Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“İrat Biçiminde Nafaka”
- Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen yoksulluk nafakasının irat biçiminde değil, toptan ödenmesi gerektiği iddiası.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, yaşları ve ortak çocuklarının bulunmaması gibi hususlar değerlendirilerek, yoksulluk nafakasının irat biçiminde değil, bir defaya mahsus olmak üzere toptan ödenmesi gerektiği gözetilerek, mahkeme kararının yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında yoksulluk nafakasının toptan mı yoksa irat biçiminde mi ödenmesi gerektiği hususunda ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilik süresi ve müşterek çocuk olmaması gibi hususlar gözetilerek yoksulluk nafakasının toptan ödenmesi gerekirken irat biçiminde ödenmesine karar verilmesi doğru bulunmayıp bozmayı gerektirmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında yoksulluk nafakasının toptan mı yoksa irat biçiminde mi ödenmesi gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evliliğin süresi ve müşterek çocuklarının bulunmaması gibi hususlar dikkate alındığında yoksulluk nafakasının toptan ödenmesi gerektiği, bu husus değerlendirilmeden irat biçiminde ödenmesine karar verilmesinin isabetli olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı kadının, yargılama sürecinde yeniden evlenmesi nedeniyle yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddine ilişkin yerel mahkeme kararına karşı yapılan temyiz üzerine, Özel Daire'nin bozma ilamına karşı direnme kararı verilmesi üzerine oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmesi gerektiği, nafaka alacaklısının yeniden evlenmesinin TMK m. 176/3 uyarınca yoksulluk nafakasını kendiliğinden sona erdiren bir sebep olduğu, ancak davanın açıldığı tarihte davacının evli olmadığı ve yoksulluk nafakasının artırılmasını talep etmesinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, bu sebeple davanın açıldığı tarih ile davacının yeniden evlendiği tarih arasında geçen süre için yoksulluk nafakasının TÜİK tarafından yayınlanan ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Asgari ücretle çalışan nafaka alacaklısının yoksulluğunun ortadan kalkıp kalkmadığı ve nafaka yükümlüsünün işsiz olması halinde yoksulluk nafakasının kaldırılıp kaldırılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Nafaka alacaklısının asgari ücretle çalışmasının yoksulluğunu ortadan kaldırmadığı, ancak nafaka yükümlüsünün de işsiz ve geliri olmadığı, kendi kusurundan kaynaklanmayan nedenlerle çalışamadığının tanık beyanlarıyla sabit olduğu, bu durumda nafakaya devamının nafaka yükümlüsünün mağduriyetine neden olacağı ve TMK m.1 hükmü uyarınca kanunun lafzı ve ruhu birlikte değerlendirildiğinde nafaka yükümlüsünün mali gücünün bulunmamasının da nafakayı kaldıran bir sebep olarak yorumlanması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Boşanma nedeniyle hükmedilen yoksulluk nafakasının, nafaka yükümlüsünün sağlık sorunları nedeniyle işsiz kalması ve nafaka alacaklısının asgari ücretle çalışmaya başlaması sebebiyle kaldırılıp kaldırılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Nafaka yükümlüsünün kusurundan kaynaklanmayan sebeplerle yoksulluğa düşmesi halinde, TMK'nın 1. maddesi gereği ve yoksulluk nafakasının sosyal ve ahlaki temelleri de gözetilerek, nafaka yükümlüsünün mali gücünün kalmaması ve nafaka alacaklısının asgari ücretle çalışmaya başlamasının birlikte değerlendirilmesi neticesinde nafakanın kaldırılmasının hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Asgari ücretle çalışan davalı kadının yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi üzerine, davalının yoksulluğunun ortadan kalkıp kalkmadığı ve buna bağlı olarak nafakaya ilişkin verilen kararın hukuka uygun olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem nafaka alacaklısı kadının hem de nafaka yükümlüsü erkeğin asgari ücret seviyesinde geliri olduğu ve her ikisinin de yoksul sayılabileceği, yoksulluk nafakasının amacının alacaklıyı zenginleştirmek değil asgari yaşam koşullarını sağlamak olduğu, bu durumda yoksulluk nafakasının kaldırılmasına dair verilen yerel mahkeme kararının hukuka uygun olduğu gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında yoksulluk nafakası bağlanan eşin, sonradan çalışmaya başlaması nedeniyle, yoksulluk nafakasının tamamen mi yoksa kısmen mi kaldırılacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yoksulluk nafakasına hükmedilen eşin sonradan asgari ücretin biraz üzerinde bir gelire sahip olarak çalışmaya başlamasının yoksulluğun tamamen ortadan kalkması anlamına gelmediği, bu durumda tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile mevcut denge gözetilerek nafakanın hakkaniyete uygun bir miktarda indirilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddi üzerine yapılan temyiz sonucu bozma ilamına karşı verilen direnme kararının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının boşanma davası sonucu yoksulluğa düşmediği, aksine kira geliri de dahil olmak üzere elde ettiği gelirin asgari yaşam standardını sağlayacak düzeyde olduğu ve davacının da nafaka ödeme gücünün bulunmadığı gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında yoksulluk nafakasının toptan mı yoksa irat biçiminde mi ödenmesi gerektiği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilik süresi, yaşları ve ortak çocuklarının bulunmaması gibi hususlar değerlendirilerek yoksulluk nafakasının irat biçiminde değil, toptan ödenmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında yoksulluk nafakasının toptan mı yoksa irat biçiminde mi ödenmesi gerektiği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla diğer taraftan yoksulluk nafakası isteyebileceği, ancak nafakaya hükmedilirken tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücü ve isteklerinin değerlendirilerek toptan veya irat biçiminde ödenmesine karar verilebileceği gözetilerek, bu hususların değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşanma protokolü ile kararlaştırılan yoksulluk nafakasının, nafaka yükümlüsünün ekonomik durumunun kötüleşmesi nedeniyle kaldırılması talebi üzerine, mahkemenin yapması gereken araştırma ve incelemenin kapsamı ve buna bağlı olarak nafakanın tamamen kaldırılıp kaldırılmayacağı veya indirim yapılıp yapılmayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların boşanma tarihli ekonomik ve sosyal durumları ile dava tarihli ekonomik ve sosyal durumlarının karşılaştırılması ve bu doğrultuda nafaka yükümlüsünün ekonomik durumundaki değişimin nafaka miktarına etkisinin değerlendirilmesi gerektiği, bu incelemenin yapılmadan, nafakanın kaldırılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.