Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“1086 Sayılı HUMK”
- Uyuşmazlık: Basit yargılama usulüne tabi bir davada, davanın 1086 sayılı HUMK döneminde bir kez, 6100 sayılı HMK döneminde bir kez olmak üzere iki defa takipsiz bırakılması halinde, HMK’nın 320/son maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK’nın 448. maddesindeki “tamamlanmış işlemler” istisnasının, usule ilişkin işlemlerin tamamlanmış olmasını ifade ettiği, bu nedenle önceki yasa zamanında yapılmış olan davanın işlemden kaldırılması işleminin kazanılmış hak olarak değerlendirilmesi gerektiği ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Basit yargılama usulüne tabi bir davada, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğünden önce 1086 sayılı HUMK döneminde bir kez işlemden kaldırılan davanın, yeni HMK döneminde tekrar takipsiz bırakılması halinde davanın hangi kanuna göre açılmamış sayılacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden önce 1086 sayılı HUMK döneminde bir kez işlemden kaldırılıp yenilenen davanın, yeni HMK döneminde tekrar takipsiz bırakılması halinde, önceki kanun döneminde yapılmış olan işlemler ve kazanılmış haklar gözetilerek 1086 sayılı HUMK'nın uygulanması ve davanın bu kanuna göre açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, yerel mahkemenin HMK'ya göre davanın açılmamış sayılmasına dair direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 1086 sayılı HUMK döneminde açılan bir davada, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra gider avansının dava şartı olarak talep edilip edilemeyeceği ve gider avansı yatırılmadığı için davanın reddinin doğru olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği tarihte davanın dilekçeler aşamasının tamamlanmış ve tahkikat aşamasına geçilmiş olması, HMK'nın 448. maddesi uyarınca tamamlanmış işlemlere yeni kanun hükümlerinin uygulanmaması gerektiği, bu nedenle HMK'nın 120. maddesinde düzenlenen gider avansı hükmünün uygulanamayacağı, delil avansı talep edilebileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 1086 sayılı HUMK döneminde açılan davada, 6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girmesiyle gider avansının dava şartı haline gelmesi nedeniyle eksik yatırılan avansın ikmali için verilen kesin süreye uyulmaması üzerine davanın reddine ilişkin direnme kararının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK'da gider avansı düzenlemesi bulunmadığı, 6100 sayılı HMK'nun 448. maddesi gereğince tamamlanmış işlemlerin yeni kanundan etkilenmeyeceği ve davada dilekçeler aşamasının tamamlanıp tahkikat aşamasına geçildiği gözetilerek, HMK'nun 120. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı ve sadece HMK'nun 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 1086 sayılı HUMK döneminde açılan ancak 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra işlemden kaldırılan bir istihkak davasında, HMK'nın 320/4. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasının doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK'nın 448. maddesi gereği usul hükümlerinin derhal uygulanması ilkesi ve davanın ilk işlemden kaldırılmasının yeni HMK döneminde gerçekleşmesi nedeniyle davacının HUMK'nun 409. maddesi kapsamında iki kez takipsiz bırakma hakkına sahip olmadığı gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Basit yargılama usulüne tabi ortaklığın giderilmesi davasında, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden önce HUMK döneminde bir kez işlemden kaldırılan davanın, HMK döneminde ikinci kez takipsiz bırakılması üzerine açılmamış sayılmasına karar verilip verilemeyeceği ve davacı vekilinin duruşma gününü UYAP üzerinden öğreneceğine dair beyanının, duruşma tebligatının yapılmasını gereksiz kılıp kılmadığı hususlarında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 1086 sayılı HUMK döneminde açılıp bir kez işlemden kaldırılan davanın, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonraki takipsiz bırakılmasında HUMK hükümlerinin uygulanması ve UYAP'tan öğrenme şeklinde tebligat usulü bulunmadığından davacı vekiline usulüne uygun tebligat yapılmadan davanın takipsiz bırakılamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 1086 sayılı HUMK döneminde açılan bir davada, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesiyle dava şartı olarak getirilen gider avansının talep edilip edilemeyeceği ve bu avansın yatırılmaması halinde davanın reddine karar verilip verilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK’nın 448. maddesi gereğince tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla yeni kanun hükümlerinin derhal uygulanacağı, ancak uyuşmazlığa konu davanın 1086 sayılı HUMK döneminde açıldığı ve dilekçeler aşamasının tamamlanıp tahkikat aşamasına geçildiği tarihte HMK'nın yürürlüğe girdiği gözetilerek, bu aşamada sadece HMK’nun 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği, davacıya verilen kesin süreye ilişkin ara kararında alınması gereken avansın miktarı ve hangi işlere ilişkin olduğunun belirtilmemesi ve kesin süreye uyulmamasının sonuçlarının açıklanmamasının usule aykırı olduğu gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 1086 sayılı HUMK döneminde açılan bir davada, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra gider avansı için verilen kesin sürenin usulüne uygun olup olmadığı ve gider avansı ile delil ikamesi avansının ayrılıp ayrılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın yürürlüğe girmesiyle dava şartı haline gelen gider avansının, 1086 sayılı HUMK döneminde açılan ve HMK'nın yürürlüğe girdiği tarihte dilekçeler aşamasını tamamlayıp tahkikat aşamasına geçmiş davalarda uygulanmasının mümkün olmadığı, bu aşamada sadece HMK'nın 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği, ayrıca mahkemenin gider avansı için verdiği kesin sürenin kapsam ve miktar yönünden belirsiz olduğu, kesin süreye uyulmamasının sonuçlarının açıkça belirtilmediği ve tarafın bu konuda uyarılmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Basit yargılama usulünün uygulandığı bir davada, 1086 sayılı HUMK döneminde bir, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra da bir kez işlemden kaldırılan davanın, HMK'nın 320/4. maddesi uyarınca açılmamış sayılıp sayılmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesiyle birlikte tamamlanmamış usul işlemlerine yeni kanun hükümlerinin uygulanacağı, ancak HUMK dönemindeki işlemden kaldırmanın hukuki sonuç doğurduğu ve HMK'nın yürürlüğe girdiği tarihte tamamlanmış bir işlem olduğu gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Hakim aleyhine açılan tazminat davasında, davanın 5271 sayılı CMK hükümlerine göre Ağır Ceza Mahkemesi'nde mi yoksa 1086 sayılı HUMK (6100 sayılı HMK) hükümlerine göre Yargıtay 4. Hukuk Dairesinde mi görülmesi gerektiği hususunda görev uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hakimin tutukluluğun devamı kararında gerekçe göstermemesinin HUMK m. 573/2'ye aykırı olduğu ve bu nedenle davanın hakimin yargısal faaliyetinden kaynaklanan tazminat davası olarak 1086 sayılı HUMK (6100 sayılı HMK) hükümlerine göre Yargıtay 4. Hukuk Dairesinde görülmesi gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hakimin verdiği tutuklama kararının gerekçesiz olması nedeniyle açılan tazminat davasında, 5271 sayılı CMK hükümleri yerine 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevli olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK’nın koruma tedbirleri nedeniyle devletin sorumluluğunu düzenlemesi, hakimin hukuki sorumluluğuna ilişkin 1086 sayılı HUMK’nın 573. maddesini ve bu maddenin ceza hakimlerini de kapsadığına dair içtihadı birleştirme kararını ortadan kaldırmadığı, davacının her iki yoldan birini seçebileceği, somut olayda ise davanın hakimin gerekçesiz tutuklama kararı nedeniyle HUMK’nın 573/2. maddesine dayandığı gözetilerek Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevli olduğu ve ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararın onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 1086 sayılı HUMK döneminde açılan davada, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra gider avansı yatırılmaması nedeniyle davanın reddine ilişkin yerel mahkeme kararına karşı yapılan temyiz üzerine, Özel Daire'nin bozma ilamına direnilmesi üzerine uyuşmazlık, gider avansının HMK'nun 120/2. maddesine uygun olarak istenip istenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK'nın 448. maddesi uyarınca tamamlanmış işlemlere etkili olmayacağı, davanın açıldığı tarihte HUMK'da gider avansı düzenlemesinin bulunmadığı, HMK'nın yürürlüğe girdiği tarihte davanın dilekçeler aşamasının tamamlandığı, bu nedenle HMK'nın 120. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı, sadece HMK'nın 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.