Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Şahsileştirme Hükümleri”
- Uyuşmazlık: Taksirle ölüme neden olma suçundan hükümlü sanık hakkında verilen hapis cezasının para cezasına çevrilmemesi ve ertelenmemesi hususunda yerel mahkemece gösterilen gerekçenin yeterli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, sanık hakkında para cezasına çevirme ve erteleme hükümlerini uygulamayıp, sadece kanun maddelerinde yer alan ifadeleri tekrarlamak suretiyle gerekçe göstermesinin yetersiz olduğu ve dosya kapsamıyla örtüşmediği gözetilerek, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin bozma kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma nedeninin sanık hakkında iki yıldan az hapis cezası verilmesini gerektirmesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya erteleme hükümlerinin uygulanma ihtimalinin doğması halinde, Özel Dairece doğrudan karar verilip verilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kanun yararına bozma nedeninin, hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya erteleme gibi kişiselleştirme hükümlerinin uygulanmasını gerektirmesi halinde, davanın esasının çözülmemiş sayılması ve bu hükümlerin takdiri gerektirmesi nedeniyle CMK'nın 309/4-b maddesi uyarınca yerel mahkemede yeniden yargılama yapılmasının gerektiği, bu nedenle de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının CMK'nın 310/1. maddesi uyarınca kanun yararına bozma yoluna başvurma yetkisinin bulunmadığı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabul edilmiş, Özel Dairenin bozma kararı kaldırılmış ve dosya Adalet Bakanlığı'na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında kasten yaralama ve tehdit suçlarından verilen mahkûmiyet hükümleriyle ilgili olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması (CMK m. 231) ve hapis cezasının ertelenmesi (TCK m. 51) hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı ve tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın adli sicil arşiv kaydındaki mahkûmiyetlerin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmediği, ancak suç işleme eğiliminin değerlendirilmesinde dikkate alınabileceği, sanığın yargılama sürecindeki tutum ve davranışları ile suçun niteliği gözetildiğinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve cezanın ertelenmesine yer olmadığına dair mahkemenin gerekçesinin yeterli olduğu ve tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında değerlendirilmesinin ise infaz aşamasında mümkün olduğu değerlendirilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İmar kirliliğine neden olma suçundan sanık hakkında verilen mahkûmiyet kararında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verilmemesinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İmar kirliliğine neden olma suçunda, TCK'nın 184/5. maddesinde düzenlenen ve binanın imar planına uygun hale getirilmesi halinde davanın düşmesi veya cezanın ortadan kalkmasını öngören özel etkin pişmanlık hükmü varken, failin bu imkândan yararlanmaması halinde, HAGB'nin uygulanma imkânı bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: HAGB kararı verilmesine engel teşkil eden "denetim süresi içinde kasıtlı suçtan mahkumiyet" koşulunun, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasından önce mi yoksa sonra mı değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin yargılama.
Gerekçe ve Sonuç: HAGB hükmünün diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce değerlendirilmesi gerektiği ve bu nedenle sanığın daha önce HAGB kararının denetim süresi içinde işlediği suçtan dolayı TCK 51. madde uyarınca cezasının ertelenmiş olmasının HAGB’ye engel teşkil etmeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma nedeninin sanık hakkında bir yıldan az hapis cezası verilmesini gerektirmesi halinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, seçenek yaptırımlar ve erteleme hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının yerel mahkemece değerlendirilmesi gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: Kanun yararına bozma sonucu verilecek cezanın miktarı itibarıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılması, seçenek yaptırımlar ve erteleme hükümlerinin uygulanma ihtimali bulunduğundan, bu hususların yerel mahkemece değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek Özel Daire’nin, CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca doğrudan daha hafif cezaya hükmettiği karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında takdiri indirim, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar ve hapis cezasının ertelenmesi hükümlerinin uygulanıp uygulanmamasına dair yasal ve yeterli gerekçe gösterilip gösterilmediğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın yargılama sürecindeki tutum ve davranışları, pişmanlık durumu, sabıka kaydının bulunmaması, suçun işleniş biçimi ve oluşan zarar gibi hususlar değerlendirilerek, yerel mahkemenin takdiri indirim, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar ve hapis cezasının ertelenmesi hükümlerinin uygulanmamasına dair gerekçelerinin yasal ve yeterli olmadığı gözetilerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının ertelenmesine karar verilirken gösterilen gerekçenin, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken gösterilen gerekçe ile çelişip çelişmediği ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmamasına ilişkin kararın yasal ve yeterli gerekçe içerip içermediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair karar gerekçesinin yetersiz ve hapis cezasının ertelenmesine ilişkin gerekçe ile çelişkili olması, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanma şartlarının oluştuğu halde, yerel mahkemece bu hususta gerekli değerlendirmenin yapılmaması ve diğer kişiselleştirme hükümleri olan erteleme müessesesine geçilmesi bozmayı gerektirmiştir. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma nedeninin sanığın cezasının hafifletilmesini gerektirmesi halinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve erteleme hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağına dair değerlendirmenin Yargıtay tarafından mı yoksa yerel mahkeme tarafından mı yapılacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kanun yararına bozma sonrasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve erteleme hükümlerinin uygulanmasının mümkün hale gelmesi durumunda, davanın esasının çözülmemiş sayılacağı ve bu hususların değerlendirilmesinin yerel mahkemece yapılması gerektiği gözetilerek Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma nedeninin sanık hakkında iki yıldan az hapis cezası verilmesini gerektirmesi halinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve erteleme hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağına ilişkin değerlendirmenin Yargıtay Özel Dairesi tarafından mı yoksa yerel mahkeme tarafından mı yapılacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen hükmün etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması nedeniyle kanun yararına bozulması üzerine, indirim sonucu uygulanabilecek cezanın iki yılın altına düşmesi nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya cezanın ertelenmesi mümkün olduğundan, bu hususlara ilişkin değerlendirmenin yerel mahkemece yapılması gerektiği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı reddedilmiş ve Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda bulunan sanık hakkında sosyal inceleme raporu alınmasının zorunlu olup olmadığı ve alınmaması halinde gerekçesinin kararda gösterilip gösterilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 15-18 yaş arası çocuklarda sosyal inceleme raporu alınması zorunlu olmamakla birlikte, bu yaş grubundaki sanıkların gelişim özellikleri ve içinde bulundukları koşulların cezanın belirlenmesinde ve şahsileştirilmesinde etkili olduğu, bu hususların da Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde kararda tartışılması gerektiği gözetilerek, sosyal inceleme yaptırılmama gerekçesinin kararda gösterilmesi gerektiğine ve bu hususun eksikliğinden dolayı yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.