Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“1479 Sayılı Yasa”
- Uyuşmazlık: Davacının 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının başlamasıyla Tarım Bağ-Kur sigortalılığının sona erip ermediği ve bu durumun yaşlılık aylığı bağlanmasına etkisinin ne olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 1479 sayılı Yasa kapsamındaki uzun süreli sigortalılığı nedeniyle Tarım Bağ-Kur sigortalılığının sona erdiği, sonrasında tekrar Tarım Bağ-Kur sigortalılığı için gerekli başvuruda bulunmadığı ve prim ödemediği için yaşlılık aylığına hak kazanamadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının kendi adına tescilli işyerinden 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık bildirimi yapıldığı gerekçesiyle Kurum tarafından iptal edilen sigortalılık süresinin 506 sayılı Kanun kapsamında mı yoksa 1479 sayılı Kanun kapsamında mı değerlendirilmesi gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının kendi adına kayıtlı işyerinden 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olarak bildirilmesinin mümkün olmadığı, kendi nam ve hesabına çalışan davacının 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olma koşullarını taşımadığı ve isteğe bağlı sigortalılık başvurusu da bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının 11.03.1981 tarihini sigorta başlangıç tarihi olarak kabul ederek 1479 sayılı Kanun'dan yararlanma ve emeklilik hakkı tespiti talebinde bulunması üzerine, davalı Kurum'un hukuki yarar ve tescil sürelerine aykırılık iddiasıyla açılan tespit davası.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 1479 sayılı Kanun kapsamında sigorta başlangıcı tespiti talebinde hukuki yararının bulunmadığı, hâkimin HMK’nın 31. maddesi gereğince davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında davacının talebini açıklığa kavuşturması gerektiği, ayrıca 1479 ve 5510 sayılı Kanunlarda belirtilen tescil sürelerine uyulmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 27.11.2000 tarihinde 506 sayılı Kanun'a tabi sigortalılığı başlayan davacının, 1.9.1989-30.11.1989 tarihleri arasındaki vergi kaydına istinaden 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık başlangıç tarihinin 01.09.1989 olarak tespit edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 4.10.2000 tarihinden önce 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık tescili ve prim ödemesi bulunmadığı ve 27.11.2000 tarihinden itibaren 506 sayılı Kanun'a tabi zorunlu sigortalı olduğu gözetilerek, 1479 sayılı Kanun'un 4956 sayılı Kanun ile eklenen geçici 18. maddesi kapsamında geriye dönük sigortalılık tesciline olanak bulunmadığından direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bağ-Kur sigortalısının basamak satın alma yoluyla yükselttiği basamaklar dikkate alınarak hesaplanması gereken yaşlılık aylığının miktarının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: 4956 sayılı Yasa’nın geçici 2. maddesiyle basamak satın alma imkanından yararlanan sigortalıların yaşlılık aylığının, 31.12.1999 tarihindeki fiili basamakları değil, satın alınan basamaklar da dikkate alınarak hesaplanması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına, ancak işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının 01.10.2008 tarihinden önceki süreler için 1479 sayılı Kanun'a tabi zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca 01.10.2008 tarihinden önce Sosyal Güvenlik Kurumu'na kayıt ve tescili bulunmayanların sigortalılıkları 01.10.2008 tarihinden başlatılacağı, davacının da bu tarihten önce Kurum'a kayıt ve tescilinin olmadığı ve borçlanma talebinde bulunmadığı gözetilerek, geriye dönük sigortalılığının tespitine imkan bulunmadığından yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının 04.10.2000 ile 26.03.2002 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalılığının tespit edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 619 sayılı KHK'nin iptaliyle 04.10.2000-02.08.2003 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun'un 3165 sayılı Kanun ile değişik 24. ve 25. maddelerinin uygulanacağı, davacının bu dönemde esnaf sicil ve oda kaydıyla kendi nam ve hesabına çalıştığına dair koşulların oluştuğu, 3165 sayılı Kanun ile değişik 25. madde gereği kendiliğinden sigortalı sayılacağı gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının, 5510 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden önce vefat eden babasından dolayı bağlanan ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra eşinin de vefat etmesiyle, 5510 sayılı Kanun'un 54. maddesi uyarınca alıp alamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 54. maddesinin uygulanabilmesi için birleşecek gelir ve aylıkların 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre bağlanması gerektiği, davacının babasından olan ölüm aylığının ise 5510 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesi gereğince önceki yasal düzenlemelere tabi olduğu, dolayısıyla 5510 sayılı Kanun'un 54. maddesinin uygulanamayacağı ve davacının babasından dolayı bağlanan aylığı alabileceği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu kapsamında yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığı ve ıslah dilekçesiyle aylık talep tarihini değiştirmesinin hukuki sonucu.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının vergi, oda ve sicil kaydı bulunmadığı için 08.05.1992 tarihinden sonra 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalılığının sona erdiği, sonraki prim ödemelerinin isteğe bağlı sigortalılık olarak değerlendirilmesi gerektiği ve toplam hizmet süresinin 25 yılı doldurmaması nedeniyle yaşlılık aylığına hak kazanmadığı, ayrıca davanın açıldığı tarihteki koşulların esas alınması gerektiğinden ıslah dilekçesiyle talep tarihinin değiştirilmesinin hukuki sonuç doğurmayacağı gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.