Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Şirket Borçları”
- Uyuşmazlık: Davacı ortağın, limited şirketin borçlarını ödediği iddiasıyla, diğer ortaktan ödediği miktarın davalı ortağa düşen kısmının tahsiline yönelik açtığı alacak davasında, davalı ortağın sorumluluğunun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı ortağın ödediğini iddia ettiği limited şirket borçlarının niteliği, davacının bu ödemeleri kendi şahsi malvarlığından mı yoksa şirket malvarlığından mı yaptığı, şirketin aciz veya gayri faal durumda olup olmadığı ve varsa şirketin tasfiye dosyasındaki kayıtların incelenmesi gibi hususların eksik inceleme ile tespit edilemeyeceği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kurulan örgüte üye olmak, yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçlarından mahkûmiyetlerine ilişkin hükümlerin, eksik inceleme gerekçesiyle bozulması talebi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nin onama kararına karşı yapılan itirazın değerlendirilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların aleyhine olan delillerin ve katılanın beyanlarının yeterli ve inandırıcı bulunması, sanıkların lehlerine olan bazı delillerin ise davanın sonucunu değiştirmeyecek nitelikte olması ve yeni ortaya çıkan baz istasyonu kayıtlarının ise itiraz aşamasında değil yargılamanın yenilenmesi aşamasında değerlendirilebilecek olması gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı şirketler arasında organik bağ bulunup bulunmadığı, tüzel kişilik perdesinin aralanması koşullarının oluşup oluşmadığı ve yeni kurulan şirketin asıl borçlu şirketin borcundan sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sonradan kurulan şirketin, asıl borçlu şirketin aktif değerleriyle aynı sektörde faaliyetine devam etmesi, asıl borçlu şirketin gayri faal ve borçlarını ödeyemez durumda olması, iki şirket arasında organik bağın ötesinde iktisadi bir bütünlük bulunması ve yeni kurulan şirketin alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla kötü niyetle kurulduğu değerlendirilerek tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanması koşullarının oluştuğuna ve yeni kurulan şirketin asıl borçlu şirketin borcundan sorumlu olduğuna karar verilmiş, direnme kararı onanmış ve dosya miktar ve giderlerin incelenmesi için Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Katılma alacağı davasında, davalı tarafından evlilik birliği içerisinde satılan taşınmazların tasfiyede eklenecek değer olarak kabul edilip edilmeyeceği, faizin başlangıç tarihi ve hükmün kapsamına hangi hususların dahil edilmesi gerektiği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının, şirket borçlarını ödemek için sattığını iddia ettiği taşınmazların satışının, davacının katılma alacağını azaltmak amacıyla yapıldığının ve bu nedenle tasfiyede eklenecek değer olarak değerlendirilmesi gerektiğinin, ayrıca Yargıtay’ın ilk bozma kararında onanmayan hususlar yönünden de usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek mahkemenin yeniden hüküm kurması gerektiği, faizin ise ilk hüküm tarihinde başlaması gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı şirket ortağının, ortaklıktan ayrılmadan önce kefil sıfatıyla ödediği şirket borcunu, hisse devrine ilişkin protokol hükümleri de gözetilerek, asıl borçlu şirketten talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kefilin, şirket ortaklığından ayrılmış olsa dahi kefaleten ödediği borcu, hisse devri protokolünde aksine bir hüküm bulunmadığı ve kefilin BK m. 496 hükmü gereği alacaklının haklarına halef olarak rücu hakkına sahip olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı şirketlerden birinin diğerinin borcunu üstlenip üstlenmediği ve davacı şirketin davalı şirketlerden olan alacağına mahsuben, davalı şirketlerden birinin davacıdan olan alacağının takas edilip edilemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketler arasında organik bağ bulunduğu, davalı şirketlerden birinin diğerinin borcunu üstlendiğinin anlaşıldığı ve davalı şirketlerden birinin davacıdan olan alacağının, davacının diğer davalı şirketten olan alacağına mahsuben takas edilebileceği gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Limited şirket ortağına, şirketin prim ve işsizlik sigortası primi borçları nedeniyle, şirket alacağının tahsil edilemez olduğunun araştırılması yapılmadan ödeme emri gönderilip gönderilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un 35. maddesinde yer alan "tahsil edilemeyen" ve "tahsil edilemeyeceği anlaşılan" amme alacağı tanımları ve takip hukuku ilkeleri gözetilerek, limited şirketin malvarlığının araştırılması yapılmadan ortağa ödeme emri gönderilemeyeceği, bu araştırmanın takip aşamasında Kurum tarafından yapılması gerektiği ve yapılmayan araştırmanın yargılama aşamasında mahkemece yapılamayacağı gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı, ödeme emirlerinin iptali yerine davacı adına gönderilen ödeme emirlerinin iptali şeklinde düzeltilerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Anonim şirketin prim borcundan dolayı, şirketin eski yönetim kurulu üyesi hakkında yapılan icra takibinin iptali ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Yönetim kurulu üyesinin, şirketin prim borçlarının tahakkuk ettiği dönemin bir kısmında şirketi temsil ve ilzam yetkisinin bulunmaması haklı bir neden olarak değerlendirilerek, bu dönem için sorumluluğunun olmadığı; ancak yetkili olduğu dönemdeki borçlardan sorumlu olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanıkların, ilişkili şirkete mal satışı yapıp kira alacağını tahsil etmemeleri nedeniyle örtülü kazanç aktarımı yasağına aykırılık suçunu mu yoksa hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu mu işledikleri ve suç tarihinden sonra TCK 155'in uzlaştırma kapsamına alınmasının sanıkların hukuki durumunu etkileyip etkilemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların eylemlerinin örtülü kazanç aktarımı suçunun unsurlarını oluşturmadığı, ancak şirket malvarlığı üzerinde tevdi amacına aykırı tasarrufta bulunarak şirketi ve ortaklarını zarara uğratmaları suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu, ayrıca suç tarihinden sonra güveni kötüye kullanma suçunun uzlaştırma kapsamına alınması nedeniyle mahkemece uzlaştırma yoluna gidilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinde, davalı eşin boşanma davasından kısa süre önce sattığı taşınmazların katılma alacağını azaltmak amacıyla devredilip devredilmediği, davalı eşin borçlarının tasfiyede dikkate alınıp alınmayacağı, davalı eşe ait şirketlerin öz varlığının hesabında bu borçların düşülüp düşülemeyeceği, takas işleminin ve faiz başlangıç tarihinin doğru belirlenip belirlenmediği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı eşin, boşanma davasından önce sattığı dört adet taşınmazın, davacı eşin katılma alacağını azaltmak amacıyla devredildiğinin kabulü gerektiği, bu nedenle söz konusu taşınmazların 4721 sayılı Kanun'un 229. maddesi uyarınca eklenecek değer olarak tasfiyede dikkate alınması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İflas ertelenmesi kararı verilen şirketin yönetim kurulu başkanının, iflas ertelenmesi nedeniyle şirketin ödeyemediği prim borçlarından dolayı sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İflas ertelenmesi kararının, şirketin borçlarını ödeme imkanını ortadan kaldırdığı ve bu durumun 5510 sayılı Kanun'un 88. maddesindeki "haklı sebep" kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, dolayısıyla yönetim kurulu başkanının iflas ertelenmesi süresince tahakkuk eden prim borçlarından sorumlu olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.