönelik eylemlerinin bir kısmının mağdur 15 yaşından küçükken, bir kısmının ise 15 yaşını doldurduktan sonra gerçekleştirilmesi nedeniyle, bu eylemlerin zincirleme suç kapsamında tek bir çocuğun cinsel istismarı suçu olarak mı yoksa ayrı ayrı çocuğun cinsel istismarı ve reşit olmayanla cinsel ilişki suçları olarak mı değerlendirilmesi gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun cinsel istismarı suçu ile reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun, hukuki konuları aynı olmakla birlikte muhakeme şartları ve maddi unsurları bakımından farklılıklar içermesi, birbirlerinin daha ağır veya daha hafif cezayı gerektiren nitelikli halleri olarak kabul edilemeyecekleri ve TCK’nın 43. maddesi anlamında "aynı suç" kapsamında değerlendirilemeyecekleri gözetilerek, sanığın mağdur 15 yaşını tamamlamadan önceki eylemleri nedeniyle çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 15 yaşını tamamladıktan sonraki eylemleri nedeniyle ise reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.