Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“120. Madde”
- Uyuşmazlık: Tüketici mahkemesinin, kredi kartı borcuna ilişkin menfi tespit davasında, faiz hesabında TBK'nın 88. ve 120. maddelerini uygulayıp uygulamamasının doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tüketiciye karşı açılan kredi kartı borcuna ilişkin davada, tüketicinin korunması amacıyla özel düzenlemelerin bulunduğu ve mahkemenin bu düzenlemeleri gözeterek faiz hesabı yapması gerektiği, TBK'nın 88. ve 120. maddelerinin uygulanmasının mümkün olmadığı değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Ticari bir kredi sözleşmesinden kaynaklanan borca uygulanacak temerrüt faiz oranının belirlenmesinde, Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve Türk Borçlar Kanunu (TBK) hükümlerinin nasıl uygulanacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Ticari işlerde faiz oranının TTK'nın 8. maddesi uyarınca serbestçe belirlenebileceği, ancak temerrüt faizi konusunda TTK'nın 9. maddesindeki yollama hükmü gereğince TBK ve ilgili mevzuat hükümlerine bakılması gerektiği, somut olayda sözleşmede temerrüt faiz oranının belirlenmemiş olması sebebiyle de TTK'nın 9. maddesi ve 3095 sayılı Kanun'un 2/3. maddesi uyarınca ticari kredilerde uygulanan akdi faizin %50 fazlasının temerrüt faizi olarak kabul edilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: TBK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davada, kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar olan dönemde uygulanacak faiz oranının belirlenmesinde TBK m. 120/2’deki sınırlamanın uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: TBK’nın yürürlük tarihinden önce doğan ve dava konusu edilen alacağa, TBK’nın yürürlüğe girdiği tarihe kadar olan dönemde, BK hükümlerine göre faiz işletilmesi gerektiği ve bu dönem için TBK m. 120/2’deki faiz sınırlamasının uygulanmasının 6101 sayılı Yürürlük Yasası’nın 1. maddesindeki ilkeye aykırı olduğu gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: 1086 sayılı HUMK döneminde açılan davada, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra mahkemece gider avansı istenmesi ve bu avansın yatırılmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine yapılan temyiz incelemesinde, gider avansına ilişkin ara kararın HMK'nın 120/2. maddesine uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK’nun yürürlüğe girdiği tarihte davanın dilekçeler aşamasının tamamlanmış ve tahkikat aşamasına geçilmiş olması, bu aşamada HMK’nın 120. maddesinin uygulanmasının mümkün olmaması ve delillerin ikamesi için avans istenecekse 324. maddenin uygulanması gerektiği gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 1086 sayılı HUMK döneminde açılan davada, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra gider avansı için verilen kesin sürenin hukuki sonuçları ve davanın reddine ilişkin kararın hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın yürürlüğe girdiği tarihte davanın dilekçeler aşamasının tamamlanmış ve tahkikat aşamasına geçilmiş olması, gider avansının dava dilekçesi ile yatırılması gereken bir masraf olması ve HMK'nın 448. maddesi gereği tamamlanmış işlemlere etkisi olmaması gözetilerek, davacıya verilen kesin sürenin HMK'nın 120. maddesine göre değil, 324. maddesine göre delil avansı olarak değerlendirilmesi ve gider avansı eksikliğinden davanın reddine karar verilemeyeceği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kooperatif genel kurulunda alınan gecikme cezası kararının yasal faiz sınırlarını aşıp aşmadığı ve bu kararın iptali için açılan davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kooperatiflerin tacir sayılması ve ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirlenebilmesi, dolayısıyla gecikme cezası kararının yasal faiz sınırlamasına tabi olmadığı, ancak kararın iptaline ilişkin davanın Kooperatifler Kanunu'ndaki hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olması gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 1086 sayılı HUMK döneminde açılan davada, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra gider avansı alınması ve bu avansın yatırılmaması nedeniyle davanın reddinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK'nın 448. maddesi gereğince yeni kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı, dava dilekçelerinin teatisi aşamasının 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tamamlandığı ve davada tahkikat aşamasına geçildiği, bu aşamada HMK'nın 120. maddesinde düzenlenen gider avansı yerine 324. maddesinde düzenlenen delil avansı hükümlerinin uygulanması gerektiği, gider avansı alınması talebinin ve davacının bu konuda kesin süre verilerek uyarılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İtiraz edilmeyerek kesinleşen ilamsız takipte, takip talebinde belirtilen aylık %10 faizin, dosya hesabında yıllık %120 oranı üzerinden mi yoksa değişen oranlarda avans faizi oranları üzerinden mi hesaplanması gerektiği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Takip talebinde faiz cinsi belirtilmediği ve talep edilen faiz oranı, takip tarihindeki yasal veya ticari faiz oranlarına denk gelmediği için alacaklının değişen oranlarda avans faizi istediği sonucuna varılamayacağı, bu nedenle itiraz edilmeyerek kesinleşen yıllık %120 oranı üzerinden dosya hesabının yapılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 1086 sayılı HUMK döneminde açılan davada, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesiyle gider avansının dava şartı haline gelmesi nedeniyle eksik yatırılan avansın tamamlanması için verilen kesin sürenin usulüne uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın açıldığı tarihte gider avansı dava şartı olmadığı, HMK’nın yürürlüğe girdiği tarihte ise dilekçeler aşamasının tamamlanıp tahkikat aşamasına geçildiği, bu nedenle HMK’nın 120. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı, delil avansı için HMK'nın 324. maddesinin uygulanması gerektiği ve mahkemenin gider avansına ilişkin ara kararında avansın kapsamını ve miktarını net olarak belirtmeyip kesin süreye uyulmamasının sonuçlarını ihtar etmediği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından tanık deliline dayanılması nedeniyle talep edilen tanık giderinin ödenmemesi üzerine davanın usulden reddine ilişkin direnme kararının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: HMK’nın 120. maddesinde düzenlenen gider avansı ile 324. maddesinde düzenlenen delil ikamesi avansının ayrı kavramlar olduğu, tanık dinletilmesi için istenen giderin delil avansı kapsamında olduğu ve davacı tarafından ödenmemesi halinde HMK’nın 324. maddesi gereğince tanık delilinden vazgeçilmiş sayılması gerektiği, gider avansı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddedilemeyeceği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından dava dilekçesinde tanık deliline dayanılması sebebiyle talep edilen tanık masrafının yatırılmamasının gider avansı eksikliği teşkil edip etmediği ve davanın usulden reddedilip reddedilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: HMK’nın 120. maddesinde düzenlenen gider avansı ile 324. maddesinde düzenlenen delil ikamesi avansının birbirinden farklı olduğu, tanık dinletme giderinin delil avansı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davacı tarafından gider avansının yatırılmış olması nedeniyle tanık dinletme giderinin yatırılmamasının davanın usulden reddini gerektirmediği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.