Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Şekli Unsurlar”
- Uyuşmazlık: Sahte fatura kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine dair verilen hükmün, fatura asıllarına ulaşılamadığı gerekçesiyle bozulması üzerine, suça konu faturaların şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespiti için fatura asıllarının dosyada bulunmasının zorunlu olup olmadığı ve bulunmadığı takdirde diğer delillerle mahkumiyet kararı verilip verilemeyeceği noktasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Vergi Usul Kanunu'nun 227/3. maddesindeki şekil şartlarına ilişkin hükmün idari nitelikteki vergi cezaları için öngörüldüğü, ceza hukuku kapsamındaki sahte fatura kullanma suçunun ise vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetine ilişkin olup bu mahiyetin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, dolayısıyla fatura asıllarının dosyada bulunmasının zorunlu olmadığı ve diğer delillerle sanığın mahkumiyetine karar verilebileceği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının kabulüne ve Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tanzim tarihi gerçeği yansıtmadığı ileri sürülen kambiyo senedinin, kambiyo senedi vasfı haiz olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bono metninde yer alan tanzim tarihinin gerçek tanzim tarihiyle örtüşmesinin gerekmediği, şekli bir unsurun bulunmasının yeterli olduğu, şeklen geçerli bir kambiyo senedinde senet metninden anlaşılamayan hususların icra mahkemesinde incelenmesinin mümkün olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı marka başvurusu ile davacı markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunup bulunmadığına ve davalı markasının hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı marka başvurusunda kullanılan işaretin, davacının tanınmış markasında yer alan şekil unsuru ile aynı olması, harf unsurunun davacı markasının kısaltması olması ve hizmetlerin aynı olması nedeniyle 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma ihtimali olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mahkemenin direnme kararında, HUMK 388. maddeye aykırı olarak hüküm fıkrası oluşturulmaması ve yalnızca "önceki kararda direnilmesine" denilmesi nedeniyle kararın şekli unsurları yönünden usule aykırı olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararlarında, HUMK'nın 388. maddesi uyarınca, hüküm sonucu kısmında gerekçeye dair herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hüküm ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakların açıkça gösterilmesi gerektiği, bu kurala uyulmaksızın yalnızca "önceki kararda direnilmesine" şeklinde karar verilmesinin usule aykırı olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Aktif çalışma hayatı içinde olmayan emeklilerin sendika kurma hakkının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 51. maddesinin sendika kurma hakkını yalnızca çalışanlar ve işverenler için öngörmesi, uluslararası sözleşmelerle Anayasa arasında aynı konuda farklı hükümler olması durumunda Anayasa hükümlerinin esas alınması gerektiği ve aktif çalışma hayatı içinde olmayan emeklilerin sendika kurma hakkının Anayasal dayanağının bulunmaması gözetilerek, emekliler tarafından kurulan sendikanın yok hükmünde olduğuna ve yerel mahkemenin bu yöndeki kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının davalı işveren nezdinde 01.12.2005-06.08.2015 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak çalıştığının tespitine ilişkin direnme kararının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı işverenin iş organizasyonunun niteliği, davacının yaptığı işin niteliği, işin denetim şekli, ücretin belirlenme şekli ve bağımlılık unsurunun varlığı gibi hususlar yeterince araştırılmadan ve bozma kararında belirtilen hususlar gözetilmeden önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu mera vasfında sınırlandırılan taşınmazların mülkiyeti iddiasıyla açılan davada, taşınmazların zilyetlikle iktisap edilip edilmediği ve mera bütünlüğünü bozup bozmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Çekişmeli taşınmazların komşu parsellerin mera niteliğinde olması ve aralarında ayırıcı unsur bulunmaması, meraların kullanım şekli itibariyle bütünlük arz etmesi gözetilerek, mera bütünlüğünü bozacak şekilde özel mülkiyet iddiasının kabulünün mümkün olmadığı gerekçesiyle, yerel mahkemenin davacıların mülkiyet taleplerini kısmen kabulüne ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün, eksik araştırmaya dayalı olup olmadığı ve farklı takvim yıllarındaki eylemlerin tek suç olarak kabul edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Vergi Usul Kanunu'nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki "hiç düzenlenmemiş sayılır" ibaresinin ceza hukuku kapsamında uygulanmaması, sahte fatura düzenleme suçunun unsurlarının oluşması için şekil şartlarının aranmaması, ancak sanığın savunması ve diğer deliller göz önüne alındığında, suça konu faturaları kullanan mükellefler hakkında ve sanığın savunmasında adı geçen şahıs hakkında araştırma yapılmadan eksik kovuşturma ile hüküm kurulması gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin TCK'nın 106/1-1. cümlesi yerine 106/1-2. cümlesi uyarınca cezalandırılması ve eylemin uzlaştırma kapsamında olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, "Bu evi de seni de yakarım" sözleriyle eşini tehdit etmesinin TCK'nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen nitelikli tehdit suçunu oluşturduğu, ancak yerel mahkemece daha hafif cezayı gerektiren TCK'nın 106/1-2. cümlesi uygulandığı, ayrıca 6763 sayılı Kanun ile tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı gözetilerek, yerel mahkeme hükmü, suç vasfının tespiti ve uzlaştırma hükümlerinin uygulanması için bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın, brandayla kapatılmış balkona ateş ederek bir çocuğun ölümüne sebebiyet verdiği olayda, TCK'nın 30/2. maddesinde düzenlenen hata hükmünün uygulanıp uygulanamayacağı ve sanığın eyleminin olası kastla nitelikli öldürme suçunu mu yoksa olası kastla öldürme suçunu mu oluşturduğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, maktul çocuğun bulunduğu balkona ateş ederken, orada bir çocuğun olduğunu bilmediği ve öngöremediği, ancak genel olarak orada birinin olabileceğini öngördüğü gözetilerek, TCK'nın 30/2. maddesindeki hata hükmünün uygulanamayacağına ve sanığın eyleminin olası kastla nitelikli öldürme suçunu oluşturduğuna karar verilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, keşif heyetine hakaret etmesi nedeniyle hakkında verilen hükümde TCK 30/2'de düzenlenen hata hükmünün uygulanıp uygulanamayacağı, hakaret suçunun aleniyet unsurunun oluşup oluşmadığı ve TCK 53. maddedeki hak yoksunluğunun kapsamı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, hakaret ettiği kişilerin keşif heyeti olduğunu bilmediğine dair savunmasının tanık beyanlarıyla çeliştiği, hakaret fiilinin işlendiği apartman boşluğunun aleniyet unsurunun gerçekleşmesi için gerekli koşulları taşımadığı ve TCK 53. maddedeki hak yoksunluğuna ilişkin hükmün Anayasa Mahkemesi kararıyla uyumlu şekilde uygulanmadığı gözetilerek yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın, eşini kaçıran kişiyi öldürmek isterken hata ile kardeşini öldürdüğü olayda, tasarlayarak öldürme suçunun nitelikli halinin ve haksız tahrikin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda yerel mahkeme ile Yargıtay arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, eşini kaçıran kişiyi öldürmek isterken hata ile kardeşini öldürmesi nedeniyle TCK'nın 30/2. maddesi gereğince hatasından yararlanması gerektiği, bu nedenle tasarlamanın uygulanamayacağı, ancak hatasının kaçınılabilir olması nedeniyle de haksız tahrik hükümlerinden yararlanamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.