Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“1479 Sayılı Kanun Geçici 18. Madde”
- Uyuşmazlık: 04.10.2000 tarihinden önce Kuruma kayıt ve tescili bulunmayan davacının, limited şirket ortaklığına istinaden, anılan tarih öncesi dönem için sigortalılığının tespit edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 4956 sayılı Kanun'un 47. maddesi ile 1479 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 18. madde uyarınca, 04.10.2000 tarihinden önce Kuruma kayıt ve tescili bulunmayan sigortalıların sigortalılıklarının 04.10.2000 tarihinden itibaren başlayacağı ve davacının da bu tarihten önceki dönemler için borçlanma talebinde bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 3201 sayılı Kanuna göre 4759 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden sonra yapılan yurtdışı borçlanmasına rağmen sigortalılık başlangıç tarihinin nasıl belirleneceği ve yaşlılık aylığı koşullarının 506 sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesine göre mi yoksa 4759 sayılı Kanunla değişik 60. maddesine göre mi değerlendirileceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Uluslararası sözleşmelerin iç hukuk normlarından üstünlüğü ve 3201 sayılı Kanun ile sağlanan hakların korunması amacıyla, yurtdışında geçen sürelerin borçlanılması halinde sigortalılık başlangıç tarihinin sözleşme hükümlerine göre belirleneceği ve 506 sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesi uyarınca yaşlılık aylığı koşullarının değerlendirileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmış ancak yaşlılık aylığı tahsis koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının 4956 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önceki bağımsız çalışma süresinin tespiti talebinde, 1479 sayılı Kanun'un Geçici 18. maddesindeki borçlanma hakkını kullanıp kullanamayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 1479 sayılı Kanun'un Geçici 18. maddesinde belirtilen altı aylık süre içinde Kuruma yazılı başvuruda bulunup bulunmadığı veya prim ödeyerek borçlanma iradesini gösterip göstermediğinin tespit edilmesi gerektiği, aksi halde 04.10.2000 tarihi öncesi dönemin sigortalılık süresinden sayılamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının usta öğretici olarak çalıştığı sürelerin Sosyal Güvenlik Kurumuna eksik bildirilip bildirilmediği ve bu sürelerin tam gün mü yoksa kısmi süreli çalışmaya mı tekabül ettiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 80. maddesinin geriye yürüyemeyeceği ve uyuşmazlığın çözümünde 506 sayılı Kanun ile 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği, ayrıca davacının çalışma saatlerinin ve davalı işyerinin resmi kayıtlarının tam olarak incelenerek davacının tam gün veya kısmi süreli çalıştığı gün sayısının belirlenmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce 5434 sayılı Kanun kapsamında emekli aylığı almaya ve 1479 sayılı Kanun kapsamında çalışmaya başlayan davacının emekli aylığından sosyal güvenlik destek primi kesilmesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce emekli olanlar hakkında 5510 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edilmesi ve 1479 sayılı Kanunun Ek 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca diğer sosyal güvenlik kanunlarına göre yaşlılık aylığı bağlananlardan, belirtilen kapsamda çalışmaya başlayanların sosyal güvenlik destek primi ödeme yükümlülüğü altında olması gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 04.10.2000 tarihinden önce Kuruma kayıt ve tescili bulunmayan davacının, bu tarihten önceki vergi, oda ve esnaf sicil kayıtlarına istinaden 1479 sayılı Kanun'a tabi zorunlu sigortalı sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 1479 sayılı Kanun'un Geçici 18. maddesi uyarınca, 04.10.2000 tarihinden önce kayıt ve tescili olmayan sigortalıların sigortalılık hak ve yükümlülüklerinin 04.10.2000 tarihinden itibaren başlayacağı ve davacının da bu tarihten önceki dönemler için borçlanma hakkını yasal süre içerisinde kullanmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.